61. Raiyyetini bu geçici menzillerden daimî olan makarr-ı saltanatına taşıyacak…
Lâsiyyemat mütalaasına kaldığımız yerden devam ediyoruz:
وهكذا ve bunun gibi مما لا يعد ولا يحصى من دلائلَ sayısız ve hesapsız delillerden أنه şu ki سينقُل رعيته raiyyetini taşıyacak من هذه المنازل المؤقتة bu geçici menzillerden إلى مقر سلطنته الدائمة daimî olan makarr-ı saltanatına ومما لا يحد ولا يُستَقصَى من أماراتِ تبديله ve onu değiştireceğinin hadsiz ve araştırılamayacak emarelerinden هذه المملكةَ السيارة bu seyyar (sürekli hareket eden) memleketi بتلك المملكة المستمرة şu sabit memleket ile.
Ve bunun gibi, sayısız ve hesapsız delillerden şu (anlaşılır) ki: Raiyyetini bu geçici menzillerden daimî olan makarr-ı saltanatına taşıyacak. Ve onu değiştireceğinin hadsiz ve araştırılamayacak (kadar çok) emarelerinden (anlaşılır ki): Bu seyyar memleketi şu sabit memleket ile (değiştirecek).
İzah: Ahiretin geleceğine dair sayısız ve hesapsız delilleri şöyle maddelemek mümkündür:
1. Başta Peygamberimiz Hz. Muhammed (a.s.m.) olarak bütün peygamberler ahiretin varlığına delildir.
2. Başta Kur’an olarak bütün semavi kitaplar ahiretin varlığına delildir.
3. Bütün evliyalar ahiretin varlığına delildir.
4. Bütün asfiya, ulema ve ehl-i tahkik ahiretin varlığına delildir.
5. Kâinattaki hikmet, adalet, inayet, merhamet gibi bütün hakikatler ahiretin varlığına delildir.
Demek, ahiretin varlığının delilleri hadsiz ve hesapsızdır.
Üstadımızın, “Bu geçici memleketi şu sabit memleket ile değiştirecek.” sözü aynı zamanda bir ayet mealidir. Bu mana Kur’an-ı Hakîm’de şöyle geçmektedir:
يَوْمَ تُبَدَّلُ الْاَرْضُ غَيْرَ الْاَرْضِ وَالسَّمٰوَاتُ
“O gün yer başka bir yere, gökler de başka göklere dönüştürülür.” (İbrahim 48)
Bu ayet-i celile, bu geçici memleketin -yeryüzünün ve gökyüzünün- sabit bir memleket ile değiştirileceğine bir delildir.
Ben Risale-i Nurları okurken bazen Kur’an’ın genişletilmiş mealini okuduğum hissine kapılıyorum. Üstad Hazretlerinin ifadeleri Kur’an ayetlerinin manasına o kadar yakın ki ya da başka bir ifadeyle, Üstad Hazretleri tarz-ı beyanında Kur’an’ın üslubuna o kadar tabi olmuş ki Risale-i Nurlar baştan sona âdeta Kur’an kokuyor.
Biraz vakit bulabilsem, bir risaleyi seçip cümle cümle ayet karşılıklarını yazmak istiyorum. Bu çalışmayla da Risale-i Nur’un Kur’an’dan süzüldüğünü göstermek istiyorum. İnşallah bu çalışma da nasip olur.
Yazar: Sinan Yılmaz