a
Ana SayfaLâsiyyemat60. Elbette o zaman şu meşhud hikmetin, şu görülen inayetin, şu görülen merhametin…

60. Elbette o zaman şu meşhud hikmetin, şu görülen inayetin, şu görülen merhametin…

Lâsiyyemat mütalaasına kaldığımız yerden devam ediyoruz:

لَلزِم  gerekir  حينئذ  o zaman  إنكارُ هذه الحكمة المشهودة  şu meşhud hikmetin inkârı  وإنكار هذه العناية الْمُبصَرة  ve şu görülen inayetin inkârı  وإنكار هذه المرحمة المنظورة  ve şu görülen merhametin inkârı  وإنكار هذه العدالة الْمَرئِيّة  ve şu görülen adaletin inkârı.

O zaman şu meşhud hikmetin, şu görülen inayetin, şu görülen merhametin ve şu görülen adaletin inkârı gerekir. 

وللزم  ve gerekir  قبولُ كونِ صاحب هذه الأفاعيل الحكيمة الكريمة  şu hakîm ve kerim fiillerin sahibinin olduğunun kabulü  سفيها لعّابا وظالما غدارا  oyuncu bir sefih ve gaddar bir zalim.

Ve şu hakîm ve kerim fiillerin sahibinin oyuncu bir sefih ve gaddar bir zalim olduğunun kabulü gerekir. 

فيلزَم انقلابُ الحقائق بأضدادها  ve hakikatlerin zıtlarına inkılabı gerekir  وهو محال  hâlbuki o muhaldir  باتفاق جميع أهل العقل  ehl-i aklın tamamının ittifakıyla  غير السوفسطائي  sofestai müstesna  الذي  o sofestai ki  ينكر وجود الأشياء حتى وجودَ نفسه  eşyanın varlığını hatta kendisinin varlığını inkâr ediyor.

Ve hakikatlerin zıtlarına inkılabı gerekir. Hâlbuki hakikatlerin zıtlarına inkılabı -eşyanın varlığını hatta kendisinin varlığını inkâr eden sofestai müstesna- ehl-i aklın tamamının ittifakıyla muhaldir.   

İzah: İnkılab-ı hakaik: Hakikatlerin zıtlarına dönmesidir. Mesela bir ceylanın, ceylanlık vasıflarını bırakarak aslana dönmesi inkılab-ı hakaiktir. Yine bir elma ağacının, elma ağacı vasıflarını bırakarak ayva ağacına dönmesi inkılab-ı hakaiktir.

İnkılab-ı hakaik muhaldir ve imkânsızdır. Bir varlık kendi sıfatlarını bırakarak başka bir varlığa dönüşemez.

Şimdi bu hakikati Allahu Teâlâ hakkında ve kâinatta gözüken hakikatler üzerinde tefekkür edelim:

Şu âlemde hikmet, inayet, adalet ve rahmet hakikatleri vardır ve bunlar göz önünde cereyan etmektedir. (Bu hakikatler kendi makamlarında ispat edildiğinden bu kapıyı tekrar açmaya gerek duymuyoruz.)

Eğer ahiret gelmezse hikmet israfa, inayet istihzaya, adalet zulme, rahmet ve şefkat de merhametsizliğe inkılap eder. Bununla birlikte, bu fiillerin delaletiyle hakîm olan, muîn olan, adil olan, rahim ve rauf olan Allahu Teâlâ’nın -hâşâ yüz bin defa hâşâ- oyuncu bir sefih ve gaddar bir zalim olduğuna zehab edilir.

Hâlbuki inkılab-ı hakaik muhaldir. Bütün kemal sıfatlarla muttasıf olan Allahu Teâlâ’nın bu sıfatları bırakıp zıtlarıyla muttasıf olması mümkün değildir. Yine şu kâinatta gözüken hakikatlerin zıtlarına inkılabı muhaldir. Bu muhaliyet de ahiretin varlığını iktiza eder. Eğer ahiret inkâr edilirse, inkılab-ı hakaikin vukuunu kabul etmek lazım gelir. Yani:

1. Allah’ın bütün kemal sıfatlarının reddi,

2. Allah’ın bu kemal sıfatların zıtlarıyla muttasıf olduğunun kabulü,

3. Kâinatta gözüken hikmet, inayet, adalet ve rahmet gibi hakikatlerin inkârı,

4. Bu hakikatlerin zıtlarının varlığının kabulü lazımdır.

Bunları kabul edene de değil akıllı, insan dahi denmez!

Bu meseleyi Rahim isminin ahireti iktizası bahsinde detaylı bir şekilde işleyeceğiz. Bu makamda bu kadar yeter diyerek bahsi kapatalım.

Yazar: Sinan Yılmaz

Paylaş:
Bu Makaleyi Değerlendirin