a
Ana SayfaLâsiyyemalar15. Taalluk ettiği şeyler pek karışık olmakla beraber, büyük bir imtiyaz-ı mutlak ve adem-i iltibasla yapılıyor.

15. Taalluk ettiği şeyler pek karışık olmakla beraber, büyük bir imtiyaz-ı mutlak ve adem-i iltibasla yapılıyor.

Üstadımız bahar mevsiminde gözüken hakîmâne icadı maddeliyordu. Kaldığımız yerden devam ediyoruz:

6. Taalluk ettiği şeyler pek karışık olmakla beraber, büyük bir imtiyaz-ı mutlak ve adem-i iltibasla yapılıyor. (Mesnevi-i Nuriye, Lâsiyyemalar)

(Taalluk etme: Bağlantılı olma, alakalı olma / İmtiyaz-ı mutlak: Tam bir ayrıcalık / Adem-i iltibas: Karışıklık olmaması)

En basit bir eşyanın bile pek çok şeylerle taalluku vardır. Mesela bir çiçeği ele alalım:

– Çiçeğin atomlarla bir taalluku var. Çünkü çiçek atomların bir araya gelmesiyle oluşmuş.

– Çiçeğin toprakla bir taalluku var. Kökü toprakta ve kendisine lazım olan mineralleri topraktan alıyor.

– Çiçeğin, tohumuyla bir taalluku var. Bütün tarihçe-i hayatı tohumunda yazılmış.

– Havayla bir taalluku var. Teneffüs ediyor, havadan aldığı karbondioksiti oksijene çeviriyor.

– Suyla bir taalluku var. Bütün canlılar gibi onun da suya ihtiyacı var.

– Güneşle bir taalluku var. Güneş, ışığı ve ısısıyla onu besliyor.

– Elementlerle bir taalluku var. Vücudunda elliden fazla element var. Bunların yaklaşık yirmi tanesi yaşamı için elzem.

– Cinsinin diğer fertleriyle taalluku var. Aşılanması onlarla gerçekleşiyor.

Çiçeğin daha bunlar gibi birçok şeyle taalluku var. Şimdi sorumuz şu:

— Bu kadar taalluku olan bir çiçek tam bir imtiyaz-ı mutlak ve adem-i iltibasla nasıl yaratılıyor?

İmtiyaz-ı mutlak “tam bir ayrıcalık” ve “hiçbir şeye benzememek” demektir. Adem-i iltibas da “karıştırılmamak” manasındadır.

Mesela bir güle baktığımızda, bu gül papatyaya hiç benzememektedir. Hiçbir aza ve cihazı papatya ile aynı değildir. Rengi farklıdır, elbisesi farklıdır, şekli ve sureti farklıdır. İşte bu farklılığa “imtiyaz-ı mutlak” denir. Gül birçok vasfıyla papatyadan ve diğer çiçeklerden farklıdır yani imtiyaz-ı mutlak içindedir.

Adem-i iltibas ise karışıklığın olmamasıdır. Mesela güle papatyanın elbisesi giydirilmiyor, papatyanın rengine boyanmıyor, papatyanın aza ve cihazı yanlışlıkla güle takılmıyor. Aslana geyiğin elbisesi giydirilmiyor; papağan leylek gibi boyanmıyor. Elma ağacına üzüm takılmıyor; ayva çekirdeğinden incir ağacı çıkmıyor…

İşte buna -yani hiçbir karışıklığın olmamasına- adem-i iltibas deniyor.

Bu delilin odak noktası şu: Mahlukat imtiyaz-ı mutlak ve adem-i iltibasla yaratılıyor. Ve bu, taalluk ettiği şeylerin pek çok ve karışık olmasına rağmen gerçekleşiyor. O hâlde bu delili tefekkür ederken üç noktayı düşüneceğiz:

1. Varlıkların taalluk ettiği şeylerin çokluğunu düşüneceğiz. Biz çiçek örneğini verdik, siz diğer nebatatı ve hayvanatı buna kıyas edin.

2. Taalluk ettiği şeylerin çokluğuyla beraber, imtiyaz-ı mutlak içinde olmasını tefekkür edeceğiz. Yani hiçbir varlık başka bir varlığa benzemiyor. Terbiyesi farklı, silahı farklı, elbisesi farklı, aza ve cihazları farklı, duyguları farklı, şekli ve sureti farklı, boyası farklı ve hakeza.

Bu imtiyazı ve farklılığı tefekkür ederken sadece farklı cinslerin birbirine benzememesini değil, aynı cinsin fertlerinin de birbirine benzememesini düşünmeliyiz. Hiçbir fert, kendi cinsinin diğer bir ferdine birebir benzemez. Bir ağacın çiçek ve yaprakları bile birbirinden farklıdır.

3. Halk ve icatta tam bir adem-i iltibas olduğunu düşüneceğiz. Yani mahlukat hiçbir karışıklık olmadan icat ediliyor. Taalluku aynı olan mahlukatın birbiriyle karıştırılmadan icadı bir hâtem-i ehadiyettir.

Bu meseleleri Lem’alar Risalesi’nde de işlemiştik. Bu bilgileri orada pekiştirdiğinize inanıyor ve bu makamda bu kadarla yetiniyoruz.

Bu dersimizde şu cümlenin mütalaasını yaptık:

6. Taalluk ettiği şeyler pek karışık olmakla beraber, büyük bir imtiyaz-ı mutlak ve adem-i iltibasla yapılıyor. (Mesnevi-i Nuriye, Lâsiyyemalar)

Yazar: Sinan Yılmaz

Paylaş:
Bu Makaleyi Değerlendirin