a
Ana Sayfaİkinci Şua43. İşte şirk ve küfür cinayeti kâinatın bütün kemâlâtına ve ulvi hukuklarına…

43. İşte şirk ve küfür cinayeti kâinatın bütün kemâlâtına ve ulvi hukuklarına…

İkinci Şua mütalaasına devam ediyoruz:

“İşte şirk ve küfür cinayeti, kâinatın bütün kemâlâtına ve ulvi hukuklarına ve kudsî hakikatlerine bir tecavüz olduğu cihetledir ki ehl-i şirk ve küfre karşı kâinat kızıyor ve semavat ve arz hiddet ediyor ve onların mahvına anasır ittifak edip kavm-i Nuh aleyhisselâm ve Âd ve Semud ve Firavun gibi ehl-i şirki boğuyor, gark ediyor.”

İkinci meyvenin başından buraya kadar, sırr-ı tevhid ile kâinatın aldığı şekli mütalaa ettik. Bu makamda, mütalaasını yaptığımız cümleleri bir daha okuyalım ve küfür cinayetinin büyüklüğünü tekrar görelim:

1. Sırr-ı vahdetle kâinatın kemâlâtı tahakkuk eder. Şirk ve küfür bu kemâlâtı tahkir eder.

2. Mevcudatın ulvi vazifeleri anlaşılır. Şirk ve küfür mevcudatı vazifesizlikle itham eder.

3. Mahlukatın netice-i hilkatleri takarrur eder. Şirk ve küfür bu neticeleri inkâr eder.

4. Masnuatın kıymetleri bilinir. Şirk ve küfür bu kıymeti hiçe indirir.

5. Bu âlemdeki makasıd-ı İlahiye vücud bulur. Şirk ve küfür bu maksatları yok eder.

6. Zîhayat ve zîşuurların hikmet-i hilkatleri ve sırr-ı icadları tezahür eder. Şirk ve küfür bu tezahüre perde çeker.

7. Bu dehşetengiz tahavvülat içinde kahharane fırtınaların hiddetli, ekşi simaları arkasında rahmetin ve hikmetin güler, güzel yüzleri görünür. Şirk ve küfür rahmeti ve hikmeti inkâr; bununla da her şeyde bir dehşet kapısı açar.

8. Fena ve zevalde kaybolan mevcudatın neticeleri ve hüviyetleri ve mahiyetleri ve ruhları ve tesbihatları gibi çok vücudları kendilerine bedel âlem-i şehadette bırakıp sonra gittikleri bilinir. Şirk ve küfür ise her şeyin fenaya gittiğine hükmeder.

9. Kâinat baştan başa gayet manidar bir kitab-ı Samedanî ve mevcudat ferşten arşa kadar gayet mucizane bir mecmua-i mektubat-ı Sübhaniyedir. Şirk ve küfür ise bu kitaplardaki manayı inkâr eder ve her şeyi manasızlıkla itham eder.

10. Mahlukatın bütün taifeleri, gayet muntazam ve muhteşem bir ordu-yu Rabbanîdir. Şirk ve küfür ise onları başıboş olmakla itham eder.

11. Masnuatın bütün kabileleri mikroptan, karıncadan ta gergedana, ta kartallara, ta seyyarata kadar Sultan-ı Ezelî’nin gayet vazifeperver memurları olduğu bilinir. Şirk ve küfür ise onları bu memurluktan tardeder. Ya onları amir kabul eder ya da bir serseri derekesine indirir.

12. Her şey, âyinedarlık ve intisap cihetiyle binler derece kıymet-i şahsiyesinden daha yüksek kıymet alır. Şirk ve küfür ise onları kıymetsizlikle itham eder.

13. “Seyl-i mevcudat ve kafile-i mahlukat nereden geliyor ve nereye gidecek ve ne için gelmişler ve ne yapıyorlar?” diye halledilmeyen tılsımlı suallerin manaları inkişaf eder. Şirk ve küfür ise bu inkişafa set çeker.

Hülasa: Şirk ve küfür öyle dehşetli bir cinayettir ki ebedî cehennemden başka kefareti yoktur.

Yazar: Sinan Yılmaz

Paylaş:
Bu Makaleyi Değerlendirin