a
Ana SayfaLâsiyyemat77. Ve bilhassa (o hacet) kâinatta tecelli eden her bir esma için matlub olduğunda…

77. Ve bilhassa (o hacet) kâinatta tecelli eden her bir esma için matlub olduğunda…

Lâsiyyemat mütalaasına kaldığımız yerden devam ediyoruz:

وبالخاصة  ve bilhassa  إذاكانت مطلوبةً  (o hacet) matlub olduğunda  لكل الأسماء المتجلية في الكائنات  kâinatta tecelli eden her bir esma için.

Ve bilhassa (o hacet) kâinatta tecelli eden her bir esma için matlub olduğunda (yani her bir ism-i şerif o haceti istediğinde).

نعم  evet  تلك الحاجة  şu hacet  كمخزن الغايات لتلك الأسماء  şu isimler için gayelerin (yani tecellilerindeki maksatların) mahzeni gibidir  ولكمالاتها  ve kemâlatları için (bir mahzen gibidir)  في ظهورها بإجراء أحكامها  hükümlerinin icrasıyla görünmelerinde.

Evet, şu hacet, şu isimler için, hükümlerini icra etmekle görünmelerinde, gayelerinin ve kemâlatlarının bir mahzeni gibidir.

فحينئذ  o vakit  تَشْفَع جميعُ الأسماء  bütün isimler şefaat eder  عند مسمّاها  müsemmalarının yanında (yani o isimlerin sahibi olan Allah katında)  لإسعاف حاجة ذلك الحبيب  şu sevgilinin hacetini gidermek için.

O vakit bütün isimler, şu sevgilinin hacetini gidermek için müsemmalarının yanında şefaat ederler. 

İzah: Cenab-ı Hakk’ın her bir ism-i şerifi ahireti iktiza etmektedir; gayeleri ahirete müteveccihtir ve kemâlatı ahiretin gelmesine bağlıdır.

Bu sırdan dolayı, Peygamberimiz (a.s.m.) ahireti bütün esma-i kudsiye-i İlahiye ile beraber istemektedir. O isimler bu hacetin kazası için Allah katında şefaatçidir ve onlar dahi bu duaya âmin derler.

Üstadımız bu hakikati Onuncu Söz’de şöyle beyan ediyor:

“Hem mevcudat âyinelerinde cemallerini gösteren bütün esma-i kudsiye-i İlahiye ile beraber istiyor. O esmadan şefaat talep ediyor.”

Bir pencere açmak adına meseleyi kısaca mütalaa edelim ve mütalaaya şu soruyla başlayalım:

— Zatı ve esması ebedî ve sermedî olan zat ne ister?

Elcevab: isimlerinin cemal ve kemalini ebedî görmek ve göstermek ister; ebedî bir şekilde gözükmek ve daimî bir şekilde tezahür etmek ister.

— Peki, bunun için ne gerekir?

Elcevab: İki şey gerekir:

1. Sermedî cemalinin ve daimî kemalinin gözükeceği memleketin ebedî olması.

2. Müştak seyircilerin baki olması.

Sermedî bir cemal ve daimî bir kemal, fâni bir tecelliye ve fâni seyircilere razı olmaz. Tecelli etmek için baki bir memleketi istediği gibi, cemalini ve kemalini seyredecek seyircilerin de bekasını ister. Zira seyirci olmazsa cemal ve kemalinin tezahürünün bir manası olmaz.

Şimdi bu dünyaya bakıyoruz: Bu dünya fâni olduğu gibi, içindeki seyirciler de fânidir. Dünya o cemal ve kemalin tezahürüne ne hakkıyla mahal olabilmekte, ne de müştak seyirciler şu kısa ömürde o cemal ve kemali hakkıyla görebilmektedir. Bu durumda, bu cemal ve kemalin gözükeceği baki ve daimî bir memleket ve misilsiz cemali seyredecek baki seyirciler lazımdır. Bu da ahireti iktiza eder.

Üstadımız özetini yaptığımız hakikati, O vakit bütün isimler, şu sevgilinin hacetini gidermek için müsemmalarının yanında şefaat ederler.” ifadesiyle beyan etti. Esmanın şefaat etmesi, o isimlerin de baki bir surette tecelli etmeyi istemesi ve bunun da ahireti iktiza etmesidir.

Yazar: Sinan Yılmaz

Paylaş:
Bu Makaleyi Değerlendirin