38. Maahâzâ, şerik haddizatında mümtenidir. Bir ferdinin vücudu mümkün değildir…
Katre mütalaasına kaldığımız yerden devam ediyoruz:
Maahâzâ, şerik haddizatında mümtenidir. Bir ferdinin vücudu mümkün değildir. (Mesnevi-i Nuriye, Katre)
(Maahâzâ: Bununla birlikte / Mümteni: Olması imkânsız)
Allah’ın şerikinin olması muhaldir ve mümtenidir. Değil onlarca şerik, tek bir şerikin vücudu dahi mümkün değildir, çünkü intizam bozulur. Bu hakikate Kur’an şöyle işaret eder:
لَوْ كَانَ فِيهِمَا اٰلِهَةٌ اِلَّا اللّٰهُ لَفَسَدَتَا Yerde ve gökte Allah’tan başka ilahlar olsaydı elbette o ikisi fesada uğrardı. (Enbiya 22)
Demek, şu kâinattaki intizam zerre miskal şirke ihtimal vermemektedir.
Üstad Hazretleri şirkin olamayacağına şöyle bir delil sunuyor:
Çünkü kudret-i kâmilenin tesiri gayr-ı mütenahidir. Şerik olduğu takdirde kudretin tesiri mahdud olur. Mütenahi olmadığı hâlde mütenahi olur, inkıtaa uğrar. Bu ise birkaç cihetten muhaldir. Öyle ise istiklal ve infirad, uluhiyet için zatî hâssalardır. (Mesnevi-i Nuriye, Katre)
(Gayr-ı mütenahi: Sonsuz / Mahdud: Sınırlı / İstiklal: Bağımsızlık / İnfirad: Tek başına olma)
Şimdi metni cümle cümle tahlil edelim:
Çünkü kudret-i kâmilenin tesiri gayr-ı mütenahidir:
Allah’ın kudreti her şeyi kuşatmıştır ve tesiri sonsuzdur. Zerreden şemse kadar her şey ve her yer bu kudretin tecellisine mazhardır. Sinek kanadı kadar bir yer yoktur ki kudret-i İlahiye orada tecelli etmemiş ve orayı boş bırakmış olsun. Allah’ın kudretinde bir sınır, bir had ve bir son yoktur. Kudretine nispeten bir çiçeği yaratmakla bir bahçeyi yaratmak, bir bahçeyi yaratmakla yeryüzünü yaratmak, yeryüzünü yaratmakla cenneti yaratmak aynıdır. Bir sineği ihya etme kolaylığında bütün insanları ölümlerinden sonra ihya eder. Kudreti sonsuz olduğu için her şey kudretine müsavidir; az-çok, büyük-küçük, her şey kudretine eşittir. Kudretinin tesiri gayr-ı mütenahidir, sonsuzdur.
Şerik olduğu takdirde kudretin tesiri mahdud olur:
Allah’ın kudreti sonsuz iken, eğer şerik olursa kudretine bir sınır gelir. Mesela şerik der ki: “Burası benim, buraya karışma…” Bu durumda, Allah’ın kudreti orada tecelli edemez; böyle olunca da kudreti mahdud ve sınırlı olur. Demek, var olacak bir şerik Allah’ın kudretine sınır çizmekte, bir had belirlemekte, sonsuz kudreti sonlu hâle getirmekte ve kudretin tesirini mahdud kılmaktadır.
Böyle olunca da Allah’ın kudreti mütenahi olmadığı hâlde mütenahi olur, inkıtaa uğrar:
Allah’ın şirki şiddetle reddetmesinin bir sebebi de budur: Sonsuz kudretinin sonlu ve mütenahi kabul edilmesi; böyle olunca da kudretinin izzetinin kırılması… Çünkü Allah’a ortak atfedildiğinde kudretinin bir sonu olduğu kabul edilmek zorunda kalınır. Kudreti mütenahi (sonlu) olmadığı hâlde mütenahi olup inkıtaa uğrar. Bu da Allah’a acz isnadını iktiza eder. İşte şerikin kabulü böyle vahim bir netice vermektedir.
Bu ise birkaç cihetten muhaldir. Öyle ise istiklal ve infirad, uluhiyet için zatî hâssalardır:
Allah’ın şerikinin olması ve kudretinde bir nihayetin bulunması birkaç cihetten muhaldir.
– İlk önce âlemdeki intizam şirki reddeder.
– Âlemdeki denge ve mizan şirki reddeder.
– Allah’ın kudretinin sonsuzluğu şirki reddeder.
– Hâkimiyet bir makam-ı izzettir, şirki reddeder.
Ve hakeza…
İş sonunda şuraya bağlanır: İstiklal ve infirad, uluhiyet için zatî hâssalardır. Allah’ın istiklaliyetini yok eden ve infiradına son veren şirk olmaz ve olamaz. İstiklal ve infirad Allah’ın zatî sıfatlarıdır. Malumdur ki bir şey zatî olduğunda zıddı ona ârız olamaz çünkü içtima-i zıddeyn olur; bu ise muhaldir. O hâlde Allah Vahid’dir, Ehad’dir, Ferd’dir ve Samed’dir.
Bu dersimizde şu bölümün mütalaasını yaptık:
Maahâzâ, şerik haddizatında mümtenidir. Bir ferdinin vücudu mümkün değildir. Çünkü kudret-i kâmilenin tesiri gayr-ı mütenahidir. Şerik olduğu takdirde kudretin tesiri mahdud olur. Mütenahi olmadığı hâlde mütenahi olur, inkıtaa uğrar. Bu ise birkaç cihetten muhaldir. Öyle ise istiklal ve infirad, uluhiyet için zatî hâssalardır. (Mesnevi-i Nuriye, Katre)
Yazar: Sinan Yılmaz