a
Ana SayfaLemalar50. Çok adamlar tarafından yapılan bir semerenin terbiyesi için lazım olan cihazat ve âlât ve edevat ve saire…

50. Çok adamlar tarafından yapılan bir semerenin terbiyesi için lazım olan cihazat ve âlât ve edevat ve saire…

Tevhiddeki kolaylığı mütalaa ediyorduk. Kaldığımız yerden devam edelim:

Çok adamlar tarafından yapılan bir semerenin terbiyesi için lazım olan cihazat ve âlât ve edevat ve saire, bir adam tarafından yapılan semeredar şecerenin terbiye ve yapılması için de aynen o kadar malzeme lazımdır. Yalnız keyfiyetçe fark olabilir. (Mesnevi-i Nuriye, Lem’alar)

(Semere: Meyve / Âlât: Aletler / Semeredar: Meyveli / Şecere: Ağaç)

Bir ağaç yapılacak diyelim… Bu ağacın yapılabilmesi için toprak lazım, hava lazım, su lazım, güneş lazım. Meyveleri üzerinde bir terbiye lazım. Yani boyanacak, tat verilecek, vazifesi öğretilecek ve hakeza… Bunlar bir ağacın yapılması için lazım olan şeyler.

Şimdi de bir meyvenin yapılması için lazım olan şeyleri sayalım: Yine toprak lazım, hava lazım, su lazım, güneş lazım. Üzerinde bir terbiye lazım. Yani boyanacak, tat verilecek, vazifesi öğretilecek ve hakeza…

Bakın, ağaca ne lazımsa tek bir meyveye de o lazım. O zaman diyebiliriz ki: Eğer ağaç tek bir merkezden yapılırsa, bir ağaç bir meyve kadar kolay olur. Eğer merkezler farklı olursa, ağacın icadında, meyveleri adedince zahmetler ve meşakkatler olur.

Üstadımız bu meselenin misallerini şöyle veriyor:

Mesela: Bir ordu askere yapılan elbise tedariki için ne kadar âlât, edevat ve makine lazımdır; bir neferin elbisesi için de o kadar âlât ve edevat lazımdır. Ve keza, bir kitabın bin nüshasıyla bir nüshasının ücreti matbaaca birdir. Bazen de tek bir nüshanın tabı, daha fazla bir ücrete tabi tutulur. Buna kıyasen, bir matbaayı bırakıp çok matbaalara başvurulursa, birkaç kat fazla ücretlerin verilmesi lazım gelir. (Mesnevi-i Nuriye, Lem’alar)

Üstadımız iki örnek verdi. Birincisi asker örneği:

Şimdi, bir asker için ne lazım bunu düşünelim…

Elbise lazım, bot lazım, silah lazım, karavana lazım, eğitilmesi lazım ve bunlar gibi pek çok şeyler lazım. Tek bir askere bunları temin etmek için; elbisenin dokunduğu bir fabrika lazım, botun üretileceği bir tezgâh lazım, karavana için mutfak lazım, silah için bir fabrika lazım, askeri eğitecek komutanlar lazım ve hakeza…

Bir asker için bunları yaptınız mı bin askeri de aynı şekilde tedbir ve terbiye edebilirsiniz. Bu durumda bin askerin idaresi bir asker kadar kolay olur.

Eğer böyle yapmayıp, her bir askeri farklı merkezlere havale ederseniz, bu durumda, her bir asker için, orduya lazım olan fabrikalar ve tezgâhlar lazımdır. Bu durumda da bir askerin idaresi bir ordunun idaresi kadar zor olur. İşte tevhiddeki kolaylık ve kesretteki zorluk!..

Üstadımızın ikinci misali kitap örneği:

Bir kitabı basmak için birçok alet ve edevat lazımdır. Bunları temin ettikten sonra bin kitabı bir kitap kolaylığında basabilirsiniz. Böyle yapmayıp her bir kitabı farklı bir merkeze havale ederseniz, bir kitap bin kitap kadar zor olur.

