43. Huruf-u mukattaanın dizilişinin 504 ihtimalden veya 200 ihtimalden bir ihtimal olması
Soru: Üstad Hazretleri İşârâtü’l-İ’caz’da, huruf-u mukattaanın dizilişi hakkında, “504 ihtimalden intihab edilmiştir.” diyor. 25. Söz’de ise 200 ihtimal diyor. Bunları nasıl anlamalıyız?
El-cevap: İlk önce İşârâtü’l-İ’caz’da geçen metni mütalaa edelim, daha sonra ihtimaller üzerine konuşalım:
1. Hece harflerinin adedi -elif-i sâkine hariç kalmak şartıyla- yirmi sekiz harftir. Kur’an-ı Azîmüşşan, surelerin başında bu harflerin yarısını zikretmiş, yarısını da terk etmiştir. (İşârâtü’l-İ’caz)
Elif harfi eğer harekeli olursa “hemze” ismini alır. Harekesiz (sâkin) olduğundan ise sadece med harfi (uzatma harfi) olur. Bu durumda bir telaffuzu olmayıp önceki harfi uzatır. Bu elife “elif-i sâkine” denir.
Hece harfleri “lam-elif” de kabul edildiğinde 29′dur. Ancak “lam-elif”teki elif, elif-i sâkine olup bir telaffuzu yoktur. Bu durumda “lam-elif”ten geriye sadece “lam” harfi kalır ki bu harf zaten tek başına hece harfleri arasında da zikredilmiştir. Böyle olunca hece harfleri 28′e düşer. Kur’an-ı Azîmüşşan, surelerin başında bu harflerin yarısını zikretmiş, yarısını da terk etmiştir. Huruf-u mukattaada zikredilen harfler şunlardır:
ا ، ح ، ر ، س ، ص ، ط ، ع ، ق ، ك ، ل ، م ، ن ، هـ ، ى
2. Kur’an’ın almış olduğu nısf, terk ettiği nısftan daha ziyade kesîrü’l-istimaldir. (İşârâtü’l-İ’caz)
Kur’an’ın huruf-u mukattaa olarak zikrettiği 14 harf, terk ettiği 14 harften daha çok kullanımı olan harflerdir. Nasıl ki Türkçede “b” harfini “j” harfinden daha çok kullanıyoruz. Yine “m” harfini “ğ” harfinden ve “d” harfini “h” harfinden daha çok kullanıyoruz. Aynen bunun gibi, Kur’an’ın huruf-u mukattaa olarak zikrettiği 14 harf daha çok kullanımı olan harflerdir. Mesela ص harfi, ض harfinden; ع harfi, غ harfinden; ط harfi, ظ harfinden daha çok kullanılır. Kur’an daha çok kullanılan bu harfleri zikretmiştir; bu da Kur’an’ın bir i’cazıdır.
3. Kur’an, surelerin başında zikrettiği kısım içinde, lisan üzerine daha suhuletli olan “elif, lâm”ı çok tekrar etmiştir. (İşârâtü’l-İ’caz)
Huruf-u mukattaa harfleri -dördüncü maddede de zikredileceği üzere- hece harfleri adedince surelere tevzi edilmiş yani 29 sure başında zikredilmiş. Bu 29 suresinin 13′ü elif-lâm ile başlamış. Bu sureler şunlardır:
1. Bakara suresi: الم
2. Âl-i İmran suresi: الم
3. A’raf suresi: المص
4. Yunus suresi: الر
5. Hûd suresi: الر
6. Yusuf suresi: الر
7. Ra’d suresi: المر
8. İbrahim suresi: الر
9. Hicr suresi: الر
10. Ankebut suresi: الم
11. Rum suresi: الم
12. Lokman suresi: الم
13. Secde suresi: الم
Netice: Lisan üzerine daha suhuletli olan “elif, lâm” daha çok tekrar edilmiş.
