99. Kudretin levazımı ile hikmetin levazımı bir değildir…
Katre mütalaasına kaldığımız yerden devam ediyoruz:
Kezalik, kudretin levazımı ile hikmetin levazımı bir değildir. Birisine ait levazımatı ötekisinden talep etmek hatadır. (Mesnevi-i Nuriye, Katre)
Allahu Teâlâ’nın kudreti ile hikmeti farklı şeyler istemekte ve farklı şeyleri iktiza etmektedir. İlk önce kudret üzerine konuşalım:
Kudret-i İlahiye, her şeyi bir anda yaratmayı istemektedir. Yaratmanın ani ve def’î olarak gerçekleşmesini ve esbabın vazedilmemesini iktiza etmektedir. Çünkü Allah’ın kudreti sonsuzdur. Yaratmak için bir sebebe ve zamana ihtiyacı yoktur. Dilerse bir ân-ı vahidde milyonlarca kâinatı yaratabilir. Bir iş bir işe mâni olmaz ve hiçbir şey kudret-i İlahiyeye zor gelmez.
Hikmet-i İlahiye ise kudretin tam tersidir. Sebeplerin vazedilmesini ve eşyanın tedricî olarak yaratılmasını ister. Bunun birtakım sebepleri şunlardır:
1. Eşya bir anda yaratıldığında sadece Allah’ın Kadîr ismi tecelli eder. Tedricî olarak yaratıldığında ise Muhavvil, Mükemmil, Mübeddil gibi birçok esmâ-i İlahîye tecelli eder.
2. Bu dünya bir imtihan dünyasıdır. İmtihanın olabilmesi için akla kapı açılmalı ancak irade elden alınmamalıdır. Eğer yaratma def’î olarak yapılırsa imtihan sırrı bozulur ve herkes ister istemez imana mecbur olur. Bu durumda da hikmet kaybolur. Hikmetin kaybolmaması her işin perdeli yapılmasına ve sebeplerin vazedilmesine bağlıdır.
Bu gibi sebeplerden dolayı hikmet tedricîliği istemektedir.
Şimdi, kudret ile hikmet karşı karşıya geldi. Kudret, “Ben bunu hemen yaratacağım.” derken; hikmet, “Tedricîlik isterim. Yoksa manam kaybolur.” dedi.
Bu dünya dâru’l-hikmet olduğundan hikmetin hükmü geçti ve buna göre muamele edildi. Ahiret ise dâru’l-kudret olduğundan orada kudret hükümferma olacak ve her şey buna göre muamele görecek.
Şimdi, Üstad Hazretlerinin beyanını bir daha okuyalım:
Kezalik, kudretin levazımı ile hikmetin levazımı bir değildir. Birisine ait levazımatı ötekisinden talep etmek hatadır. (Mesnevi-i Nuriye, Katre)
Yani bizler hikmete uygun hareket etmeli, sebeplere yapışmalı ve basamakları teker teker atlamalıyız. “Allah’ın kudreti her şeye yeter.” diyerek esbabı terk edersek ret cevabı alır ve matlubumuza ulaşamayız. Zira bu dünya dâru’l-hikmettir, dâru’l-kudret değil. Kudretin levazımını hikmetten beklemek, hikmetin levazımını kudrette aramak hatadır.
Bu mesele bir sonraki derste daha da açılacak. Kalan kısmı sonraki derse havale edip dersimizi burada noktalayalım. Bu dersimizde şu kısmın mütalaasına çalıştık:
Kezalik, kudretin levazımı ile hikmetin levazımı bir değildir. Birisine ait levazımatı ötekisinden talep etmek hatadır. (Mesnevi-i Nuriye, Katre)
Yazar: Sinan Yılmaz