5. Dördüncü Reşha: Zamana ve mekâna ait muhitin, akılların muhakemelerinde…
الرشحة الرابعة
Dördüncü Reşha
اعلم bil أن لِلمحيط الزمانيِّ والمكاني zamana ve mekâna ait muhitin vardır تأثيرًا عظيمًا büyük bir tesiri في محاكمات العقول akılların muhakemelerinde.
Bil ki zamana ve mekâna ait muhitin (çevrenin), akılların muhakemelerinde büyük bir tesiri vardır.
İzah: İnsan geçmişteki bir hadiseyi düşünürken, bu zamandan o zamana bakmamalı; hayalen o zamana gidip hadiseyi o zamanda seyretmeli. Eğer böyle yapmazsa hadisenin büyüklüğünü anlayamaz.
Mesela Galileo 17. yüzyılda Dünya’nın döndüğünü keşfetti. Bu keşfi sebebiyle de dünyayı sarstı. Onun keşfini akıllar kavrayamadı. Hatta kilise tarafından ölüm cezası ile yargılandı. Galileo’yu böyle meşhur yapan bu keşif şimdi bir ilkokul talebesinin kolayca bildiği bir mesele…
Eğer Galileo’yu konuşurken, bu zamandan o zamana bakarsak onun zekâsını ve kabiliyetini anlayamayız. Çünkü bu zamanda bu bilgi çok basit bir bilgidir. Eğer Galileo’nun kabiliyetini anlamak istiyorsak hayalen o zamana gitmeliyiz.
Aynen bunun gibi, Efendimiz (a.s.m.)’ın sözlerinin kıymetini anlamak için de o zamana gitmeliyiz. Ancak böyle yaparsak o sözlerin kıymeti ve mucizeliği ortaya çıkar.
فان شئت فتعال eğer dilersen gel نخلعْ çıkaralım هذه الخيالات الزمانيّةَ والعصريةَ والمحيطيّةَ zamana, asra ve muhite ait bu hayâlâtı…
Eğer dilersen gel; zamana, asra ve muhite ait bu hayâlâtı çıkaralım…
ونتجردْ ve soyunalım من هذا اللباس الملوّث bu kirli elbiseden…
Ve bu kirli elbiseden soyunalım…
ثم نخوض sonra dalalım في بحر الزمان السيال akıp giden zamanın denizine…
Sonra akıp giden zamanın denizine dalalım…
ونَسبحُ فيه ve o denizde yüzelim الى ان نخرج çıkıncaya kadar الى عصر السعادات saadetler asrına التي هي الجزيرةُ الخضْراء yeşil ada olan فيما بين العصورِ والدهور asırların ve zamanların arasında.
Ve asırların ve zamanların arasında yeşil ada olan saadetler asrına çıkıncaya kadar o denizde yüzelim.
فلننظرْ ve bakalım الى جزيرة العرب Arap yarımadasına التي هي المدينةُ الشهباء boz renkli bir şehir olan في تلك الجزيرةِ الزمانية şu zamanın adasında.
Ve şu zamanın adasında boz renkli bir şehir olan Arap yarımadasına bakalım.
İzah: “Boz renkli” ifadesi şu manayı tasvir için olabilir: Hurma ağaçları boz renktedir. Arap yarımadası da hurma ağaçlarıyla meşhurdur. Hatta bir kitapta şöyle geçer:
— Medine kasabası birkaç boz renkli hurma gövdesinden belli olur. Çocukluktan beri, “Hazretsiz, aleyhisselamsız”, titremeksizin ve korkmaksızın ismini ağzımıza alamadığımız Peygamberin şehrindeyiz…
Buna göre, Arap yarımadası, hurma ağaçlarının çokluğu sebebiyle “boz renkli bir şehir” olarak tavsif edilmiş.
Yine Arap yarımadasının toprağı boz rengindedir. Bu cihetle de Arap yarımadasına “boz renkli bir şehir” denilebilir.
ولنلبَسْ ve giyelim ما نسَج لنا bizim için dokuduğunu ذلك الزمانُ bu zamanın وخاطه لنا ve bizim için diktiğini ذلك المحيطُ bu muhitin.
Ve bu zamanın bizim için dokuduğunu ve bu muhitin bizim için diktiğini giyelim.
حتى ta ki نزورَ ziyaret edelim ولو بالخيال hayalle de olsa قطبَ مركزِ دائرة الرسالة risalet dairesinin merkezinin kutbunu وهو على رأس وظيفته يعمل vazifesi başında iş görürken.
Ta ki -hayalle de olsa- risalet dairesinin merkezinin kutbunu vazifesi başında iş görürken ziyaret edelim.
İzah: İşte bunu yapmalıyız. Bu zamanın ve muhitin tesirinden kurtulmalıyız. Tayy-ı zaman ve mekânla yani zamanları ve mekânları aşarak Arap yarımadasına, Medine-i Münevvere’ye gitmeliyiz. Bu zamanın sahilinden dalıp o zamanın sahilinden çıkmalıyız. Medine sokaklarında hayalen gezip o zamanın örfüne ve âdetlerine şahit olmalıyız.
Sonra Mescid-i Nebevî’ye girip, Peygamberimiz (a.s.m.)’ı minber-i saadetine çıkmış, nev-i beşeri irşad ediyor şeklinde görmeliyiz. Mescidinde saf tutup onun sözlerini dinlemeliyiz. Bu zamandan o zamana kulak vermek değil, o zamanda bulunup bizzat dinlemeliyiz.
Yazar: Sinan Yılmaz