4. Kur’an aldığı harfleri, hece harflerinin adedince surelere tevzi etmiştir. (İşârâtü’l-İ’caz)
Hece harflerinin sayısı -lâm-elif sayılmak kaydıyla- 29′dur. Kur’an’da huruf-u mukattaa harfleri 29 surenin başında zikredilmiş yani hece harfleri adedince surelere tevzi edilmiş. Bu sureler ve başlarında geçen huruf-u mukattaa şöyledir:
1. Bakara suresi: الم
2. Âl-i İmran suresi: الم
3. A’raf suresi: المص
4. Yunus suresi: الر
5. Hûd suresi: الر
6. Yusuf suresi: الر
7. Ra’d suresi: المر
8. İbrahim suresi: الر
9. Hicr suresi: الر
10. Meryem suresi: كهيعص
11. Tâhâ suresi: طه
12. Şuârâ suresi: طسم
13. Neml suresi: طس
14. Kasas suresi: طسم
15. Ankebut suresi: الم
16. Rum suresi: الم
17. Lokman suresi: الم
18. Secde suresi: الم
19. Yâsîn suresi: يس
20. Sâd suresi: ص
21. Mümin suresi: حم
22. Fussilet suresi: حم
23. Şûrâ suresi: حم عسق
24. Zuhruf suresi: حم
25. Duhan suresi: حم
26. Câsiye suresi: حم
27. Ahkaf suresi: حم
28. Kâf suresi: ق
29. Kalem suresi: ن
5. Hece harflerinin mehmuse, mechure, şedide, rahve, müsta’liye, münhafıza, müntabıka, münfetiha gibi çiftli cinslerinin her birisinden yine nısıf almıştır. (İşârâtü’l-İ’caz)
Huruf-u mehmuse: Harfin çıkışı sırasında mahreç tam kapanmayıp zayıf kaldığından mahreçten nefesin akması suretiyle telaffuz edilen harflerdir. Mahreçteki zaaf sebebiyle bu sıfata “hems” (gizli ve hafif ses, fısıltı) denmiştir. Bu harfler on tane olup şunlardır:
ت ، ث ، ح ، خ ، س ، ش ، ص ، ف ، ك ، ه
Kur’an bu harflerin yarısını (beş tanesini) almıştır. Aldığı harfler şunlardır:
ح ، س ، ص ، ك ، ه
Huruf-u mechure: Huruf-u mehmusenin dışında kalan on sekiz harftir. Harfin, mahrecinden kuvvetle ve ses hâlinde (cehr) çıkması sebebiyle söz konusu harfler bu sıfatla anılır. Kur’an mechure harflerinin de yarısını almıştır. Aldığı dokuz harf şunlardır:
ا ، ر ، ط ، ع ، ق ، ل ، م ، ن ، ى
Huruf-u şedide: Şiddet sıfatlı harflerdir. Bu grup sekiz harften oluşur. Her bir harf söylenirken mahreç şiddetle kapanır, ses ve nefes akmaz. Şedide harfleri şunlardır:
ا ، ب ، ت ، ج ، د ، ط ، ق ، ك
Kur’an bu harflerin de yarısını (dört tanesini) almıştır. Aldığı harfler şunlardır:
ا ، ط ، ق ، ك
Huruf-u rahve: Şiddet sıfatının zıddı olan rihve (gevşeklik, yumuşaklık) sıfatını taşıyan harflerdir. Bu harfler telaffuz edilirken mahreçten ses veya nefes akar. Bu harfler bazı âlimlere göre on üç harftir. Bazı âlimler ise bu on üç harfe med harflerini de dâhil ederler ve on altı harf kabul ederler. Med harfleriyle birlikte bu on altı harf şunlardır:
