37. Sekizinci Reşha: Arkadaş! Bilirsin ki sigara gibi küçük bir âdeti, bir şeyi tiryakisinden ref etmek pek zahmettir…
Reşhalar mütalaasına kaldığımız yerden devam ediyoruz:
Sekizinci Reşha: Arkadaş! Bilirsin ki sigara gibi küçük bir âdeti, bir şeyi tiryakisinden ref etmek pek zahmettir. Hatta büyük bir hâkim, büyük bir azimle, küçük bir kavimde itiyad edilen bir hasleti kaldırmakta büyük müşkilâta rast gelir. Hâlbuki bu zat-ı nuranî pek çok âdetleri, pek çok asabi, inatçı kavimlerden, cüz’i bir kuvvetle, kısa bir zamanda kaldırarak, yerlerini yüksek, nezih ahlak ve âdetlerle doldurmuştur. (Mesnevi-i Nuriye, Reşhalar)
(Ref etmek: Kaldırmak / İtiyad: Alışkanlık)
Bu delil -yani âdetleri değiştirme delili- farklı bir şekilde Yedinci Reşhada da işlenmişti. Delilin özü şu:
Değil büyük âdetleri, sigara gibi küçük bir âdeti bile tiryakisine bıraktırmak pek zordur. Hatta kuvvet sahibi büyük bir hâkim büyük bir gayret ve azimle, küçük bir kavimdeki, küçük bir âdeti, pek zahmetle ancak kaldırabilir. Nice padişahlar gelmiş ki küçücük âdetleri -o haşmetlerine rağmen- kaldıramamışlar.
Hâlbuki Efendimiz (a.s.m.) pek çok âdetleri hem de asabi ve inatçı kavimlerden, cüzi bir kuvvetle kısa bir zamanda kaldırmış; kaldırmakla da kalmamış, en yüksek ahlakı tesis edip en güzel âdetleri getirmiş.
Üstadımız bu hakikate şöyle bir misal veriyor:
Evet, Hazreti Ömer İbnü’l-Hattab’ın (radıyallahü teâlâ anh) İslamiyet’ten evvel ve sonraki hâlleri bu meseleye güzel bir misaldir. (Mesnevi-i Nuriye, Reşhalar)
Hazreti Ömer’in birçok kıssasını duymuş ya da okumuşuzdur. Adaleti, merhameti, cesareti, hakkı ve batılı ayırt edişi ve daha birçok sıfatıyla tam bir insan-ı kâmil… Hazreti Ömer’i böyle insan-ı kâmil yapan, üstadı olan Hazreti Muhammed (a.s.m.)’dır.
Hazreti Ömer’in İslamiyet’le kazandığı kemali anlamak için İslamiyet’ten önceki hâlini araştırmaya ve sayıp dökmeye gerek yok. Bizler Sahabe Efendilerimizi en güzel hâlleriyle anmalıyız. Sadece şu kadar bilsek yeter:
Hazreti Ömer bu kemale İslamiyet’ten önce sahip değildi. Onu bu kemale ulaştıran, insan-ı kâmil yapan ve insaniyetin zirvesine taşıyan İslam’dır ve Hazreti Muhammed (a.s.m.)’dır.
Üstadımız bu Reşha’yı şöyle tamamlıyor:
Bunun gibi, icraat-ı esasiyesinden binlerce harikalar vardır. O zatın o zamandaki icraatına harika diyoruz. Acaba bu zamanın yüzlerce feylesofları, o zamanda, o vahşet-âbâd cezireye gidip, pek uzun zamanlarda o vahşileri ıslah için çalışsalar, o zat-ı mürşidin bir senede muvaffak olduğu kadar, onlar elli senede muvaffak olabilirler mi? Hâşâ! (Mesnevi-i Nuriye, Reşhalar)
(Vahşet-âbâd: Issız, korku ve ürkeklik veren yer / Cezire: Ada, yarımada)
İslamiyet’ten önce Arapların hangi âdetlere sahip olduğunu Yedinci Reşhanın mütalaasında anlatmıştık. Hatırlamak isteyenler mezkûr reşhanın mütalaasını tekrar okuyabilirler.
Efendimiz (a.s.m.) bütün bu âdetleri kısa bir zamanda kaldırmış ve yerlerine en güzel ahlakı tesis etmiştir. Acaba bu zamanın yüzlerce filozofunu alıp o zamana götürsek, onlar pek uzun bir zamanda, o vahşilerin ıslahı için çalışsalar; acaba Efendimiz (a.s.m.)’ın bir senede yaptığını onlar elli senede yapabilir mi?
Hatta bırakın güzel ahlakın her nevini tesis etmeyi, sadece onların kalplerine merhamet koymak için çalışsalar, bunu yapabilirler mi? Hâşâ, yapamazlar!
— Nereden biliyoruz yapamayacaklarını?
Biliyoruz çünkü bu zamanda yaptıkları ortada. Her gün yüzlerce cinayet işleniyor, binlerce hırsızlık oluyor, insanlar birbirini aldatıyor, mallarını gasbediyor… Saymakla bitmeyecek kadar çok zulümler işleniyor. Hadi bu insanları ıslah etseler ya! O kadar kanun koyucu, o kadar mahkeme, o kadar polis ve hapishane ama ortada ıslah olan kimse yok!
İnsanların ıslahı için çalışanlar, Efendimiz (a.s.m.)’a teşekkür etsinler. Çünkü bir kısım insanda olan ıslah, o zatın (a.s.m.) 14 asır öncesinden vurduğu ciladır. Eğer onun dersi ve talimi olmasaydı, şu kuzu gibi olan insanlar bir canavar olup çok cinayetler işlerdi.
İşin özü: Hazreti Muhammed (a.s.m.)’ın yapmış olduğu bu emsalsiz icraat onun peygamberliğine güneş gibi bir delildir ve inkâr edilemeyecek bir hüccettir.
Şimdi, tahlilini yaptığımız bölümü bir daha okuyalım ve dersimizi tamamlayalım:
Sekizinci Reşha: Arkadaş! Bilirsin ki sigara gibi küçük bir âdeti, bir şeyi tiryakisinden ref etmek pek zahmettir. Hatta büyük bir hâkim, büyük bir azimle, küçük bir kavimde itiyad edilen bir hasleti kaldırmakta büyük müşkilâta rast gelir. Hâlbuki bu zat-ı nuranî pek çok âdetleri, pek çok asabî, inatçı kavimlerden, cüz’î bir kuvvetle, kısa bir zamanda kaldırarak, yerlerini yüksek, nezih ahlâk ve âdetlerle doldurmuştur.
Evet, Hazreti Ömer İbnü’l-Hattab’ın (radıyallahü teâlâ anh) İslamiyet’ten evvel ve sonraki hâlleri bu meseleye güzel bir misaldir. Bunun gibi, icraat-ı esasiyesinden binlerce harikalar vardır. O zatın, o zamandaki icraatına harika diyoruz. Acaba bu zamanın yüzlerce feylesofları, o zamanda, o vahşet-âbâd cezireye gidip, pek uzun zamanlarda o vahşileri ıslah için çalışsalar, o zat-ı mürşidin bir senede muvaffak olduğu kadar, onlar elli senede muvaffak olabilirler mi? Hâşâ! (Mesnevi-i Nuriye, Reşhalar)
Yazar: Sinan Yılmaz