a
Ana SayfaLâsiyyemat12. Bununla beraber, onun Sâni-i Hakîm’i ona (ağaca) büyüme vaktinde…

12. Bununla beraber, onun Sâni-i Hakîm’i ona (ağaca) büyüme vaktinde…

Lâsiyyemat mütalaasına kaldığımız yerden devam ediyoruz:

مع أن  bununla beraber  صانعَها الحكيم  onun Sâni-i Hakîm’i  يُلبسها  ona (ağaca) giydiriyor  في وقتِ نَمائها  büyümesi vaktinde  أقمصةً متجددة منتظمة طرية  yenilenen, muntazam ve yeni gömlekleri  لا تُشففها الشمس  güneş onu şeffaflaştırmıyor  وحُللا خَضِرة متزينة موزونة  ve yeşil, süslenmiş, ölçülü elbiseleri (giydiriyor)  بكمال السهولة والسرعة  kemal-i suhulet ve sürat ile  بلا كُلفة ولا معالجة  külfetsiz ve mualecesiz olarak (uğraşmaksızın).  

Bununla beraber, onun Sâni-i Hakîm’i ona (ağaca) büyümesi vaktinde; güneşin kendisini şeffaflaştırmadığı, yenilenen, muntazam, yeni gömlekleri ve yeşil, süslenmiş, ölçülü elbiseleri; kemal-i suhulet ve sürat ile külfetsiz ve mualecesiz olarak giydiriyor.

İzah: Cenab-ı Mevla her gün, bahusus bahar mevsiminde her an, milyonlarca, milyarlarca elbiseyi icat eder; ağaçlara giydirip onları süsler.

Üstad Hazretleri bu mucizevî faaliyeti şu noktalar üzerinden tefekkür ettiriyor:

1. Güneşin bu elbiseleri şeffaflaştıramaması yani inceltememesi.

2. Bu elbiselerin her daim yenilenmesi yani ağaç büyüdüğünde büyümesi, küçüldüğünde küçülmesi, farklı zamanlarda renginin değişmesi…

3. Muntazam olması.

4. Yeni ve taze taze olması.

5. Farklı renklerde bahusus yeşil olması.

6. Süslü olması.

7. Mevzun yani ölçülü olması.

8. Kemal-i süratle yani çok hızlı bir şekilde dikilmesi.

9. Suhuletle yani kolaylıkla yapılması.

10. Külfetsiz ve mualecesiz giydirilmesi.

Ağaçlara giydirilen elbiseleri düşünürken bu 10 madde üzerinden tefekkür edelim. Daha başka maddeler de elbette var. Ancak Üstadımız bu makamda bunları nazara vermiş. İşin tefekkür kısmını size havale ediyorum.

فسبحان مَن  o zatı tesbih ve tenzih ederiz  اِنَّمَا اَمْرُهُ اِذَا اَرَادَ شَيْـًٔا اَنْ يَقُولَ لَهُ كُنْ فَيَكُونُ   bir şeyi dilediğinde O’nun emri sadece ona “ol” demesidir. O da hemen oluverir  فَسُبْحَانَ الَّذِي بِيَدِهِ مَلَكُوتُ كُلِّ شَيْءٍ وَاِلَيْهِ تُرْجَعُونَ  her şeyin melekûtu elinde olan Allah’ı tenzih ve tesbih ederiz. Ve O’na döndürüleceksiniz.

O zatı tesbih ve tenzih ederiz ki: “Bir şeyi dilediğinde O’nun emri sadece ona ‘Ol’ demesidir. O da hemen oluverir. Her şeyin melekûtu elinde olan Allah’ı tenzih ve tesbih ederiz. Ve O’na döndürüleceksiniz.” (Yasin 82-83)

İzah: Mana açık olduğundan izaha gerek duymuyoruz. Dileyenler mezkûr ayetlerin tefsirini okuyabilir.

Yazar: Sinan Yılmaz

Paylaş:
Bu Makaleyi Değerlendirin