ا ، ث ، ح ، خ ، ذ ، ز ، س ، ش ، ص ، ض ، ظ ، غ ، ف ، و ، ه ، ى
Kur’an’da bu harflerden şu altı harf zikredilmiştir:
ا ، ح ، س ، ص ، ه ، ى
Bu hesaba göre, Kur’an’ın aldığı harfler nısfa tekabül etmiyor. Hâlbuki Üstadımız “nısftır” diyor. Bu meselenin halli için epey düşündüm. Şöyle bir vech-i tevfik buldum:
Bazı âlimlere göre, bu harfler yirmi bir harf olup, yukarıdaki harflere şu harfler de dâhildir:
ر ، ع ، ل ، م ، ن
Bu harflerin her biri aynı zamanda mukattaa harfidir. Buna göre, eğer rahve harflerini yirmi bir kabul edersek, bu harflerin on bir tanesi zikredilmiş olur. Bu da nısfa tekabül eder. Bu on bir harf şunlardır:
ا ، ح ، س ، ص ، ه ، ى ، ر ، ع ، ل ، م ، ن
Huruf-u müsta’liye: Yirmi dokuz harfin en kalınları olan yedi harftir. Bu harfler telaffuz edilirken dilin üst damağa yükselmesi sebebiyle bu harflere “huruf-ı müsta’liye” denmiştir. Bu harfler şunlardır:
خ ، ص ، ض ، ط ، ظ ، غ ، ق
Kur’an bu harflerin de yarısını (üç tanesini) almıştır. Alınan harfler şunlardır:
ص ، ط ، ق
Huruf-u münhafiza: Dilin damağa yükselmeyip aşağıda kalmasıyla okunan harflerdir. Bu harfler yirmi bir tane olup şunlardır:
ا ، ب ، ت ، ث ، ج ، ح ، د ، ذ ، ر ، ز ، س ، ش ، ع ، ف ، ك ، ل ، م ، ن ، و ، ه ، ى
Kur’an bu harflerin de yarısını (on bir tanesini) almıştır. Alınan harfler şunlardır:
ا ، ح ، ر ، س ، ع ، ك ، ل ، م ، ن ، ه ، ى
Huruf-u müntabıka: Söylenirken dilin üst damağa kapanmasıyla ağızdan çıkan harflerdir. Bu harfler dört tane olup şunlardır:
ص ، ض ، ط ، ظ
Kur’an bu harflerin de yarısını (iki tanesini) almıştır. Alınan harfler şunlardır:
ص ، ط
Huruf-u münfetiha: Dilin damaktan ayrılıp açılması suretiyle telaffuz edilen harflerdir. Bu harfler yirmi dört tane olup şunlardır:
ا ، ب ، ت ، ث ، ج ، ح ، خ ، د ، ذ ، ر ، ظ ، س ، ش ، ع ، غ ، ف ، ق ، ك ، ل ، م ، ن ، و ، ه ، ى
Kur’an bu harflerin de yarısını (on iki tanesini) almıştır. Alınan harfler şunlardır:
ا ، ح ، ر ، س ، ع ، ق ، ك ، ل ، م ، ن ، ه ، ى
6. Çifti yani eşi olmayan -evtar- kısmında sakîlden azı, hafiften çoğu almıştır. Kalkale, zelâka gibi. (İşârâtü’l-İ’caz)
Evtar: Beşli veya yedili gibi tekli gruplardır. Bu gruplarda şöyle bir yol takip edilmiş:
Eğer grup harfleri sakîl (ağır) harflerden oluşmuşsa yarısından bir azı alınmış. Hafif harflerden oluşmuşsa yarısından bir fazlası alınmış.
