Mesnevi-i Nuriye & Reşhalar Risalesi | Risale İzah

Mesnevi-i Nuriye & Reşhalar Risalesi

1. Hâlık-ı âlemi bize tarif ve ilan eden deliller ve burhanlar lâyüad ve lâyuhsâdır.

2. Üçüncüsü: Kitab-ı âlemin tefsiri ve mahlûkata karşı Allah’ın hücceti olan Kur’an’dır.

3. Birinci Reşha: Arkadaş! Hâlıkımızı tarif eden, pek büyük bir şahsiyet-i maneviyeye malik, burhan-ı nâtık dediğimiz…

4. Hazreti Muhammed (a.s.m.) öyle bir zattır ki azamet-i maneviyesinden dolayı sath-ı arz, o zatın Mescid-i Aksa’sıdır…

5. Ve bütün enbiyanın reisidir; onları tezkiye ve tasdik ediyor. Çünkü dini bütün dinlerin esasatına câmidir…

6. O zat (a.s.m.) öyle bir kutup ve nokta-i merkeziyedir ki onun halka-i zikrinde bulunan bütün enbiyâ-i ahyâr…

7. Ve öyle bir şecere-i nuraniyedir ki damar ve kökleri, enbiyanın esasat-ı semâviyesidir. Dal ve budakları…

8. O zatın (a.s.m.) davalarından biri tevhiddir. Bu davayı tasrih ve ifade eden Lâ ilâhe illâllah kelime-i mübarekesidir…

9. İkinci Reşha: Arkadaş! Tevhidi ispat ve nev-i beşeri irşad eden o nurani burhan; biri sağında, diğeri solunda…

10. Ve aynı zamanda, irhasat denilen kablen-nübüvvet kendisinden zuhur eden harika hallerin rumuzatıyla…

11. Ve keza, o burhan-ı nuranîden zuhur eden inşikak-ı kamer, parmaklarından fışkıran sular…

12. Ve keza, dünya ve ahiret saadetlerini temine kâfil ve kâfi olan şeriatı, nübüvvetini tasdik ve ispata kâfidir.

13. Üçüncü Reşha: Arkadaş! O zat (a.s.m.) delâil-i âfâkiye denilen haricî delillerle musaddak olduğu gibi…

14. Ve keza, o zatın en yüksek derecede bulunan zühd ve takva ve ubudiyeti şehadetleriyle malik olduğu…

15. Ve keza, siyer-i nebeviyenin şehadetiyle derece-i vüsûku ve kemal-i ciddiyet ve metaneti…

16. Dördüncü Reşha: Arkadaş! Tûl-i zaman ve bu’d-i mekânın muhâkemat-ı akliyede tesiri çoktur. Maahaza…

17. Evet, pek büyük bir emirden haber veriyor.

18. Hilkat-i âlemin acip muammasını açıyor.

19. Kâinatın sırr-ı hikmetine dair tılsımı açıyor. Felsefe ve fenn-i hikmetin, nev-i beşere…

20. Beşinci Reşha: Arkadaş! Şu zat-ı nuranî, mürşid-i imanî, Resulü Ekrem (a.s.m.)’a bak, nasıl neşrettiği hakikatin nuruyla…

21. Birbirine düşman telakki edilen mevcudat, birbirine ahbap ve kardeş olmuşlardır.

22. Cenaze ve ölü şeklini gösteren cemadat, ünsiyetli birer hayattar ve lisan-ı hâliyle Hâlıkının âyâtını nâtık…

23. Ağlayan, müteşekkî ve eytam kıyafetinde görünen insan, ibadetinde zâkir, Hâlıkına şâkir sıfatını takınıyor.

24. Ve kâinatın harekât, tenevvüat, tagayyürat ve nukuşu abesiyetten kurtuluyor. Rabbânî mektuplar…

25. Ve insan, zelil ve fakir ve âciz hayvanların sırasından çıkar; zaafının kuvvetiyle, aczinin kudretiyle…

26. Zulmetli, karanlıklı bir mezar-ı ekber suretinde görünen zaman-ı mazi, enbiya ve evliyanın ziyasıyla ziyadar…

27. Binaenaleyh, bu kadar garip, acip, güzel kâinat için böyle tarifat ve teşrifatçı bir mürşid-i harika lazımdır…

28. Altıncı Reşha: Arkadaş! O hutbe-i ezeliyeyi okuyan zat, kâinatın kemâlâtını keşfeden canlı bir güneştir…

29. Saltanat-ı rububiyetin mehâsininin dellâlı ve esmâ-i İlâhiyenin gizli definelerinin keşşafıdır.

30. Evet, o zat (a.s.m.) vazifesi itibarıyla, hakkın burhanı, hakikatin ziyası, hidayetin güneşi, saadetin vesilesidir.

31. Şahsiyet ve hüviyet cihetiyle muhabbet-i Rahmaniyenin misali.

