a
Ana SayfaKatre104. Arkadaş! Her bir insanın bir nokta-i istinadı bulunduğuna nazaran…

104. Arkadaş! Her bir insanın bir nokta-i istinadı bulunduğuna nazaran…

Katre mütalaasına kaldığımız yerden devam ediyoruz:

REMİZ

Arkadaş! Her bir insanın bir nokta-i istinadı bulunduğuna nazaran… (Mesnevi-i Nuriye, Katre)

Herkesin bir dayanağı ve bir istinatgâhı vardır. Kimi babasına dayanır kimi amcasına; kimi arkadaşına dayanır kimi aşiretine; kimi makamına dayanır kimi sultana; kimi de sadece Allah’a…

Herkesin bir nokta-i istinadı ve sırtını dayadığı bir zat vardır.

Üstadımız diyor ki:

İstinad noktalarının tefavütüne göre insanların yapabileceği işler de tefavüt eder. (Mesnevi-i Nuriye, Katre)

Bir müdüre dayanan kişinin yapabileceği iş ile sultana dayanan kişinin yapabileceği iş aynı değildir. Kişinin dayanağı ve istinatgâhı ne kadar kuvvetliyse yapabileceği işler o nispette büyür.

Üstadımız bunun bir örneğini şöyle veriyor:

Mesela büyük bir sultana istinadı olan bir nefer, bir şahın yapamadığı bir işi yapar. Çünkü nokta-i istinadı şahtan büyüktür. (Mesnevi-i Nuriye, Katre)

Ülkenin değişik bölgelerinde hüküm süren emirlere şah denir. Sultan bütün toprakların sahibidir. Şah ise sultanın mülkünde sultanın izniyle hüküm süren emirdir.

Sultana istinad eden bir nefer, sultandan aldığı kuvvetle bir şahtan daha büyük işler yapabilir. Çünkü şah nefsine dayanır. Bütün kuvveti, nefsinin kuvveti kadardır. Nefer ise sultana dayanır. Kuvveti, sultanın kuvveti kadardır.

Üstad Hazretleri neticeyi şöyle bağlıyor:

Evet, kudret-i ezeliye tarafından memur edilen baûda yani sivrisineğin Nemrud’a olan galebesi ve bir çekirdeğin   فَالِقُ الْحَبِّ وَ النَّوٰى  tarafından verilen izin ve kuvvete binaen koca bir ağacın cihazatını, malzemesini tazammun etmesi yani içine alması bu hakikati tenvir eden birer hakikattir. (Mesnevi-i Nuriye, Katre)

(Ayet: Şüphesiz Allah dâneyi ve çekirdeği yarandır. (En’am 95))

Üstadımız başta anlattığı hakikati iki misalle ispat etti.

1. Sinek gibi âciz ve zayıf bir mahluk, Allah’a olan istinadı neticesinde Nemrud gibi bir zalimi mağlup etmiştir.

2. Koca ağaçların plan ve programları çekirdek ve tohumlarında yazılmış; o küçücük çekirdek ve tohumlar, Allah’a olan istinadları neticesinde koca ağaçların cihazat ve malzemelerini tazammun etmiş.

Yani hem sinek hem de çekirdek ve tohumlar kendi kuvvetlerinin çok üstünde işler yapmış. Bu işleri nokta-i istinadlarından aldıkları kuvvetle yapmış; belki o kuvvetin tecellisine mazhar ve ayna olmuş.

Metin açık olduğundan bu kadarlık izahla iktifa edelim. İzahtan kalan boşluğu da bir okuma usulü dersiyle dolduralım:

Kardeşlerim, bu sözlerime dikkat edin! Bu sözler altın kıymetindedir. Benim gibi kıymetsiz birinden sudur etmesi kıymetini tenzil etmez. Buna göre dinleyin ve Risale-i Nurları okumada kendinize rehber yapın!

Mesele ne okumak ne de anlamak; asıl mesele mananın boyasıyla boyanmak, insan-ı kamil olmak ve hakikatle aramızdaki mesafeyi kısaltmak. Maksuda ulaşmanın yolu da doğru okuma usulünden geçer.

