a
Ana SayfaLâsiyyemalar18. Arkadaş! Bu fıkraların her birisi tek başına da o sikkeyi izhar etmeye kâfidir. Bakınız, en harika bir sehavetle…

18. Arkadaş! Bu fıkraların her birisi tek başına da o sikkeyi izhar etmeye kâfidir. Bakınız, en harika bir sehavetle…

Üstad Hazretleri bahar mevsiminde gözüken hakîmâne icadı sekiz maddede beyan etmişti; bizler de bu maddeleri mütalaa etmiştik. Şimdi Üstadımız bu maddeleri neticelere bağlayacak. Biz de aynı hakikatleri farklı misaller üzerinden tekrar mütalaa edeceğiz.

Arkadaş! Bu fıkraların her birisi tek başına da o sikkeyi izhar etmeye kâfidir.

(Sikke: Damga / İzhar etmek: Göstermek, ortaya çıkarmak)

Sekiz maddenin her biri tek başına, Allah’ın varlığını ve birliğini ispat eder. Ve her şeyin Allah’ın mülkü ve O’nun eser-i sanatı olduğuna şehadet eder. Üstadımız bu şehadetleri şöyle izaha başlıyor:

Bakınız, en harika bir sehavetle en harika bir hüsn-ü sanat, muhit bir kudretin hassasıdır.

(Sehavet: Cömertlik / Hüsn-ü sanat: Güzel sanat / Muhit: Kuşatan / Hassa: Özellik)

Sehavetle kastedilen mana her şeyin çokça yaratılmasıdır. Bir bahar mevsiminde çiçeklerden, kuşlardan, böceklerden, hayvanat ve nebatattan hadsiz fertler yaratılıyor. Her birisi hüsn-ü sanatla icat ediliyor.

İnsan bir şeyden çokça imal edince hüsn-ü sanatı muhafaza edemiyor, eserin sanatı kayboluyor. Lakin Allah’ın işi böyle değil. Allahu Teâlâ her an hadsiz mahlukatı icat ediyor ve hiçbirinin sanatını eksik bırakmıyor.

Mesela karınca nevine bakalım:

Dünyanın karınca nüfusu 10 katrilyondur. Sehavete bakın… Allahu Teâlâ karıncalardan 10 katrilyon tane yaratmış.

— Peki, sanatında eksiklik olan bir karınca var mı?

— “Ben daha çirkin yaratıldım, benim hüsn-ü sanatım yok.” diyen bir karınca var mı?

— “Benim azalarım unutulmuş, bana cihazlar takılmamış; eksiğim, sanatsızım.” diyen bir karınca var mı?

Hayır, yok. Hepsi tam bir hüsn-ü sanatla yaratılmış. Bir karıncaya hangi sikke vurulmuşsa, 10 katrilyon karıncanın hepsine aynı sikke vurulmuş. Birinde hangi sanat varsa, hepsinde aynı hüsn-ü sanat var.

— Peki, bu neyi ispat eder?

— Sehavet-i mutlaka içindeki hüsn-ü sanat neye şehadet eder?

Allah’ın nihayetsiz olan kudretine ve bu kudretin her şeyi ihata ettiğine şehadet eder. -Hâşâ- eğer Allah’ın kudretinde bir eksiklik, bir noksanlık ve bir mertebe bulunsaydı, 10 katrilyon karıncanın her biri aynı sanatla yaratılamazdı.

Simdi hayalen, bu 10 katrilyon karıncanın yanına diğer böcekleri, kuşları, balıkları, çiçekleri, ağaçları, bütün nebatat ve hayvanatı koyun. Önce bu sehavet-i mutlakanın azametini ve büyüklüğünü düşünün. Sonra her bir varlık üzerindeki hüsn-ü sanatı temaşa edin. Hiçbirinin unutulmamasını, karıştırılmamasını, eksik ve kusurunun olmamasını ve antika bir sanat eseri olması düşünün. Sonra da deyin ki:

أَعْلَمُ أَنَّ اللَّهَ عَلَى كُلِّ شَيْئٍ قَدِيرٌ  “Bildim ki Allah her şeye kadirdir. Gücü her şeye yeter.”

Bu dersimizde şu bölümü anlamaya çalıştık:

Arkadaş! Bu fıkraların her birisi tek başına da o sikkeyi izhar etmeye kâfidir. Bakınız, en harika bir sehavetle en harika bir hüsn-ü sanat, muhit bir kudretin hassasıdır. (Mesnevi-i Nuriye, Lâsiyyemalar)

Yazar: Sinan Yılmaz

Paylaş:
Bu Makaleyi Değerlendirin