Üstadımız, “Bazen de tek bir nüshanın tabı, daha fazla bir ücrete tabi tutulur.” dedi.

Eğer “Bu nasıl olur? Tek bir nüsha nasıl bin nüshadan daha pahalı olabilir?” derseniz, bunun cevabı şudur: Yüksek kaliteyle basılacak tek bir kitap, aşağı kaliteyle basılmış bin kitaptan daha pahalı olabilir. Hele bir kitabı antika bir sanatla basmak isterseniz, on bin kitaptan daha fazla ücret vermek zorunda kalabilirsiniz.

Bu misalden şu hakikate bir yol açılır: Her bir ferdi bir kitap kabul etsek, tek bir insan kitabı, mesela sineklerden milyarlar kitaba bedeldir; çiçeklerden trilyonlar kitaptan daha pahalıdır. Ve hakeza…

Üstadımız şöyle devam ediyor:

Evet, kesret vahdete isnad edilmediği takdirde, vahdeti kesrete isnad etmek mecburiyeti hasıl olur. Demek, dağınık bir nevin icadındaki suhulet-i harika, vahdet ve tevhid sırrına bağlıdır. (Mesnevi-i Nuriye, Lem’alar)

(Kesret: Çokluk / Vahdet: Birlik / Suhulet: Kolaylık)

İşte bütün ders bu cümle için yapıldı. Eşyanın icadı ya Allah’a isnad edilecek ya da sebeplere havale edilecek. Başka bir yol yok. Kesret (âlem ve içindeki eşya) vahdete yani Allah’a isnad edilmezse, bu durumda, her bir eşyayı sebeplerin yarattığı kabul edilmek zorunda kalınacak, yani vahdet kesrete isnad edilecek.

Verilen misallerle anlaşıldı ki vahdet kesrete isnad edilirse, son derece güçlük ve zorluk olur. Malumdur ki bir kumandanın on askeri idare etmesi, on kumandanın bir askeri idare etmesinden daha kolaydır.

Eğer kâinat esbaba havale edilirse, bu durumda, tek bir çiçeğin yaratılması bahar kadar zor olur. Bir meyvenin icadı ağacın icadı kadar zahmetli olur. Bir ferdin yaratılması nevi kadar müşkil olur. Âlemde gördüğümüz kolaylık, tek bir zatın icadı olduğundan ve O’nun sonsuz kudretinden dolayıdır. Âmennâ ve saddeknâ.

Bu derste şu bölümün izahını yapmaya çalıştık:

Çok adamlar tarafından yapılan bir semerenin terbiyesi için lazım olan cihazat ve âlât ve edevat ve saire, bir adam tarafından yapılan semeredar şecerenin terbiye ve yapılması için de aynen o kadar malzeme lazımdır. Yalnız keyfiyetçe fark olabilir.

Mesela: Bir ordu askere yapılan elbise tedariki için ne kadar âlât, edevat ve makine lazımdır; bir neferin elbisesi için de o kadar âlât ve edevat lâzımdır. Ve keza, bir kitabın bin nüshasıyla bir nüshasının ücreti matbaaca birdir. Bazen de tek bir nüshanın tabı, daha fazla bir ücrete tabi tutulur. Buna kıyasen, bir matbaayı bırakıp çok matbaalara başvurulursa, birkaç kat fazla ücretlerin verilmesi lazım gelir.

Evet, kesret vahdete isnad edilmediği takdirde, vahdeti kesrete isnad etmek mecburiyeti hasıl olur. Demek, dağınık bir nevin icadındaki suhulet-i harika, vahdet ve tevhid sırrına bağlıdır. (Mesnevi-i Nuriye, Lem’alar)

Yazar: Sinan Yılmaz

Paylaş:
Bu Makaleyi Değerlendirin