Birçok kardeşimiz bu metinleri okuyor ve üzerinde düşünmeden geçiyor. Hâlbuki hakikatler üzerinde enfüsi tefekkür yapılmalı ve hakikatin boyasıyla boyanabilmek için üzerinde çalışılmalıdır.

— Peki, bunu nasıl yapacağız?

Nefsimizi karşımıza alıp onunla konuşacağız. Nefsimizi ilzam ve ikna edip hakikatle amel etmesini sağlayacağız. Dilerseniz, bir numune olsun diye ben nefsimi karşıma alayım ve onunla, okuduğumuz hakikat üzerine biraz konuşayım. Siz de bize ders arkadaşı olun!

Ey nefsim! Söyle bakalım:

— Sen kime dayanıyorsun ve kimden medet bekliyorsun?

— Herkesin bir nokta-i istinadı var. Senin nokta-i istinadın kim?

— Yani mesela başına bir iş gelse ya da muztar bir vaziyete düşsen kimi çağırırsın ve kimden yardım beklersin?

Ben senin kimi çağıracağını biliyorum. Kendin gibi âcizleri ve zayıfları çağırırsın. Akrabanı, dostlarını ve tanıdıklarını çağırır; kendin gibi âcizlerin kapısında dilenci olursun.

Yahu onlar da senin gibi âcizdir. Âciz olandan sana ne fayda gelir; senin hangi derdine derman olur?

Ey nefsim, şu hakikati iyi anla: İstinad noktalarının tefavütüne göre insanların yapabileceği işler de tefavüt eder. Büyük bir sultana istinadı olan bir nefer, bir şahın yapamadığı bir işi yapar.

Hiç duymadın mı ki topal bir sivrisinek nokta-i istinadının kuvvetiyle Nemrud’u helak etmiş. Yahu hiç değilse bu sivrisinek kadar ol! Sen de Sultan-ı Ezel ve Ebed olan Allahu Teâlâ’ya dayan. Allah’ın yardımı ve kuvvetiyle nice Nemrudları helak et!

Hem görmüyor musun ki küçücük çekirdekler ve tohumlar nokta-i istinadları sebebiyle âdeta bir sandıkça olur. Koca ağaçların ve bitkilerin plan ve programları onlarda yazılır; dağ gibi ağaçları başlarında kaldırırlar.

Ey nefsim!

— Ne zaman sen de Allah’a dayanacak ve ona hakkıyla tevekkül edeceksin?

— Ne zaman her işinde Allah’a sığınıp onun hesabına amel edeceksin?

— Ne zaman havl ve kuvvetinden tamamıyla teberri edip, Allah’ın havl ve kuvvetine iltica edeceksin?

Hadi gel, vakit varken tövbe et; Allah’a tevekkül et. Ona sığın ve ondan yardım dile. Dile ki bütün eşya sana musahhar olsun; her şey sana hizmetkâr olsun…

Kardeşlerim, okuduğumuz her hakikati böyle tefekkür etmeli ve nefsimizi karşımıza alarak onu hesaba çekmeliyiz. Hakikatle boyanmanın, hamlıktan kurtulup pişmenin ve insan-ı kamil olmanın yolu budur. Risale-i Nurları bu usulle okumalı ve manevi terbiyemize çalışmalıyız. Allahu Teâlâ size de bana da bu yolda tevfik versin. Âmin.

Mütalaasını yaptığımız metni bir daha okuyarak dersimizi noktalayalım:

REMİZ

Arkadaş! Her bir insanın bir nokta-i istinadı bulunduğuna nazaran istinad noktalarının tefavütüne göre insanların yapabileceği işler de tefavüt eder. Mesela büyük bir sultana istinadı olan bir nefer, bir şahın yapamadığı bir işi yapar. Çünkü nokta-i istinadı şahtan büyüktür.

Evet, kudret-i ezeliye tarafından memur edilen baûda yani sivrisineğin Nemrut’a olan galebesi ve bir çekirdeğin  فَالِقُ الْحَبِّ وَ النَّوٰى  tarafından verilen izin ve kuvvete binaen koca bir ağacın cihazatını, malzemesini tazammun etmesi yani içine alması bu hakikati tenvir eden birer hakikattir. (Mesnevi-i Nuriye, Katre)

Yazar: Sinan Yılmaz

Paylaş:
Bu Makaleyi Değerlendirin