a
Ana SayfaReşehat45. Aynen bunun gibi, bu kâinat ayetleriyle onun nübüvvetine şehadet ediyor…

45. Aynen bunun gibi, bu kâinat ayetleriyle onun nübüvvetine şehadet ediyor…

On Üçüncü Reşha’nın mütalaasına kaldığımız yerden devam ediyoruz:

كذلك  aynen bunun gibi  تشهد  şehadet ediyor  هذه الكائنات  bu kâinat  بآياتها  ayetleriyle  على نبوته  onun (Hz. Muhammed (a.s.m.)’ın) nübüvvetine. 

Aynen bunun gibi, bu kâinat ayetleriyle onun nübüvvetine şehadet ediyor.

اذ كما  zira nasıl ki  أن في هذه المصنوعات المبثوثة في الكائنات kâinata yayılmış bu masnuatta vardır  آياتٍ لا تحد  sayısız ayetler  تشهد على وحدانية الذات الاحديةِ  zat-ı ehadiyetin vahdaniyetine şehadet ediyor.  

Zira nasıl ki kâinata yayılmış bu masnuatta zat-ı ehadiyetin vahdaniyetine şehadet eden sayısız ayetler vardır.

كذلك  aynen bunun gibi  فيها  onda (o masnuatta) vardır  بينات لا تعد  sayısız deliller  تشهد على رسالة الذات الاحمدية عليه الصلاة والسلام  zat-ı Ahmediyenin (a.s.m.) risaletine şahadet eder. 

Aynen bunun gibi, o masnuatta zat-ı Ahmediyenin (a.s.m.) risaletine şahadet eden sayısız deliller vardır. 

İzah: Şu kâinattaki her bir varlık kalem-i kudretle yazılan bir ayet hükmünde olup iki şeye şehadet ve delalet eder:

1. Cenab-ı Hakk’ın vahdaniyetine şehadet eder. Vahdaniyete olan şehadeti Lem’alar ve Katre Risalesi’nde mütalaa ettik.

2. Hz. Muhammed (a.s.m.)’ın nübüvvetine şehadet eder.

Bu dersimizde bu ikinci şehadetin keyfiyetini mütalaa edeceğiz. Üstadımız şöyle devam ediyor:

منها  onlardan (o delillerden) vardır  كمالُ حسن الصنعة  kemal-i hüsnü sanat (sanatın güzelliğinin kemali)  اذ  çünkü  كمالُ حسن الصنعة في هذه المصنوعات  bu masnuattaki kemal-i hüsnü sanat  يدل على الرسالة الاحمدية  risalet-i Ahmediyeye delalet eder  دلالةً قطعية  kati bir şekilde. 

O delillerden biri de kemal-i hüsnü sanattır. Çünkü bu masnuattaki kemal-i hüsnü sanat risalet-i Ahmediyeye kati bir şekilde delalet eder.

İzah: Kâinatın Efendimiz (a.s.m.)’ın risaletine birçok yönden şehadeti vardır. Bizler bu makamda, kâinatta görünen hüsn-ü sanatın şehadetini mütalaa edeceğiz. Üstadımız bu şehadeti şöyle izah ediyor:    

لان  çünkü  جمالَ هذه المصنوعات المزينات  bu süslü masnuatın güzelliği  يُظهر للناظر  bakana gösteriyor  حسنَ صنعةٍ  sanatın güzelliğini  وزينةَ صورةٍ  ve suretin ziynetini  بالمشاهدة  bilmüşahede.

Çünkü bu süslü masnuatın güzelliği, bakana sanatın güzelliğini ve suretin ziynetini bilmüşahede gösteriyor. 

İzah: Cümle cümle ilerleyelim:

– Eğer kâinattaki varlıklara “yaratılmış olmaları” cihetiyle bakarsak, Allah’ın Hâlık ismini görüp, varlıklara “mahluk” olmaları cihetiyle bakmış oluruz.

– Eğer kâinattaki eşyaya “var olmaları” cihetiyle bakarsak, Allah’ın Mûcid ismini görüp, varlıklara “mevcut” olmaları cihetiyle bakmış oluruz.

– Eğer kâinattaki varlıklara “sanatlı bir eser olmaları” cihetiyle bakarsak, Allah’ın Sâni ismini görüp, varlıklara “masnu” olmaları cihetiyle bakmış oluruz.

