a
Ana Sayfaİkinci Şua78. Hayvanatın ve nebatatın her bir ferdi, yüzünde öyle bir sikkeyi ve içinde ve sinesinde…

78. Hayvanatın ve nebatatın her bir ferdi, yüzünde öyle bir sikkeyi ve içinde ve sinesinde…

İkinci Şua mütalaasına devam ediyoruz:

“Ve hayvanatın ve nebatatın her bir ferdi, yüzünde öyle bir sikkeyi ve içinde ve sinesinde öyle bir makineyi taşıyor ki bütün hayvanları ve nebatları icad eden bir zat, ancak o sikkeyi o yüzde ve o makineyi o sine içinde yapabilir.”

Sikke: Madenî paranın üzerine vurulan damgadır. Bu damgayla o paranın hangi devlete ait olduğu ispat edilir.

Allahu Teâlâ da her bir mahlukun yüzüne ve sinesine kendine mahsus sikkesini vurmuştur ki bu sikkenin lisan-ı hâliyle “Bütün eşya benimdir.” der.

İlk önce, yüze vurulan sikkenin tevhide olan delaletini şu misal üzerinden tefekkür edelim:

— Sizlere 20.000 kelimelik bir lügat verilse ve bu lügate, lügatte olmayan bir kelimeyi eklemeniz istense, bu yeni kelimeyi ekleyebilmek için ilk önce ne yapmalısınız?

İlk yapmanız gereken, lügatte geçen bütün kelimeleri ezberlemektir. Zira lügatte geçen kelimeleri bilmeden yeni bir kelime eklemek mümkün değildir.

— Peki, sizlere 20.000 kelimelik değil de 8 milyar kelimelik bir lügat verilse ve bu lügate her gün 150.000 yeni kelime eklemeniz istense, bunu yapabilir misiniz?

Elbette yapamazsınız!

— Acaba bunu yapabilmek için -bilgisayar gibi bir cihaz kullanmaksızın- kaç kişinin çalışması gerekir?

Bir de aynı zamanda bu kişilere 1.000.000 farklı lügat daha verilecek ve bu lügatlere de her gün yeni kelimeler ekleyecekler. Bu lügatlerden bir kısmına her gün 100.000 kelime, diğer bir kısmına 500.000 kelime ve bazılarına da her gün milyon değil, milyarlarca kelime eklenecek ve eklenen hiçbir kelime lügatteki kelimelere benzemeyecek. Acaba bunu yapmak mümkün müdür?

— Peki, bu işin mükemmel bir şekilde yapıldığını ve 1.000.000 farklı lügatin her birisine her gün yüz binlerce ve milyonlarca yeni kelimelerin eklendiğini görseniz, bu hadiseyi tesadüfe havale edebilir misiniz?

Elbette edemezsiniz!

Bu misaller gibi, her bir nev bir lügattir. O nevin fertleri ise bu lügatin kelimeleridir.

Mesela insan nevi bir lügattir. Her bir insan ise bu lügatin bir kelimesidir. Demek şu anda bu lügatin sekiz milyar kelimesi var. Bu lügatin kelimeleri olan insanların hiçbiri birbirine benzememekte ve her gün bu lügate 150.000 yeni kelime eklenmektedir. Yani her gün 150.000 insan doğmakta ve bu 150.000 ferdin hiçbirinin yüzü daha önce yaratılmış bir yüze benzememektedir.

— Acaba bu lügatin tesadüfen vücud bulması ve her gün yeni kelimelerin tesadüfen eklenmesi hiç mümkün müdür?

Bilim adamları yeryüzünde 1.000.000 farklı tür keşfetmişler. Kuşlardan balıklara, çiçeklerden ağaçlara, böceklerden hayvanlara kadar, saymakla bitiremeyeceğimiz tam 1.000.000 tür!..

Her bir türü bir lügate benzetirsek, demek ki şu anda yeryüzünde birbirinden farklı tam 1.000.000 lügat var. Bu lügatlerden sadece sinek lügatine bakalım:

Bir yaz mevsiminde yaratılan sineklerin sayısı, Hz. Âdem’den kıyamete kadar, yaratılan ve yaratılacak olan bütün insanlardan daha çoktur.

— Sinek nevi lügatindeki kelimelerin çokluğunu hayal edebiliyor musunuz?

Bu lügatteki hiçbir kelime başka bir kelimeye benzemiyor. Yani hiçbir sinek diğer bir sineğin aynısı değil. Farklı cinsler birbirine benzemediği gibi, aynı cinsin fertleri de birbirine benzemiyor.

— Acaba hiç mümkün müdür ki rakamlara sığmayacak kadar çok sinek kendi kendine vücud bulsun ve her biri tesadüfen farklı bir şekle sahip olsun? Bu hiç mümkün müdür?

Kar taneleri de bir lügattir. Bu lügatin kelimeleri olan kar tanelerinin sayısını herhâlde rakamlarla ifade edemeyiz. Bu lügatin de kelimeleri birbirine benzememektedir. Hiçbir kar tanesi diğer kar taneleriyle birebir aynı değildir.

— Tırnak büyüklüğündeki kar tanelerinde birbirinden farklı hadsiz şekilleri yaratmak Allah’tan başka kimin işi olabilir?

Üstadımız şöyle demişti:

“Ve hayvanatın ve nebatatın her bir ferdi, yüzünde öyle bir sikkeyi ve içinde ve sinesinde öyle bir makineyi taşıyor ki bütün hayvanları ve nebatları icad eden bir zat, ancak o sikkeyi o yüzde ve o makineyi o sine içinde yapabilir.”

Yüzdeki sikkenin tevhide olan bir işaretini mütalaa ettik. Elbette daha başka işaretler de var. Biz biriyle iktifa edelim.

Yüzdeki mezkûr sikke vahdaniyete şehadet ettiği gibi, her mahlukun içinde ve sinesinde işleyen makine de vahdaniyete şehadet eder. Bu şehadetin birkaç veçhini beyan edelim:

1. Her bir zihayatın içinde yüzlerce organ ve bu organların da kendilerine mahsus vazifeleri vardır. Bu organları yoktan icat etmek ve onları vazifelerinde çalıştırmak için hadsiz bir kudrete sahip olmak gerekir. Kudretinde sınır olan, böyle bir icadın faili olamaz. Kudreti sınırsız olunca da şirke müsaade etmez, esbaba tesir vermez. Bu da tevhidi netice verir.

2. Hayvanatın ve nebatatın içinde işleyen fabrikalar birbirine benzer; aza ve cihazları birbirinin aynıdır. Mesela hayvanata baktığımızda: Hepsinin kalbi var, midesi var, ciğerleri var ve bunlar gibi birbirine benzeyen azaları var. İşte bu benzerlik ispat eder ki hepsinin Sanii birdir. Zira başka bir el karışsaydı benzerlik bozulur ve hiçbir fabrika başka bir fabrikaya benzemezdi.

Netice: Zihayatın içinde ve sinesinde işleyen her bir fabrika, diğer fabrikalara benzemenin lisan-ı hâliyle vahdaniyete şehadet eder.

Bu mesele üzerine siz de biraz tefekkür edin ve birkaç ciheti de sizler yazın.

Yazar: Sinan Yılmaz

Paylaş:
Bu Makaleyi Değerlendirin