32. Rahmet-i Rabbâniyenin timsali.

33. Hakikat-i insaniyenin şerefi, şecere-i hilkatin en kıymettar ve kıymetli bahâdar bir semeresidir.

34. Tebliğ ettiği dini de harika bir süratle şark ve garbı ihata etmiş, nev-i beşerin beşte biri kabul etmiştir.

35. Yedinci Reşha: Arkadaş! O zatı harekete getirip o inkılapları kendisine yaptıran ancak bir kuvve-i kudsiyedir…

36. O zatın (a.s.m.) şu kadar geniş ve azîm saltanatı, yalnız zahiri bir saltanat değildir…

37. Sekizinci Reşha: Arkadaş! Bilirsin ki sigara gibi küçük bir âdeti, bir şeyi tiryakisinden ref etmek pek zahmettir…

38. Dokuzuncu Reşha: Arkadaş! Aklı başında olan bir adam münazaralı davalarda yalan söyleyemez…

39. Onuncu Reşha: Arkadaş! O zat-ı mürşid, nev-i beşeri korkutmak için pek müthiş hakikatlerden bahsediyor…

40. Bu zat (a.s.m.) öyle bir Sultanın şuûnundan bahsediyor ki Kamer O’nun mülkünde bir sinek gibidir…

41. Ve beşer için öyle bir istikbalden haber veriyor ki dünyevi istikbal ona nisbeten bir katre hükmündedir…

42. On birinci Reşha: Arkadaş! Şu minber-i âlide hutbe-i ezeliyeyi okuyan ve şahsiyet-i maneviyesiyle bizlere meşhud…

43. Ve keza, o zat insanları hidayete davet etmekle saadet-i ebediyenin husulüne sebep olduğu gibi, vusulüne de sebeptir.

44. Ve keza, o zat duasıyla, ubudiyetiyle o saadetin vücuduna ve icadına vesiledir…

45. Acaba o zat, o matlubu kimden istiyor? Evet, öyle bir zattan talep eder ki en gizli ve en küçük bir hayvanın…

46. Acaba o zat, o minberde Arşa müteveccihen ellerini kaldırarak yaptığı dua ile ne istiyor ki bütün mahlukat “Âmin” söylüyor…

47. Evet, bu yüksek intizam ve geniş rahmet ve güzel sanat ve kusursuz cemal ile zulüm ve çirkinlik arasında tezat vardır…

48. On ikinci Reşha: Arkadaş! O hatib-i mürşidden gördüğün, işittiğin kâfidir. Çünkü ahvalini tamamıyla ihata etmek mümkün değildir…

49. Arkadaş! Risalet-i Ahmediyeyi ispat eden deliller pek büyük bir yekûn teşkil ediyor…

50. Yirmi beşinci Söz namındaki eserimde tafsil edilen kırk vech-i i’câza bâliğ olan Kur’an…

51. Evet, kâinatta yazılan sayısız ayetler Zat-ı Ehad’in vahdaniyetine şehadet ettikleri gibi…

52. İnsan dahi masnuatın en cami ve en garibi olduğundan, şecere-i hilkate bir semere-i şuuriyedir…

53. İnsan zîşuur ve câmi olduğu cihetle, nazarı âmm, şuuru küllî olur. Nazarı âmm olduğundan…

54. Risale-i Nur nasıl okunmalı ve azami istifade için nasıl bir usul takip edilmeli?

55. Ey gözleri sağlam ve kalpleri kör olmayan insanlar! Bakınız, insan âleminde iki daire ve iki levha vardır…

56. Ey insan! Bu süslü masnuatı envâ-ı mehasinle tezyin eden ve bütün zîhayat olanların zevklerine…