Mesela kalkale harfleri sakîl ve şiddetli harflerdir. Bu harfler beş tanedir. Harfler sâkil olduğu için yarının bir azı -beş harften iki harf- alınmış. Kalkale harfleri şunlardır:
ب ، ج ، د ، ط ، ق
Kur’an bu harflerden şu ikisini almış:
ط ، ق
Zelâka harfleri ise telaffuzu kolay olan hafif harflerdir. Bu harfler altı tanedir. Harfler hafif olduğu için yarının bir fazlası -altı harften dört harf- alınmış. Zelâka harfleri şunlardır:
ب ، ر ، ف ، ل ، م ، ن
Kur’an bu harflerden şu dördünü almış:
ر ، ل ، م ، ن
7. Kur’an-ı Azîmüşşan’ın, surelerin başındaki huruf-u mukattaanın zikredilen minval üzerine tansifleri hakkında ihtiyar ettiği tarik, beş yüz dört ihtimalden intihab edilmiştir. Ve intihab edilen şu tarikten başka hiçbir ihtimal ile mezkûr tansif mümkün değildir. Çünkü taksimler pek çok birbirine girmiş ve çok mütefavittir. Bu gibi i’caz lem’alarından hisse alamayan, zevkine levm ve itab etsin. (İşârâtü’l-İ’caz)
Elif-i sâkine sayılmamak şartıyla 28 harf vardır. Bu 28 harfin 18 farklı sıfatı vardır. Bu sıfatlar şunlardır:
1. Hems
2. Cehr
3. Şiddet
4. Rihvet
5. İsti’la
6. İstifal
7. İtbak
8. İnfitah
9. İzlak
10. İsmat
11. Safir
12. Kalkale
13. Lin
14. İnhiraf
15. Tekrir
16. Tefeşşi
17. İstitale
18. Beyniyye
28 harfin -yukarıda izah edilen tanzim ile- bu 18 sıfatla yan yana gelme ihtimali 504 ihtimalde bir ihtimaldir. 28 X 18 = 504 eder. Kur’an’ın takip ettiği yol, bu 504 ihtimalden bir ihtimaldir. Seçilen bu yoldan başka hiçbir ihtimal ile bu tanzim mümkün değildir. Kur’an’ın 504 ihtimal içinde böyle i’cazlı bir yolu takip etmesi mucizedir. Bir beşerin bu yolu kendi fikriyle takip etmesi mümkün değildir.
504 ihtimali bu şekilde izah ettikten sonra, şimdi de 25. Söz’deki metni okuyalım:
Surelerin başında mezkûr olan huruf, hurufâtın aksam-ı malumesi olan mechure, mehmuse, şedide, rahve, zelâka, kalkale gibi aksam-ı kesiresinden, her bir kısmından nısfını almıştır. Kabil-i taksim olmayan hafifinden nısf-ı ekser, sakilinden nısf-ı ekall olarak, bütün aksamını tansif etmiştir. Şu mütedahil ve birbiri içindeki kısımları ve 200 ihtimal içinde mütereddit, yalnız gizli ve fikren bilinmeyecek bir tek yolla umumunu tansif etmek kabil olduğu hâlde, o yolda, o geniş mesafede sevk-i kelam etmek, fikr-i beşerin işi olamaz. Tesadüf hiç karışamaz. (25. Söz, 1. Şule, 3. Nokta)
Burada 200 ihtimali şöyle hesaplayabiliriz:
Harf sayısı | Mukataa harfleri | İhtimal | |
Mechure |
18 |
9 |
18/9 = 2 |
Mehmuse |
10 |
5 |
10/5 = 2 |
Şedide |
8 |
4 |
8/4 = 2 |
Rihve (Bir görüşe göre) |
13 |
4 |
13/4 = 3.25 |
Beyniyye |
5 |
5 |
5/5 = 1 |
Zelâka |
6 |
4 |
6/4 = 1.5 |
Musmate |
22 |
10 |
22/10 = 2.2 |
Kalkale |
5 |
2 |
5/2 = 2.5 |
Huruf-u mukattaa olarak tüm harflerin ihtimalini hesaplamak için bütün ihtimaller birbiriyle çarpılır:
Sonuç = 2 x 2 x 2 x 3.25 x 1 x 1,5 x 2,2 x 2,5 = 214.5 olur.
Burada küçük bir fark var. Anlaşılan Üstad Hazretleri -belki de akılda daha kolay kalsın diye-rakamı yuvarlayarak 200 olarak ifade etmiş.
Başka türlü hesaplamalar da olabilir. En doğrusunu Allah bilir.
Yazar: Sinan Yılmaz