44. Bu sıfatlara Efendimiz Muhammed (a.s.m.)’dan daha câmii âlemde ortaya çıkmış mıdır…
Lâsiyyemat mütalaasına kaldığımız yerden devam ediyoruz:
فإذ هذا هكذا bu böyle iken فهل ظهر في العالم âlemde ortaya çıkmış mıdır أجمعُ لهذه الأوصاف bu sıfatlara daha câmii من سيدنا محمد عليه الصلاة والسلام Efendimiz Muhammed (a.s.m.)’dan كلا hayır بل هو bilakis o أجمعُ وأكملُ وأرفعُ وأفضلُ en cami, en kâmil, en yüksek ve en faziletlidir.
Bu böyle iken, bu sıfatlara Efendimiz Muhammed (a.s.m.)’dan daha câmii âlemde ortaya çıkmış mıdır? Hayır! Bilakis o en cami, en kâmil, en yüksek ve en faziletlidir.
فهو o (a.s.m.) سلطان الرسل resullerin sultanıdır (gelecek lafızlar resullerin sıfatıdır) المظهرين (hakkı ve hakikati) gösterenler المبلّغين tebliğ edenler المعرّفين tarif edenler المشهّرين (Allah’ın sanatını) teşhir edenler الدلّالين (esmasına ve sanatına) dellallık edenler العابدين (Allah’a) ibadet edenler المعلنين (hakkı) ilan edenler المرشدين (hak yola) irşat edenler الشاهدين (Allah’ın vücub-u vücuduna, vahdetine, cemal ve kemaline) şahit olanlar المشهودين (kendileri de cemal ve kemale mazhar oldukları için bizatihi) müşahede edilenler المحبوبين (Allah tarafından) sevilenler المحبين (Allah’ı) sevenler المحبِّبين (Allah’ı) sevdirenler الهادين yol gösterenler الْمَهْديين kendilerine hidayet edilenler المهتدين hidayete erenler عليه وعليهم وعلى آلهم onun, onların ve âllerinin üzerine olsun أفضل الصلوات وأجمل التسليمات salavatların en faziletlisi ve selamların en güzeli مادامت الأرض والسماوات yer ve gökler devam ettikçe.
O (a.s.m.); (hakkı ve hakikati) gösteren, tebliğ eden, tarif eden, (Allah’ın sanatını) teşhir eden, (esmasına ve sanatına) dellallık eden, (Allah’a) ibadet eden, (hakkı) ilan eden, (hak yola) irşat eden, (Allah’ın vücub-u vücuduna, vahdetine, cemal ve kemaline) şahit olan, (kendileri de cemal ve kemale mazhar oldukları için bizatihi) müşahede edilen, (Allah tarafından) sevilen, (Allah’ı) seven, (Allah’ı) sevdiren, yol gösteren, kendilerine hidayet edilen ve hidayete eren resullerin sultanıdır. Salavatların en faziletlisi ve selamların en güzeli -yer ve gökler devam ettikçe- onun, onların ve âllerinin üzerine olsun.
İzah: Üstad Hazretleri uluhiyet ile risalet arasındaki telazuma (birbirini gerektirmesine) dair altı hakikat beyan etti; sonra da neticeyi hem Peygamberimiz (a.s.m.)’a bağladı hem de altı hakikati özetledi. Şöyle ki: Madem şu âlemde:
– Allah’ın sanatını teşhir,
– Dinini tebliğ,
– İsim ve sıfatlarını tarif ve tavsif,
– Kudretini, zenginliğini, saltanatını vs. ilan gibi vazifeler vardır.
Ve madem bu vazifeleri en câmi, en kâmil, en fâzıl şekilde yapan Hz. Muhammed (a.s.m.)’dır. O hâlde Hz. Muhammed (a.s.m.) Allah’ın resulüdür, O’nun elçisidir ve bu vazifelerle muvazzaf memurudur. Âmennâ ve saddeknâ.
Resullere ait sıfatların manası açık olduğundan izahına girişmiyor, tefekkürünü sizlere havale ediyoruz.
Yazar: Sinan Yılmaz