14. Eğer dilersen, sınırsız ve sayılamayan ehadiyetinin sikkelerinden ve samediyetinin mühürlerinden…

Lâsiyyemat mütalaasına kaldığımız yerden devam ediyoruz:

فإن شئت  eğer dilersen  فانظر  bak  مما لا يحد  sınırsız şeylerden  ولا يعد  ve sayılamayan şeylerden  من سكاتِ أحديتِه  ehadiyetinin sikkelerine  وخواتمِ صمديتِه  ve samediyetinin mühürlerine  إلى هذه السكة المضروبة  vurulmuş bu sikkeye  على صحيفة الأرض  arz sayfasına  في فصل الربيع  bahar mevsiminde.

Eğer dilersen, sınırsız ve sayılamayan ehadiyetinin sikkelerinden ve samediyetinin mühürlerinden, bahar mevsiminde arz sayfasına vurulmuş bu sikkeye bak. 

بمرصاد  dürbünüyle  هذه الفقرات الآتية  bu gelecek fıkraların  المتسلسلة  birbirini takip eden  المتعانقة  sarmaş dolaş olan  المتداخلة  iç içe geçmiş olan. 

Birbirini takip eden, sarmaş dolaş ve iç içe geçmiş olan bu gelecek fıkraların dürbünüyle. 

لترى السكةَ  bir sikkeyi görmen için  كالشمس  güneş gibi  في رابعة النهار  gündüz ortasındaki. 

Gündüz ortasındaki güneş gibi sikkeyi görmen için.

Toplu mana: Eğer dilersen, sınırsız ve sayılamayan ehadiyetinin sikkelerinden ve samediyetinin mühürlerinden, gündüz ortasındaki güneş gibi bir sikkeyi görmen için, birbirini takip eden, sarmaş dolaş ve iç içe geçmiş olan bu gelecek fıkraların dürbünüyle, bahar mevsiminde arz sayfasına vurulmuş bu sikkeye bak. 

İzah: Cenab-ı Hak şu âleme ve âlemdeki her bir mahluka ehadiyetinin hadsiz sikkelerini ve samed oluşunun hadsiz mühürlerini vurmuş. Üstadımız bu bölümde, bahar mevsimi zamanında yeryüzüne vurulan ehadiyet sikkelerinden ve samediyet mühürlerinden bir taneyi beyan edecek. İlk önce bu harikulade icattaki farklı noktalara dikkat çekecek, daha sonra bu noktaları Allah’ın ehad ve samed olduğuna delil yapacak.

Bu bölümde mütalaa edeceğimiz cümleleri daha önce Lem’alar Risalesi’nde de mütalaa etmiştik. Şunu çok defa dile getirdim:

Bazen bir cümlenin izahını çok uzun yapıyor ve bir cümleyi yarım saat mütalaa ediyoruz. Bu sebeple, çok yavaş ilerlediğinizi zannedebilirsiniz. Hâlbuki hızlı ilerliyoruz. Çünkü tahlilini yaptığımız bir cümle belki Risalelerde on yerde geçiyor. Dolayısıyla bir cümlenin değil, on cümlenin mütalaasını yapıyoruz. Cümleyi ilk okuduğumuz yerde mütalaanın hakkını verip manayı tam anlayabilirsek, bu manayı tefekkürle akla ve kalbe tam işletebilirsek ve mananın meleke hâline gelmesini sağlayabilirsek; o cümleyi bir daha okuduğumuzda anlamaya çalışmakla uğraşmaz, sadece tefekkürle telezzüz ederiz.

Lem’alar Risalesi’ni bizimle beraber mütalaa etmeyenler için metnin devamında gelecek cümleleri bir daha izah edeceğiz.

Yazar: Sinan Yılmaz