39. Dinle, işte o zat (a.s.m.) beka istiyor, lika istiyor, cennet ve rıza istiyor…
On İkinci Reşha’nın mütalaasına kaldığımız yerden devam ediyoruz:
فاستمع dinle ها هو işte o (a.s.m.) يطلب البقاءَ واللقاء والجنة والرضاء beka, lika (Allah’a kavuşmak), cennet ve rıza istiyor.
Dinle, işte o zat (a.s.m.) beka istiyor, lika (Allah’a kavuşmak) istiyor, cennet ve rıza istiyor.
İzah: Efendimiz (a.s.m.)’ın istediği şeyi öğrendik: Beka istiyor, Allah’a kavuşmak istiyor, cenneti ve ebedî saadeti istiyor, Allah’ın rızasını istiyor. Mesela diyor ki:
اللَّهُمَّ إِنِّي أَسْأَلُكَ الْجَنَّة وَمَا قَرَّبَ إِلَيْهَا مِنْ قَوْلٍ وَعَمَلٍ
“Ey Allah’ımız, senden cenneti istiyorum ve ona yakınlaştıracak söz ve amelleri istiyorum.”
Ve yine diyor ki:
اللَّهُمَّ ارْزُقْنَا رِضَاكَ وَجَنَّةَ الْفِرْدَوْسِ اْلأَعْلى
“Ey Allah’ımız, bizi rızan ile ve Firdevs-i A’la cennetiyle rızıklandır.”
اللَّهُمَّ ارْزُقْنَا النَّظَرَ لِوَجْهِكَ الْكَرِيمِ
“Ey Allah’ımız, bizi kerim zatını görmekle rızıklandır.”
Bunlar gibi, onlarca farklı duayla Allah’ın rızasını istiyor, cennette Allah’a kavuşmak istiyor, Allah’ı görmek istiyor ve saadet-i ebediyeyi istiyor. Ve bu duaya bütün beniâdem “Âmin” diyor. Zevilhayat olan hayvanat ve nebatat dahi “Âmin” diyor. Ve kâinat, içindeki bütün mevcudatıyla “Âmin” diyor. Böyle bir duanın kabul edilmemesi ve Peygamberimiz (a.s.m.)’a isteğinin verilmemesi mümkün müdür? Hâşâ ve kellâ.
فلو لم يوجد eğer bulunmasaydı ما لا يعد من الأسباب الموجبة esbab-ı mucibeden hesapsız şey لاعطاء السعادة الأبدية ebedî saadeti vermek için (o şey nedir) من الرحمة والعناية والحكمة والعدالة المشهودات gözle görülen rahmettir, inayettir, hikmettir ve adalettir المتوقفِ كونُها رحمةً وعناية وحكمة وعدالة onların rahmet olması, inayet olması, hikmet ve adalet olması bağlı olan على وجود الآخرة ahiretin vücuduna…
Not: المتوقفِ lafzı, sebebi sıfattır. Hakiki sıfat kendinden önceki ismi tavsif ederken, sebebi sıfat kendinden sonraki ismi tavsif eder. Sebebi sıfat kendinden önceki isme irab ve marife-nekralık cihetinden uyar. Sebebi sıfatın müennes-müzekker olması ise kendinden sonraki isme göredir. Kendinden sonra gelen isim zamirli isimse daima merfu gelir. المتوقفِ كونُها “olması bağlı olan”
Eğer ebedî saadeti vermek için, esbab-ı mucibeden gözle görülen hesapsız rahmet, inayet, hikmet ve adalet bulunmasaydı -ki onların rahmet olması, inayet olması, hikmet ve adalet olması ahiretin vücuduna bağlıdır-…
Ya da: Eğer ebedî saadeti vermek için, esbab-ı mucibeden -gözle görülen ve varlığı ahiretin vücuduna bağlı olan- hesapsız rahmet, inayet, hikmet ve adalet bulunmasaydı…
İzah: Allah’ın rahmeti, inayeti, hikmeti, adaleti ve daha birçok ism-i şerifi ahiretin ve cennetin icadını iktiza etmektedir. Yine rahmetin rahmet, inayetin inayet, hikmetin hikmet ve adaletin adalet olması ahiretin gelmesine bağlıdır. Ahiret olmazsa bunlar hiçe iner; rahmet nikmete, inayet istihzaya, hikmet israfa ve adalet zulme inkılap eder. Bu ise hakikatlerin zıddına inkılabıdır ki inkılab-ı hakaik muhaldir.
Bu meseleleri Onuncu Söz mütalaasında izah ettik. Yine Lâsiyyemalar Risalesi’nde aynı izahları yaptık. Bu sebeple, bu iktizaların izahına bu makamda girişmiyor ve izahı mezkûr risalelere havale ediyoruz. (Dileyenler mezkûr risalelerin mütalaasını sitemizden indirebilir.)
وكذا ve keza جميعُ الأسماء القدسية bütün esma-i kudsiye أسبابٌ sebeplerdir مقتضية لها onun muktezisi olan (ahireti gerektiren).
Ve keza, bütün esma-i kudsiye onun muktezisi olan (ahireti gerektiren) sebeplerdir.
لكفى elbette kâfi gelirdi دعاءُ هذا الشخصِ النوراني bu nurani şahsın (a.s.m.) duası لأنْ يَبنَي bina etmesi için ربُّه Rabbinin له ولأبناء جنسه onun için ve ebna-i cinsi için الجنة cenneti كما يُنشئ لنا bizim için inşa ettiği gibi في كل ربيع her baharda جِنانا مُزيَّنة süslü bahçeleri بمعجزات مصنوعاته sanat eserlerinin mucizeleriyle.
Bu nurani şahsın (a.s.m.) duası- bizim için her baharda süslü bahçeleri sanat eserlerinin mucizeleriyle inşa ettiği gibi- Rabbinin onun için ve ebna-i cinsi için cenneti bina etmesine elbette kâfi gelirdi.
Toplu mana: Eğer ebedî saadeti vermek için, esbab-ı mucibeden gözle görülen hesapsız rahmet, inayet, hikmet ve adalet bulunmasaydı -ki onların rahmet olması, inayet olması, hikmet ve adalet olması ahiretin vücuduna bağlıdır.- Yine bütün esma-i kudsiye ahiretin muktezisi olan sebeplerdir. (Eğer bu mukteziler bulunmasaydı) Bu nurani şahsın (a.s.m.) duası- bizim için her baharda süslü bahçeleri sanat eserlerinin mucizeleriyle inşa ettiği gibi- Rabbinin onun için ve ebna-i cinsi için cenneti bina etmesine elbette kâfi gelirdi.
İzah: Allah’ın her bir ism-i şerifi ahiretin icadını iktiza etmektedir. Üstadımız burada diyor ki: Faraza eğer bu iktizalardan hiçbiri olmasaydı, sadece Peygamberimiz (a.s.m.)’ın yaptığı bu dua cennetin icadına kâfi gelirdi. Çünkü cenneti yaratmak Allah’ın kudretine bir çiçeği yaratmak kadar kolaydır. Saadet-i ebediyeyi icat etmek bir sineğin ihyası kadar basittir.
Kudretine her şeyin müsavi olduğu Allahu Teâlâ hiç mümkün müdür ki en has kulunun ve en sevgili abdinin duasına icabet etmesin, istediğini ona vermesin? Bu mümkün değildir.
Yazar: Sinan Yılmaz