33. Kelam bazen küfür görünür, sahibi kâfir olmaz.
Soru: Üstad Hazretleri 28. Lem’a’da, “Kelam bazen küfür görünür, sahibi kâfir olmaz.” diyor. Bu cümlenin izahını yapar mısınız?
El-cevap: Küfür lafızlarını konuşmanın kişiyi kâfir yapıp yapmayacağı meselesi âlimler arasında ihtilaflı bir meseledir.
Mesela bir kişi, “Ben falan ile cennete girmem.” dese, bu söz bir küfür lafzıdır. Çünkü bu sözde Cenab-ı Hakk’a hata isnadı vardır. “Ben falan ile cennete girmem” demek, o kişi cennete girmişse hata yapılmış ve -haşa- Allah hata etmiş manasındadır. Allah’a hata isnat etmek ise küfürdür.
Yine bu sözde Allah’ın hükmüne razı olmamak vardır. Yani bu söz, “Allah bana cennete gir dese de girmem, Allah’ın bu hükmüne uymam.” manasına gelir. Allah’ın hükmüne razı olmamak ise küfürdür.
İşte hem Allah’a hata isnat edildiğinden hem de Allah’ın hükmüne razı olunmadığından dolayı, “Ben falan ile cennete girmem.” sözü bir küfür sözüdür.
Buradaki mesele şudur: Bir Müslüman bu sözü böyle bir neticeyi kastetmeden söylese imandan çıkar mı, bu söz onu kâfir yapar mı? Yoksa cehaleti onun için bir özür müdür?
Bu mesele âlimler arasında ihtilaflı bir meseledir. Hanefi âlimlerinin çoğunluğuna göre, cehalet bir özür değildir. Yani bir kimse neticesini bilmeden ve küfre gireceğinin farkında olmadan böyle bir söz söylerse, bu kişi dinden çıkar ve mümin sıfatını kaybeder.
Bu konuda el-Fetâva’l-Hindiyye’de şöyle denir:
— Bir kimse küfür sözünü kasten söylediği hâlde bunun küfür olduğunu bilmezse, -bazı âlimlerin hilafına rağmen- âlimlerin çoğunluğuna göre kâfir olur. Bilmemek özür değildir. (Şeyh Nizamüddin ve Heyet-i Fetevâ-ı Hindiyye, Beyrut 1400, II, 276)
Bir kısım âlimlere göre ise cehalet yani bilmemek bir özürdür. Mesela Malikilerden İmam Karâfî Hazretleri şöyle der:
— Kişi küfür lafızları ile bizzat küfrü kastetmedikçe kâfir olmaz. (Karâfî, el-Furuk, IV, 295)
Yine İbni Nüceym şöyle der:
— Küfür lafızlarının çoğu ihtilaflıdır. Böyle ihtilaflı sözlerle insanlar tekfir edilmemeli. Ben etmemeye yemin ettim. (İbni Âbidin, el-Ukudu’d-Dürriye, III, 285)
Yine İbni Âbidin Hazretleri bu konuda şu kaideyi ortaya koyar:
— Kişiyi imandan çıkaran şeyler, onu imana sokan şeyleri inkâr etmesidir. (agk.)
Yine der ki:
— Müslüman’dan küfür ithamını kaldıran her söz -zayıf olsa bile- tercihe daha layıktır. (İbni Âbidin, Resmü’l-Müfti, 34)
İşte bu mesele sadesinde Üstad Hazretleri diyor ki:
— Kelam bazen küfür görünür, sahibi kâfir olmaz. (28. Lem’a)
Bu sözden anlıyoruz ki Üstad Hazretleri cehaleti özür kabul eden âlimlerin görüşünü benimsemiş ve cehaleti bu konuda bir özür kabul etmiş. Yani Üstad Hazretlerine göre, kişi küfür lafızlarıyla bizzat küfrü kastetmedikçe kâfir olmaz.
Yine Üstadımız bu konuda şöyle diyor:
— Mesela demiş, “Bu şey küfürdür.” Yani o sıfat imandan neşet etmemiş; o sıfat kâfiredir. O haysiyetle “O zat küfür etti.” denilir. Fakat mevsufu ise mâsume ve imandan neşet ettikleri gibi, imanın tereşşuhatına da haize olan başka evsafa malik olduğundan “O zat kâfirdir.” denilmez. İllaki o sıfat küfürden neşet ettiği yakînen biline… Zira başka sebepten de neşet edebilir. Sıfatın delaletinde şek var; imanın vücudunda da yakîn var. Şek ise yakînin hükmünü izale etmez. Tekfire çabuk cüret edenler düşünsünler! (Sunuhat)
Bu meselede çok uzun konuşabilir; hem cehaleti özür kabul edenlerden hem de özür kabul etmeyenlerden çok nakil yapabiliriz. Burada asıl mesele şudur:
— Biz hangi görüşle amel edeceğiz? Cehaleti mazeret saymayan âlimlerin görüşüyle mi yoksa cehaleti mazeret sayan âlimlerin görüşüyle mi?
Herhâlde şöyle yapmak en güzelidir: Bizler kendi nefsimizde, cehaleti mazeret saymayan âlimlerin görüşüyle amel edelim. Yani küfür lafızlarını söylersek kâfir olacağımıza hükmedelim ve bu hüküm sebebiyle küfür lafızlarından şeytandan kaçar gibi kaçalım. Bunun için de bu hususta yazılmış kitapları okuyup, evvela bu lafızların neler olduğunu öğrenelim ve daha sonra da bu sözleri dilimize yasak edelim.
Nefsimiz için böyle hükmederken ve cehaleti özür kabul etmezken, başkaları için, cehaleti özür kabul eden Üstad Hazretlerinin ve diğer âlimlerin fetvasıyla amel edelim. Yani bir küfür sözünü bir Müslüman’dan duyduğumuzda ona hemen “Sen kâfir oldun. Dinden çıktın. Eşin boş oldu. Amelin heba oldu…” gibi sözler söylemeyelim.
Eğer imkân varsa ve muhatabın hâli de uygunsa ona bu sözün çirkinliğini ve günah olduğunu anlatalım. Hatta bazı âlimlerin bu söz için “Kişiyi küfre sokar.” fetvası olduğunu söyleyelim, onu ikaz etmeye çalışalım. Ancak biz bunları anlattığımızda o kişinin öfkesi daha da artacak ve sözlerine yenisini ekleyecekse onu kendi hâline bırakalım; ama ona kâfir demeyelim.
Demek, nefsimize takvayla başkasına fetvayla amel edelim.
Nefsimiz için son sözümüz de şu olsun: İman insanın en kıymetli şeyidir. İmanını kaybettirecek şeylerden sakınmak -velev ki o şey ihtilaflı dahi olsa- müminin şiarıdır ve mümin böyle ihtilaflı meselelerde ihtiyata uygun olanla amel eder; imanını muhafaza etmeye çalışır. Allahu Teâlâ edenlerden olmayı nasip etsin. Âmin.
Yazar: Sinan Yılmaz