a
Ana Sayfa1-50 Arası Sorular28. Risale-i Nur’da anlatılan sır kavramını açıklar mısınız?

28. Risale-i Nur’da anlatılan sır kavramını açıklar mısınız?

“Sır” kapalı ve örtülü olan şeye denir. Üstad Hazretleri gizli kalmış hakikatlerden bahsederken “sır” der.

— Peki, hakikat kime gizli kalmış ola?

Ya ulemaya gizlidir, ya avama gizlidir, ya da avamın bir kısmını gizlidir.

— Peki, sırları açmak için ne gerek?

İsm-i Hakîm’e mazhar olmak gerek. Üstadımız ism-i Hakîm’e mazhariyeti sebebiyle bir çok sırrı izn-i İlahî ile açmış ve sırr-ı gamizler ona tebessüm ederek, “Buyur içeri gir, sırrımızı anla.” demiş.

Şimdi, Risale-i Nurlardaki bazı “sır” lafızlarına bakalım ve üzerine tahlil yapalım:

1. Miracın sırr-ı lüzumu nedir? (31. Söz)

Buradaki sırla “miracının lüzumundaki gizli hikmetler” kastedilmiş. Bu hikmetler sadece avama değil, ulemaya dahi bir sır olmuş; onlar tarafından da bu derece keşfedilememiş.

2. Sırr-ı kader ve cüz-i ihtiyarînin halli için… (Barla Lâhikası, yedinci risale olan Yedinci Mesele)

Buradaki sırla “kaderin ve cüz-i ihtiyarînin gizli mahiyeti” kastedilmiş. Bu mahiyet avam arasında değil, ulema arasında da bir sır olmuş ve onlara da gizli kalmış. Üstad Hazretleri bu sırrı Kader Risale’sinde fâş etmiş.

3. Sırr-ı hilkat-i âlem… (Barla Lâhikası, yedinci risale olan Yedinci Mesele)

Buradaki sırla “âlemin yaratılışındaki gizli hikmetler” kastedilmiş. Bu hikmetlerin ekserisi avama gizli kalmış. Ulema bir kısmını keşfetse de bu sırrı kimse Üstad Hazretleri gibi keşfedememiş.

4. Mühim bir sırr-ı âyet… (Barla Lâhikası Beşinci Mesele)

Buradaki sırla “ayetin gizli bir manası” kastedilmiş. Bu mana bir kısım müfessire açılsa da ekserine ve avama gizli kalmış. Üstad Hazretleri yine bu sırrı ifşa etmiş.

5. Onun için, sırr-ı  إِنَّا أَعْطَيْنَا  yı herkes birden anlamaz. (Beyanat ve Tenvirler Beyanat ve Tenvirler)

Buradaki sırla mezkûr ayetin gizli bir manası kastedilmiş. Bu mana da ekser insana gizli kalmış ve bir sır olmuş; ta Üstad Hazretleri açana kadar.

6. Sırr-ı teklif… (Beyanat ve Tenvirler Beyanat ve Tenvirler)

Buradaki sırla “imtihan dünyasının açılması ve insanın imtihana tabi tutulmasındaki gizli hikmetler” kastedilmiş. Bu sır dahi çoklarına gizli kalmış. Çoklar, “Niçin dünya yaratıldı? Niçin ben yaratıldım? Niçin şu şöyledir, bu böyle?” diyerek bu sırları düşünmüş ama bir türlü açamamış. Üstad Hazretleri ise bu sırrı dahi hâl ve keşfetmiş.

Örnekleri çoğaltmak ve Risale-i Nurlardan çokça nakil yapmak mümkün. İşin özü şu:

Şu âlem, şu insan, şu eşya, şu Kur’an; İslam’ın ve imanın her bir meselesi; ibadetlerin eda edilme şekilleri; Allah’ın emir ve yasakları… onlar sırrı içinde barındırmaktadır. Bu peçeli hakikatlere, örtülü gizemlere ve gizli tılsımlara her bir fikir ulaşamamakta ve bu hakikatler insana bir sır olarak kalmaktadır.

Cenab-ı Hak Üstad Hazretlerine bu sırları açma ve tılsımları keşfetme kabiliyetini vermiş; Üstad Hazretleri de Risale-i Nurlarda, “Bunun sırrı şudur ki…” diyerek bu sırları izah ve beyan etmiş. Hatta şu meseleyi nakletmek isterim:

Risale-i Nurlarda şöyle bir soru geçer:

— Kısa bir zamandaki küfre mukabil, hadsiz bir zaman cehennemde hapis nasıl adalet olur?

Üstad Hazretleri bu soruya tam ve mukni bir cevap veriyor. Ben uzun bir süre, “Acaba diğer âlimler bu soruya nasıl cevap vermişler?” diye düşünürdüm. Bir gün Râzî Hazretlerinin tefsirini okurken bu mesele karşıma çıktı. Râzî Hazretleri ki Şemsü’l-Eimme’dir (İmamların güneşidir) ve müfessirlerin piridir.

Mesele Râzî Hazretlerinin tefsirinde karşıma çıktığında birden heyecanlandım. Acaba Hazret bu konuda ne demiş diye düşündüm. Hatta gözümü kitaptan kaldırıp üç beş dakika düşündüm. Sonra metne devam ettiğimde Hazretin şu cevabını okudum:

— Bu mesele naklîdir. Akıl buna yol bulamaz. Allah kâfiri ebedi cehenneme mahkûm etmiş. Biz buna inanır, hikmetini Allah’a havale ederiz…

Bu satırları okuyunca hayret edip, Üstad Hazretlerine verilen ihsanın ne kadar büyük olduğunu anladım. Râzî Hazretlerine dahi açılmayan bir sır Üstad Hazretlerine açılmış ve Üstad Hazretleri bu sırrı en âmî bir kişinin anlayabileceği şekilde izah etmiş.

Sır üzerine daha çok konuşulabilir. Biz son söz olarak deriz ki:

Üstad Hazretleri ism-i Hakîm’e mazhariyetin bir meyvesi olarak çok sırları keşfetmiş ve Risale-i Nurlarda bu sırları izah ve beyan etmiş.

Yazar: Sinan Yılmaz

Paylaş:
Bu Makaleyi Değerlendirin