99. Bahusus bu âlemde muhteşem ve sermedî bir rububiyetin tezahürlerini…
Lâsiyyemat mütalaasına kaldığımız yerden devam ediyoruz:
ولاسيما ve bahusus أنّا نشاهد في هذا العالم biz bu âlemde müşahede ediyoruz تظاهراتِ ربوبيةٍ محتشمة سرمدية muhteşem ve sermedî bir rububiyetin tezahürlerini وآثارَ سلطنةٍ مُشعشعةٍ مستقرة ve şaşaalı ve müstekar (sabit ve zevalsiz) bir saltanatın eserlerini.
Ve bahusus bu âlemde, muhteşem ve sermedî bir rububiyetin tezahürlerini ve şaşaalı ve müstekar bir saltanatın eserlerini müşahede ediyoruz.
İzah: Rububiyetin manasını daha önce defaatle izah etmiştik. Ancak hakikatler, birkaç defa okumakla kişide meleke hâline gelmez. Bu sebeple, ne kadar çok tekrar edilse yine de azdır. Rububiyet kavramını tekrar hatırlayalım:
Rububiyet: Allah’ın mahlukatı yaratması, öldürmesi, beslemesi, suret vermesi, aza ve cihazlarla donatması, vazifesini öğretmesi, hâlden hâle şekilden şekle sokması; mahlukunu evirmesi, çevirmesi ve onda tasarrufta bulunmasıdır.
Biraz daha açalım: Cenab-ı Hakk’ın fiilî sıfatları vardır. Bu sıfatlar; tahlik (yaratma), terzik (rızık verme), inşa (ilk başta yaratma), ibda (eşsiz bir şekilde yaratma), ihya (diriltme), ifna (yok etme), tasvir (şekil verme), inma (büyütme), tezyin (süsleme), tanzim (nizama koyma), tekmil (kemale ulaştırma), ba’s (öldürdükten sonra diriltme), in’am (nimetlendirme), gufran (affetme), terbib (terbiye etme) gibi fiille ilgili olan sıfatlardır. Bütün bu sıfatların tecellisine Allah’ın rububiyeti denir.
“Haşmet-i rububiyet” ise bu fiillerin en haşmetli bir şekilde tecelli etmesidir. Mesela tahlik sıfatı üzerine biraz düşünelim:
Saniyede 4 insan ve günde yaklaşık 350.000 insan yaratılıyor. Her birine göz, kulak, dil gibi onlarca cihaz takılıyor. Ve insanın yaratıldığı o saniyede mikroplardan, bakterilerden, karıncalardan, sineklerden, böceklerden tutun; kuşlara, balıklara ve diğer canlılara kadar hadsiz fertler aynı o saniyede yaratılıyor.
— Acaba bir saniyede kaç fert yaratılıyor?
Tahlik fiili nasıl da haşmetli tecelli ediyor değil mi?.. Rububiyetin diğer ef’alini tahlik fiiline kıyas edin ve haşmet-i rububiyeti bir nebze de olsa tefekkür edin!..
وقس kıyas et عظمةَ صاحب هذه الربوبية bu rububiyetin sahibinin azametini من كون هذه الأرض بسَكَنَتها bu dünyanın sekenesiyle birlikte olmasından كحيوان مسخّر مذلَّل musahhar ve zelil kılınmış bir hayvan gibi تحت أمره emri altında يحييها ويميت ona hayat verir ve öldürür ويربّيها ويدبّر ve onu terbiye eder ve tedbir eder.
Bu rububiyetin sahibinin azametini, bu dünyanın sekenesiyle birlikte Onun emri altında musahhar ve zelil kılınmış bir hayvan gibi olmasından kıyas et! Ona hayat verir ve öldürür; onu terbiye ve tedbir eder.
والشمسِ بسياراتها ve Güneş’in seyyaratıyla birlikte olmasından مسخرةً منظمة بقدرته kudretine musahhar ve munazzam (nizamlı) ينظمها ويدوِّر onu tanzim ediyor ve tedvir ediyor (döndürüyor) ويقدرها ona bir kader yazıyor ويكوّر ve dürüyor (ziyasını söndürüyor).
Ve (bu rububiyetin sahibinin azametini) Güneş’in seyyaratıyla birlikte kudretine musahhar ve munazzam olmasından kıyas et! Onu tanzim ve tedvir ediyor; ona bir kader yazıyor ve dürüyor.
مع أن هذه الربوبيةَ السرمدية المستمرة bununla birlikte, bu sermedî ve daimî rububiyet والسلطنةَ المستقرة المحيطة ve müstekar (sabit ve zevalsiz) ve muhit saltanat بشهادة تصرفاتها tasarrufatının şehadetiyle العظيمة المحيّرة للعقول azim olan ve akılları hayrette bırakan لا تقومان kaim olmaz على هذه الأمور bu işler üzerine الزائلة الواهية المتبدلة السيّالة zail, dayanıksız, değişen ve akıp giden ولا تُبْنَيان ve bina edilmez على مثل هذه الدنيا böyle bir dünya üzerine الفانية المغيّرة المتخاذلة المنغّصة fani, değişen, zayıf ve kederli olan.
Bununla birlikte, bu sermedî ve daimî rububiyet, müstekar ve muhit saltanat -azim ve akılları hayrette bırakan tasarrufatının şehadetiyle- zail, dayanıksız, değişen ve akıp giden bu işler üzerine kaim olamaz ve fani, değişen, zayıf ve kederli böyle bir dünya üzerine bina edilemez.
İzah: Delilin genel mütalaasını metni tamamlayınca yapacağız.
Yazar: Sinan Yılmaz