19. Kâinat meful ve münfaildir. Meful failsiz olamadığı gibi, mefulün camid bir cüzü de fail olamaz.
Soru: “Kâinat meful ve münfaildir. Meful failsiz olamadığı gibi, mefulün camid bir cüzü de fail olamaz.” (Mesnevi-i Nuriye) cümlesini izah eder misiniz?
El-cevap: Meful: Failin yaptığı işten doğrudan etkilenen ögedir. Mesela “Ali camı kırdı.” desek, bu cümledeki “cam” lafzı mefuldür. Zira fail olan Ali’nin fiilinden o etkilenmiştir.
Münfail: Fiilden etkilenen manasındadır. Bu da meful gibidir. Ancak münfail fiil çatısında meful fail gibi gözükür. Mesela “Ay yarıldı.” dediğimizde, “Ay” lafzı fail gibi gözükmektedir. Ancak biz biliriz ki Ay kendi kendine yarılmaz, onu bir yaran vardır. İşte bu sebeple, “Ay” lafzı cümlede fail gibi gözükse de hakikatte münfaildir, failin fiilinden etkilenen ögedir.
Bundan da şu hakikate çıkılır:
Kâinat ve içindeki her bir eşya da böyle meful ve münfaildir. Zira her biri Allah’ın yaratmasıyla vücuda gelmiş ve Allah’ın fiilî sıfatlarının tecellisinden etkilenmiştir.
Üstad Hazretleri Arapça bir nahiv kuralından Allah’ın vücub-u vücuduna bir pencere açtı. Arapçada cümle yapısı fiil, fail ve mefulden oluşur. Bir cümlede meful varsa, fail de olmalıdır. Meful failsiz olamaz. Bu fail gizli de olabilir, açık da olabilir.
Mesela “Ali süt içti.” desek, bu cümlede “Ali” fail, “süt” ise mefuldür. Eğer süt içilmişse muhakkak onu içen birisi olmalıdır. Yani eğer meful varsa, fail de olmalıdır. Bu cümlede fail “Ali”dir ve açıktan gelmiştir.
Cümlemiz, “Sütü içti.” ya da “Süt içildi.” şeklinde olsa, bu durumda, fail gizlidir. Birinci cümlede “süt” mefuldür ve faili gizlidir. İkinci cümlede “süt” münfaildir ve faili yine gizlidir. Ancak gizli de olsa biz biliriz ki bu sütü içen biri olmalıdır. Çünkü meful ve münfail bir faili iktiza eder.
Kâinat da meful ve münfail olduğuna göre, bir faili olmak zorundadır. Meful failsiz olamadığı gibi, mefulün camid bir cüzü de fail olamaz. Bu durumda geriye tek bir şık kalır ki o da Allah’ın fail-i mutlak olduğudur.
Yazar: Sinan Yılmaz