44. Sekizinci Lem’a: Gıda olarak mahlukata bilhassa hayvanata taksim edilen rızıklara dikkat lazımdır ki…
Lem’alar mütalaasına kaldığımız yerden devam ediyoruz:
Sekizinci Lem’a: Gıda olarak mahlukata bilhassa hayvanata taksim edilen rızıklara dikkat lazımdır ki bu rızık vakt-i muayyeninde yetişir, vakt-i ihtiyaçta sevk edilir. (Mesnevi-i Nuriye, Lem’alar)
(Vakt-i muayyen: Belirli vakit)
Üstadımız bu Sekizinci Lem’ada rızık verme delilini işliyor. Rızıkların belirli zamanlarda yetişmesini ve ihtiyaç anında sevk edilmesini Allah’ın varlığına delil yapıyor.
Risaleler Kur’an’dan süzülmüştür ve Kur’an’ın bir mucize-i maneviyesidir. Bu delil Kur’an’ın da birçok ayetinde geçmektedir. Mesela Ankebut suresinde şöyle geçer:
وَكَأَيِّنْ مِنْ دَابَّةٍ Nice canlılar vardır ki لاَ تَحْمِلُ رِزْقَهَا rızıklarını taşımazlar اللَّهُ يَرْزُقُهَا وَإِيَّاكُمْ Onları da sizi de Allah rızıklandırıyor. (Ankebut 60)
Başka bir ayet:
يَا أَيُّهَا النَّاسُ Ey insanlar! اذْكُرُوا نِعْمَتَ اللَّهِ عَلَيْكُمْ Allah’ın üzerinizdeki nimetlerini hatırlayın! هَلْ مِنْ خَالِقٍ غَيْرُ اللَّهِ يَرْزُقُكُم مِنَ السَّمَاء وَالْأَرْضِ Sizi semadan ve yerden rızıklandıracak, Allah’tan başka bir yaratıcı var mı? لاَ إِلهَ إِلاَّ هُوَ O’ndan başka hiçbir ilah yoktur. (Fatır 3)
Başka bir ayet:
أَمَّنْ خَلَقَ السَّمَاوَاتِ وَالْأَرْضَ (Allah’a ortak koştukları şeyler mi hayırlı) Yoksa gökleri ve yeryüzünü yaratan وَأَنْزَلَ لَكُمْ مِنَ السَّمَاءِ مَاءً ve size semadan su indiren mi daha hayırlı? فَأَنبَتْنَا بِهِ حَدَائِقَ ذَاتَ بَهْجَةٍ Biz o suyla güzel güzel bahçeler bitirdik. مَا كَانَ لَكُمْ أَنْ تُنبِتُوا شَجَرَهَا Siz o bahçenin bir ağacını bile bitirmezsiniz. أَإِلَهٌ مَعَ اللَّهِ Allah ile beraber başka bir ilah mı var? (Neml 60)
Evet, değil gücümüz yeryüzündeki bahçeleri bitirmeye, bir ağacı bile bitirip ondan meyve çıkarmaya yetmez. İşte Kur’an bunlar gibi onlarca ayetiyle rızık verme delilini böyle dokuyor.
Üstadımız şöyle devam ediyor:
Ve derece-i ihtiyaç nisbetinde yapılan sevkiyatta büyük bir intizam vardır. (Mesnevi-i Nuriye, Lem’alar)
Bu cümlede iki nokta var:
1. Rızkın ihtiyaç nispetinde gelmesi yani israf olmaması.
2. İntizamla gelmesi.
İntizamla gelmesini de iki farklı şekilde anlayabiliriz:
1. Rızkın kendi muayyen vaktinde yaratılması. Mesela çilek yazın, portakal kışın olur. İntizam bozulup da yazın portakal, kışın çilek olmuyor. Her meyve ve sebze kendi muayyen vaktinde yaratılıyor. İşte bu cihetten yani yaratılma vaktinin değişmemesi cihetinden bir intizam vardır.
İntizamla gelmesinin ikinci ciheti de şu olabilir: Hangi mahluka hangi rızık lazım ise o rızık ona gönderiliyor. Mesela yeni doğan bebeğin süte ihtiyacı var; annesinin sinesi ona bir süt çeşmesi oluyor. Acıkınca çeşmeden süt geliyor; doyunca çeşme kesiliyor.
Bunun gibi, bütün varlıkların farklı zamanlarda, farklı gıdalara ihtiyacı vardır. Bu gıdalar, ihtiyaç duydukları zamanda onlara muntazaman gönderilir.
Üstadımız bu lem’ayı şöyle tamamlıyor:
İşte bu umumi rızık hakkında görünen geniş ve muntazam rahmet ve inayetler ancak her şeyin mürebbisi ve her şeyin müdebbiri ve her şey yed-i teshirinde bulunan bir Zatın hâtem-i hassı olabilir. (Mesnevi-i Nuriye, Lem’alar)
(İnayet: Yardımlar / Mürebbi: Terbiye eden / Müdebbir: İdare eden / Yed: El / Teshir: İtaat ettirme / Hâtem: Mühür)
Bir ağacın meyve verdiğini düşünelim… Meyve vermek rahmetin eseridir. Hâlbuki ağacın merhameti yoktur. Yine meyve vermek inayetin (yardım etmenin) neticesidir. Hâlbuki ağaç insanı tanımaz ki ona yardım etsin.
— Bu merhametin ve inayetin sahibi ağaç değilse kimdir?
Üstadımız dedi ki: Öyle bir zattır ki her şeyin mürebbisi yani terbiye edenidir, her şeyin müdebbiri yani idare edenidir ve her şey onun yed-i teshirindedir. Yani her şey O’nun kudretine musahhardır, emrine itaat eder. Mahlukatın rızkını yetiştirmek ancak böyle bir zatın kendine has hâtemidir ve mührüdür.
Demek, her şeyin mürebbisi olamayan, eşyayı hikmetiyle tedbir edemeyen ve bütün mahlukatı yed-i teshirinde tutamayan, tek bir meyveye sahiplik iddiasında bulunamaz.
Bu dersimizde şu bölümü anlamaya çalıştık:
Sekizinci Lem’a: Gıda olarak mahlukata bilhassa hayvanata taksim edilen rızıklara dikkat lazımdır ki bu rızık vakt-i muayyeninde yetişir, vakt-i ihtiyaçta sevk edilir. Ve derece-i ihtiyaç nisbetinde yapılan sevkiyatta büyük bir intizam vardır. İşte bu umumi rızık hakkında görünen geniş ve muntazam rahmet ve inayetler ancak her şeyin mürebbisi ve her şeyin müdebbiri ve her şey yed-i teshirinde bulunan bir Zatın hatem-i hassı olabilir. (Mesnevi-i Nuriye, Lem’alar)
Yazar: Sinan Yılmaz