24. Ve keza, arzda dağınık bulunan efrad arasındaki uzaklıkla beraber, suretçe, vücutça, teşkilatça…
Lâsiyyemalar mütalaasına kaldığımız yerden devam ediyoruz:
Ve keza, arzda dağınık bulunan efrad arasındaki uzaklıkla beraber, suretçe, vücutça, teşkilatça aralarında husule gelen tevafuk, küre-i arz yed-i tasarrufunda, ilminde, hükmünde, hikmetinde bulunan zata mahsustur. (Mesnevi-i Nuriye, Lâsiyyemalar)
(Arz: Yeryüzü / Efrad: Fertler/ Tevafuk: Birbirine uymak, uyuşmak / Küre-i arz: Dünya / Yed-i tasarruf: Tasarruf eli, yönetimi ve hâkimiyeti altında tutma)
Yeryüzüne dağılan fertler arasında bir tevafuk yani bir uyuşma vardır. Bu tevafuk hem aynı cinsin fertleri arasında hem de farklı nevler arasında bulunur. Mesela:
Bir ayva ağacı diğer ayva ağaçlarıyla aynıdır. Yaprakları, çiçekleri ve meyveleri birbirine benzer. Bu, aynı cinsin fertleri arasındaki tevafuktur.
Ayva ağacı diğer ağaçlara birebir benzemez. Ancak âzâ-yı esasiyede (esas azalarda) bir benzerlik vardır. Hepsinin kökü, dalları, yaprak, çiçek ve meyveleri vardır. Bu, nevler arasındaki tevafuktur.
Yine bir bülbül diğer bülbüllerle aynıdır. Bu kuşu nerede görseniz, “Bu bülbüldür.” dersiniz. Bu, aynı cinsin fertleri arasındaki tevafuktur.
Bülbül diğer kuşlara birebir benzemez. Ancak âzâ-yı esasiyede bir benzerlik vardır. Hepsinin kanadı, gözü, ayağı, gagası ve birbirine benzeyen azaları vardır. İşte bu, nevler arasındaki tevafuktur.
Yine bir papatya diğer papatyalarla aynıdır. Nerede bu çiçeği görseniz, “Bu papatyadır.” dersiniz. Bütün papatyalar birbirine benzer. Bu, aynı cinsin fertleri arasındaki tevafuktur.
Papatya diğer çiçeklerle birebir benzemez. Ancak âzâ-yı esasiyede bir benzerlik vardır. Hepsinin bir sapı, yaprağı, çiçeği vardır. Bu, nevler arasındaki tevafuktur.
Bunlar gibi, yeryüzüne dağılmış mahlukat arasında -uzaklıkla beraber- suretçe, vücutça, teşkilatça, terbiyece, elbisece, aza ve cihazatça bir benzerlik ve tevafuk vardır.
— Peki, fertler arasındaki bu tevafuk neye delalet eder?
Bu tevafuk, küre-i arzın Allah’ın taht-ı tasarrufunda olduğuna; ilmi, hükmü ve hikmeti dairesinde bulunduğuna delalet eder. Ve yine delalet eder ki: Yeryüzünü bir bahçe gibi idare edemeyen, ilmiyle her şeyi kuşatamayan, hükmüyle her şeye hâkim olamayan ve hikmetiyle her şeyi tedbir edemeyen, bu hakîmâne faaliyetin faili olamaz. Bu sıfatlar da ancak Allahu Teâlâ’ya mahsustur ve O’nun zatî sıfatlarıdır.
Bu dersimizde şu cümlenin mütalaasını yaptık:
Ve keza, arzda dağınık bulunan efrad arasındaki uzaklıkla beraber, suretçe, vücutça, teşkilatça aralarında husule gelen tevafuk, küre-i arz yed-i tasarrufunda, ilminde, hükmünde, hikmetinde bulunan Zata mahsustur. (Mesnevi-i Nuriye, Lâsiyyemalar)
Yazar: Sinan Yılmaz