a
Ana SayfaKatre97. İnsanın vücudu, bedeni, emval-i mîriyeden bir neferin elinde bulunan bir hayvan gibidir…

97. İnsanın vücudu, bedeni, emval-i mîriyeden bir neferin elinde bulunan bir hayvan gibidir…

Katre mütalaasına kaldığımız yerden devam ediyoruz:

REMİZ

Arkadaş! İnsanın vücudu, bedeni, emval-i mîriyeden bir neferin elinde bulunan bir hayvan gibidir. O nefer, o hayvanı beslemeye ve hizmetine mükellef olduğu gibi, insan da o vücudu beslemeye mükelleftir. (Mesnevi-i Nuriye, Katre)

(Emval-i mîriye: Devlete ait mallar)

Bazen askerlikte bir nefere bir hayvan zimmet edilir. O hayvan neferin değil, devletindir. Asker, hayvana sahiplik iddiasında bulunamaz. Tek vazifesi, hayvanı beslemek ve hizmetini görmektir.

İnsan da bu nefere benzer. Vücudu ve hayatı kendi mülkü değildir. Belki ona bir emanet ve vediadır. Vazifesi sahiplik iddiasında bulunmak değil, emanete bakıcılık etmektir. “Bu benimdir.” dese haddini aşmış olacağı gibi, “Benim değildir, o hâlde sahibi baksın.” dese yine haddini aşmış olur.

O hâlde bu meselede sırat-ı müstakim şöyle demesidir:

— Bu vücut benim mülküm ve icadım değildir; ancak bana zimmetlidir. Sultan-ı Ezel ve Ebed bu vücudu yaratmış, bana emanet etmiş ve ihtiyacını karşılamamı bana emretmiştir. Ben de onun bu emrine muti olarak bu vazifeyi yapmaya çalışırım…

Üstadımız şöyle devam ediyor:

Aziz kardeşlerim! Burada bana bu sözü söylettiren, nefsimle olan bir münakaşamdır. Şöyle ki:

Mehasiniyle mağrur olan nefsime dedim ki: Sen bir şeye malik değilsin, nedir bu gururun?

Dedi ki: Madem malik değilim, ben de hizmetini görmem.

Dedim ki: Yahu bu sineğe bak! Gayet küçücük zarif elleriyle kanatlarını, gözlerini siler süpürür. Her işini görür. Sen de lâekall onun kadar vücuduna hizmet etmelisin, diye ikna ettim.

Takdis ederiz o zatı ki bu sineğe nezafeti ilhamen öğretir, bana da üstad yapar. Ben de onun ile nefsimi ikna ve ilzam ederim. (Mesnevi-i Nuriye, Katre)

(Mehasin: Güzellikler / Lâekall: En az, en azından / Nezafet: Temizlik)

Metin açık olduğundan izahına gerek görmüyoruz. Şu kadar deriz ki:

İnsan âleme ibret nazarıyla bakarsa bir sinek dahi ona üstad olabilir; insan sinekten dahi bir şeyler öğrenebilir. Allahu Teâlâ bizlere de böyle ibret nazarıyla bakmayı ve her hadiseden bir ders-i ibret çıkarmayı nasip etsin. Âmin.

Şimdi, metni bir daha mütefekkirâne okuyalım:

REMİZ

Arkadaş! İnsanın vücudu, bedeni, emval-i mîriyeden bir neferin elinde bulunan bir hayvan gibidir. O nefer, o hayvanı beslemeye ve hizmetine mükellef olduğu gibi, insan da o vücudu beslemeye mükelleftir.

Aziz kardeşlerim! Burada bana bu sözü söylettiren, nefsimle olan bir münakaşamdır. Şöyle ki:

Mehasiniyle mağrur olan nefsime dedim ki: Sen bir şeye malik değilsin, nedir bu gururun?

Dedi ki: Madem malik değilim, ben de hizmetini görmem.

Dedim ki: Yahu bu sineğe bak! Gayet küçücük zarif elleriyle kanatlarını, gözlerini siler süpürür. Her işini görür. Sen de lâekall onun kadar vücuduna hizmet etmelisin, diye ikna ettim.

Takdis ederiz o zatı ki bu sineğe nezafeti ilhamen öğretir, bana da üstad yapar. Ben de onun ile nefsimi ikna ve ilzam ederim. (Mesnevi-i Nuriye, Katre)

Yazar: Sinan Yılmaz

Paylaş:
Bu Makaleyi Değerlendirin