49. Gözün bu hakikati gördüğünde, aklının, ubudiyet dairesinin reisi ile rububiyet dairesinin…
On Üçüncü Reşha’nın mütalaasına kaldığımız yerden devam ediyoruz:
فاذا شاهدتْ عينُك gözün gördüğünde هذه الحقيقة bu hakikati فهل يمكن لعقلك aklın için mümkün müdür ان يُنكر inkâr etmesi اعظمَ المناسبة en büyük münasebeti بين رئيس دائرة العبودية وصاحب دائرة الربوبية ubudiyet dairesinin reisi ile rububiyet dairesinin sahibi arasında…
Gözün bu hakikati gördüğünde, ubudiyet dairesinin reisi ile rububiyet dairesinin sahibi arasındaki en büyük münasebeti aklının inkâr etmesi mümkün müdür?
وهل يجوز لقلبك ve kalbin için caiz midir ان لا يوقن inanmaması بانّ ذلكَ الرئيس الذي يَخدم بالاخلاص ihlasla hizmet eden bu reise لمقاصد الصانع Sâniin maksatlarına في تشهير صنعته وتقديرها sanatının teşhiri ve takdiri hususunda له مناسبةٌ عظيمة مع الصانع onun Sâni ile büyük bir münasebeti vardır وانْتسابٌ قوي اليه ona kavi bir intisabı vardır وله معه مكالمة onunla bir mükâlemesi (karşılıklı konuşması) vardır ومنه اليه رسالة ve ondan (rububiyet dairesinin sahibinden) ona (ubudiyet dairesinin reisine) bir risalet vardır.
Ve sanatının teşhiri ve takdiri hususunda Sâniin maksatlarına ihlasla hizmet eden bu reisin, Sâni ile büyük bir münasebeti olduğuna, ona kavi bir intisabı bulunduğuna, onunla bir mükâlemesi olup, ondan ona bir risalet bulunduğuna kalbinin inanmaması caiz midir?
نعم evet فبالبداهة aşikâr bir şekilde يُعلم bilinir أنه محبوب مقبول عند مالك الملك onun Malikü’l-mülk katında makbul bir mahbub olduğu بل hatta أحبُّ الخلق اليه ona en sevgili mahluk olduğu وأقربُهم منه ve ona en yakın olduğu.
Evet, onun Malikü’l-mülk katında makbul bir mahbub olduğu hatta ona en sevgili mahluk ve en yakını olduğu aşikâr bir şekilde bilinir.
İzah: İşte Üstad Hazretleri neticeyi bağladı. Madem âlemdeki külli rububiyet, mukabilinde bir ubudiyet ister; belki bu rububiyetin bir sebebi bu ubudiyettir ve bu sırdan dolayı her bir mahluk, kendine mahsus bir ibadetle meşguldür. Öyleyse ubudiyetin reisi olan zat, rububiyetin sahibi olan zatın en has mahbubu ve en sevgili kulu olmalıdır.
Rububiyetine mukabil ubudiyet isteyen Allahu Teâlâ’nın, ubudiyetin reisiyle konuşmaması ve aralarında bir münasebetin bulunmaması imkân dâhilinde değildir.
Ubudiyetin reisi olan o zat ki (a.s.m.) Sâni’in makasıdına kemal-i ihlasla hizmet etmiş, o makasıdı insanlara ders vermiş ve bütün hayatı boyunca o makasıda uygun yaşamış. Böyle bir zatın (a.s.m.) Allahu Teâlâ ile azim bir münasebeti ve kuvvetli bir irtibatı olmaması mümkün değildir.
Ve yine mümkün değildir ki rububiyetin sahibi ile ubudiyetin reisi arasında bir tanışma, bir konuşma olmasın; Rabbü’l-âlemin olan Zat-ı Zülcelal kendini ona bildirmesin, onu resulü ve elçisi yapmasın!
Üstad Hazretlerinin tefekkür derinliğini anlamak mümkün değil. Bir kelebeğin terbiyesinden Peygamberimizin nübüvvetine bir pencere açtı!
Yazar: Sinan Yılmaz