Bu makamda, varlıklara masnu olmaları cihetiyle bakacağız. Evet, her bir varlık, papatyadan bülbüle, papağandan tavus kuşuna, tane tane dizilmiş mısırdan denizlerin dibindeki balıklara kadar, her şey sanatla yapılmış bir eserdir.

Birinci kaidemiz şu:

Sanatla yapılmış bu eserlerin güzelliği, sanatın güzelliğini ve suretin ziynetini izhar ediyor. Yani bu eserlerin güzelliği onlardaki hüsn-ü sanatın ve suret-i ziynetin güzelliğinden geliyor. Onlar böyle bir hüsn-ü sanata ve suret-i ziynete mazhar olmakla sanat eseri olmuşlar. Sanat eseri olmakla da bu hüsn-ü sanata ve suret-i ziynete şehadet etmişler.

— Peki, hüsn-ü sanat ve suret-i ziynet neye şahadet eder?

Üstadımız neye şehadet ettiğini şöyle beyan ediyor:

وأن حسنَ الصنعة وزينةَ الصورة  hüsn-ü sanat ve suret-i tezyin  يدلان بالبداهة  apaçık bir şekilde delalet ederler  على أن في صانعها  sânilerinde var olduğuna  ارادةَ تحسينٍ  güzelleştirme iradesi  وطلب تزيين  ve süsleme arzusu  في غاية القوّة  son derece kuvvetli.

Hüsn-ü sanat ve suret-i tezyin apaçık bir şekilde, sânilerinde son derece kuvvetli bir güzelleştirme iradesinin ve süsleme arzusunun bulunduğuna delalet ederler.

İzah: Sanatın ve ziynetin güzelliği, sanatkârında güzelleştirme isteğinin ve süsleme arzusunun mevcut olduğuna delalet eder. Zira sanatkârında güzelleştirme isteği olmasaydı, onu bu şekilde hüsn-ü sanatla yaratmazdı. Yine ziynetlendirme arzusu olmasaydı, onu bu kadar süslemezdi. Madem sanatla yaratmış ve ziynetle süslemiş, o hâlde güzelleştirme iradesi ve süsleme arzusu var.

— Peki, Sâni’deki bu güzelleştirme iradesi ve süsleme arzusu neye şahadet eder?

Üstadımız neye şehadet ettiğini şöyle izah ediyor:

وأن ارادةَ التحسين وطلب التزيين  güzelleştirme iradesi ve süsleme arzusu  يدلان بالضرورة  zaruri olarak delalet ederler  على أن في صانعها  sânilerinde var olduğuna  محبة علوية  ulvi bir muhabbet  لصنعته  sanatına  ورغبة قدسية  ve kudsi bir rağbet  لاظهار كمالات صنعته  sanatının kemalatının izharına.

Güzelleştirme iradesi ve süsleme arzusu zaruri olarak, sânilerinde sanatına karşı ulvi bir muhabbetin ve sanatının kemalatının izharına karşı kudsi bir rağbetin bulunduğuna delalet ederler. 

İzah: Güzelleştirme ve süsleme arzusu, sanatkârın sanatına olan muhabbetine ve kudsi rağbetine delalet eder. Demek, sanatını seviyor ki eserini güzelleştirmek istiyor. Eğer sanatını sevmeseydi ve sanatının kemalinin izharına karşı kudsi bir rağbeti olmasaydı, eserini güzelleştirmek ve süslemek istemez, alelade bir şey yapardı. Madem yapmamış, onu en ince sanatla yaratıp en güzel ziynetle süslemiş, o hâlde sanatına karşı ulvi bir muhabbeti ve sanatının kemalinin izharına karşı kudsi bir rağbeti var.

Bu durumda şöyle diyebiliriz:

— Madem sanatına karşı bir muhabbeti var ve sanatının kemalinin izharına karşı kudsi bir rağbeti var; o hâlde en çok sevdiğini en sanatlı yaratacak, sanatına en fazla onu mazhar edecek.

Evet, böyle diyebiliriz. Bundan da en sanatlı varlığın kim olduğunu anlarız. En sanatlı varlığın kim olduğu meselesini sonraki derse bırakıp bu dersi burada noktalayalım.

Yazar: Sinan Yılmaz

Paylaş:
Bu Makaleyi Değerlendirin