24. İncir nüvesinde incir ağacının programını derceden.
Önceki iki dersimizde beş cümlelik bölümün iki cümlesini tahlil etmiştik. Bu dersimizde üçüncü cümleyi tahlil edeceğiz. Üçüncü cümle şöyle:
ve incir nüvesinde incir ağacının programını derceden… (Mesnevi-i Nuriye, Lem’alar)
(Nüve: Çekirdek / Dercetme: Yerleştirme)
Cenab-ı Hak kocaman incir ağacını küçücük çekirdeğinde yazmış, ağacın bütün plan ve programını çekirdeğinde kaydetmiştir. Böyle bir yazının tesadüfen olması ve bu tesadüfün bütün incir çekirdeklerinde hatta bütün ağaç ve nebatta gözükmesi mümkün değildir.
Bir sayfada bir “A” harfi görseniz, bütün dünya toplansa bu A harfinin tesadüfen var olduğuna sizi inandıramaz. Bir A harfi bile tesadüfen olamıyor ve kâtibinin varlığını ispat ediyorsa; incir çekirdeğinde yazılan yazılar nasıl tesadüfün eseri olabilir? Ve bu tesadüf bütün çekirdek ve tohumlarda nasıl gözükebilir? Buna imkân ve ihtimal var mıdır? Asla yoktur!
Bundan da tevhide şöyle bir pencere açılır:
İncir çekirdeği kiminse incir ağacı da onundur. Çünkü ağaç çekirdekten çıkmış ve bütün planı çekirdeğinde yazılmıştır. Çekirdek başkasının, ağaç başkasının olamaz. Ayrıca dağ gibi bir ağacı çekirdeğinin içinde saklamak ve çekirdekten ağacı çıkarmak sonsuz bir kudret, ilim ve hikmet sahibi bir zatın işi olabilir. Allah’tan başka kimin haddi var ki bu sıfatlara sahip olsun ve bu mucizevî fiile fail olsun?
Kardeşlerim, Risalelerden azami derece istifade edebilmek için çok tefekkür etmeli ve bu tefekkürle hakikatleri ruha, kalbe, akla ve diğer latifelere işletmeliyiz. Sadece metni anlamak yetmez. Bu sebeple, okurken acele etmeyelim.
Bu cümleden ödevimiz şu olsun: Âlemi temaşa edelim. Ağaçlara, çiçeklere, kuşlara, balıklara, böceklere bakalım. Her birinin çekirdeğinde, tohumunda, nutfesinde ve yumurtasında tarihçe-i hayatının nasıl yazıldığını tefekkür edelim. Her şaşkınlıkta da Sübhanallah ve Allahu Ekber diyerek Allah’ı tesbih edelim.
Bu dersimizde şu cümleyi anlamaya çalıştık:
ve incir nüvesinde incir ağacının programını derceden… (Mesnevi-i Nuriye, Lem’alar)
Yazar: Sinan Yılmaz