23. Her fertte gözüken son derece mükemmellikle ve hüsn-ü sanatla beraber…
Lâsiyyemat mütalaasına kaldığımız yerden devam ediyoruz:
على أنّ gerçi كلا من هذه الفقرات bu fıkralardan her biri بانفرادها tek başına تكفي kâfi gelir لإظهار السكة (yeryüzüne vurulan) sikkeyi göstermek için.
Gerçi bu fıkralardan her biri (yeryüzüne vurulan) sikkeyi göstermek için tek başına kâfi gelir.
İzah: Sekiz maddenin her biri tek başına, Allah’ın yeryüzüne vurduğu sikkeyi izhar eder ve her şeyin Allah’ın mülkü ve O’nun eser-i sanatı olduğuna şehadet eder. Üstadımız bu şehadetleri izaha şöyle başlıyor:
إذ çünkü نهايةُ السخاوة نوعا nev itibarıyla nihayet sehavet مع غاية الإتقان وحسنِ الصنعة son derece mükemmellikle ve hüsn-ü sanatla beraber في فردٍ فردٍ her fertte تختص mahsus olur بمَن o zata لايُشغلهُ شيء عن شيء bir şey onu (başka) bir şeyden meşgul etmez وله قدرة بلا نهاية ve onun nihayetsiz kudreti vardır.
Çünkü her fertte (gözüken) son derece mükemmellikle ve hüsn-ü sanatla beraber, nev itibarıyla nihayet sehavet, bir şey kendisini başka bir şeyden meşgul etmeyen ve nihayetsiz kudreti olan zata mahsustur.
İzah: “Nihayet sehavet”le kastedilen mana her şeyin çokça yaratılmasıdır. Bir bahar mevsiminde çiçeklerden, kuşlardan, böceklerden, hayvanat ve nebatattan hadsiz fertler yaratılıyor. Her birisi son derece mükemmel bir surette ve hüsn-ü sanatla icat ediliyor.
İnsan bir şeyden çokça imal edince mükemmelliğini muhafaza edemiyor, eserin hüsn-ü sanatı kayboluyor. Lakin Allah’ın işi böyle değil. Allahu Teâlâ her an hadsiz mahlukatı icat ediyor ve hiçbirinin sanatını eksik bırakmıyor.
Mesela karınca nevine bakalım:
Dünyanın karınca nüfusu 10 katrilyondur. Sehavete bakın… Allahu Teâlâ karıncalardan 10 katrilyon tane yaratmış.
— Peki, sanatında eksiklik olan bir karınca var mı?
— “Ben daha çirkin yaratıldım, benim hüsn-ü sanatım yok.” diyen bir karınca var mı?
— “Benim azalarım unutulmuş, bana cihazlar takılmamış; eksiğim, sanatsızım.” diyen bir karınca var mı?
Hayır, yok. Hepsi tam bir hüsn-ü sanatla ve mükemmel bir surette yaratılmış. Bir karıncaya hangi sikke vurulmuşsa, 10 katrilyon karıncanın hepsine aynı sikke vurulmuş. Birinde hangi sanat varsa, hepsinde aynı hüsn-ü sanat var.
— Peki, bu neyi ispat eder?
— Sehavet-i mutlaka içindeki mükemmellik ve hüsn-ü sanat neye şehadet eder?
Bir şeyin, Allah’ı başka bir şeyden meşgul etmediğine şehadet eder. Yine Allah’ın nihayetsiz kudretine ve bu kudretin her şeyi ihata ettiğine şehadet eder. Zira Allah’ın kudretinde bir eksiklik, bir noksanlık ve bir mertebe bulunsaydı, 10 katrilyon karıncanın her biri aynı sanatla yaratılamazdı. Madem yaratılmış, öyleyse kudret-i İlahiye nihayetsizdir; bir had ve mertebesi yoktur.
Şimdi hayalen, bu 10 katrilyon karıncanın yanına diğer böcekleri, kuşları, balıkları, çiçekleri, ağaçları, bütün nebatat ve hayvanatı koyun. Önce bu sehavetin azametini ve büyüklüğünü düşünün. Sonra her bir varlık üzerindeki mükemmelliği ve hüsn-ü sanatı temaşa edin. Hiçbirinin unutulmamasını, karıştırılmamasını, eksik ve kusurunun olmamasını ve antika bir sanat eseri olmasını düşünün. Sonra da deyin ki:
أَعْلَمُ أَنَّ اللَّهَ عَلَى كُلِّ شَيْئٍ قَدِيرٌ “Bildim ki Allah her şeye kadirdir. Gücü her şeye yeter.”
Yazar: Sinan Yılmaz