a
Ana SayfaOn Birinci Lem'a10. Altıncı Nükte: Resul-i Ekrem aleyhissalâtü vesselâm ferman etmiş…

10. Altıncı Nükte: Resul-i Ekrem aleyhissalâtü vesselâm ferman etmiş…

11. Lem’a mütalaasına kaldığımız yerden devam ediyoruz:

Altıncı Nükte: Resul-i Ekrem aleyhissalâtü vesselâm ferman etmiş:  كُلُّ بِدْعَةٍ ضَلاَلَةٌ وَكُلُّ ضَلاَلَةٍ فِى النَّارِ  

Hadis-i şerifin manası şöyledir: Her bidat dalalettir ve her dalalet de ateştedir.

Bidat kelimesi  بدع  kökünden türemiştir.  بدع “Yeniden bir şey icad etmek, örneği olmaksızın yapıp ortaya koymak” manalarına gelir. Buna göre, bidat “daha önce benzeri bulunmayıp sonradan ortaya çıkan şey” anlamına gelir.

Daha geniş bir manayla: Hazreti Peygamber (a.s.m.)’dan sonra ortaya çıkan ve dinle ilgili olup ilave veya eksiltme özelliği taşıyan her şeydir.

Bu her şey dalalettir ve her dalalet de ateştedir.

Üstad Hazretleri şöyle devam ediyor:

Yani  اَلْيَوْمَ اَكْمَلْتُ لَكُمْ دِينَكُمْ  sırrı ile kavaid-i şeriat-ı garra ve desatir-i sünnet-i seniyye, tamam ve kemalini bulduktan sonra, yeni icatlarla o düsturları beğenmemek veyahut -hâşâ ve kellâ- nakıs görmek hissini veren bid’aları icad etmek dalalettir, ateştir. (11. Lem’a)

(Kavaid-i şeriat-ı garra: Parlak ve nurlu olan İslam şeriatının hükümleri / Desatir-i sünnet-i seniyye: Sünnet-i seniyyenin düsturları / Nakıs: Noksan)

Cenab-ı Hak Maide suresinin 3. ayet-i kerimesinde,  اَلْيَوْمَ اَكْمَلْتُ لَكُمْ دِينَكُمْ  “Bugün sizin için dininizi tamamladım.” buyurmuş. Yani:

1. Kavaid-i şeriat-ı garra denilen nurlu şeriatın hükümlerini tamamlamış. Bu hükümlerin bir kısmı Kur’an’la, bir kısmı da hadis-i şeriflerle beyan buyrulmuş.

2. Desatir-i sünnet-i seniyye denilen Peygamberimiz (a.s.m.)’ın sünnet-i seniyyesinin düsturlarını tamamlamış.

Üstadımız acip bir şeyden bahsediyor. Âdeta bid’ayı kökünden çürütüyor. Mütalaa edilmeden geçildiğinde kaybolan bu manayı, şimdi mütalaa ile ortaya çıkaralım. Mana ortaya çıktığında şaşıracak ve bid’anın nasıl bir cinayet olduğunu apaçık göreceksiniz:

Şimdi soruyoruz:

— İslam dini tamamlanmış mı?

Evet, tamamlanmış. Bu,  اَلْيَوْمَ اَكْمَلْتُ لَكُمْ دِينَكُمْ  “Bugün sizin için dininizi tamamladım.” ayet-i kerimesi ile sabittir.

— Peki, İslam dini neyle tamamlanmış?

Kavaid-i şeriat-ı garra ve desatir-i sünnet-i seniyye ile tamamlanmış. Yani nurlu şeriatın hükümleriyle ve Peygamberimiz (a.s.m.)’ın sünnet-i seniyyesinin düsturlarıyla tamamlanmış.

— Bu durumda, yeni şeyler icad etmek ve bunları dine sokmak ne manaya gelir?

Şeriatın ve sünnet-i seniyyenin düsturlarını beğenmemek veyahut -hâşâ ve kellâ- nakıs görmek manasına gelir. Zira beğenseydi ve eksik görmeseydi, böyle yeni şeyleri icad etmeye çalışmazdı. Madem çalışmış o hâlde şeriatın ve sünnetin hükümlerini eksik görüyor; sözde bid’alarla bu eksiği tamamlıyor. Yani -hâşâ- Allah tamamlayamamış, Resulü ikmal edememiş; vazife buna düşmüş… İşte yeni şeyler icad etmek ve dine sokmak bu manaya gelir.

— Peki, bu işin sonu nedir?

İşin sonu ateştir. Zira bid’aları icad etmek dalalettir, ateştir.

Kim ki bir bid’a icad ede, ateşte yerini güzelce hazırlaya…

Dersin bu kısmı çok önemlidir. Bu kısmı çok derin tefekkür etmek ve çok iyi anlamak zorundayız. Eğer Üstadımızın mezkûr beyanını anlar ve bid’anın ne manaya geldiğini kavrarsak, bid’adan yılandan kaçar gibi kaçarız.

Üstadımız bid’a kavramını çok güzel anlattı. Bid’a:

– Allah’ın dini tamamlamasını kâfi görmeyip dini tamamlamaya çalışmaktır.

– Şeriatın ahkâmını kâfi görmeyip şeriatı tamamlamaya çalışmaktır.

– Sünnet-i seniyyenin düsturlarını kâfi görmeyip sünneti tamamlamaya çalışmaktır.

– Allah’ın işi eksik yaptığını zannedip eksiği tamamlamaya çalışmaktır.

– Peygamberimizin yaptığını beğenmeyip daha güzelini yapmaya çalışmaktır. Ve hakeza…

Şimdi, bid’anın nasıl bir cinayet olduğunu anladınız mı?

Bu dersimizde şu kısmın mütalaasını yaptık:

Altıncı Nükte: Resul-i Ekrem aleyhissalâtü vesselâm ferman etmiş:  كُلُّ بِدْعَةٍ ضَلاَلَةٌ وَكُلُّ ضَلاَلَةٍ فِى النَّارِ 

Yani  اَلْيَوْمَ اَكْمَلْتُ لَكُمْ دِينَكُمْ  sırrı ile kavaid-i şeriat-ı garra ve desatir-i sünnet-i seniyye, tamam ve kemalini bulduktan sonra, yeni icatlarla o düsturları beğenmemek veyahut -hâşâ ve kellâ- nakıs görmek hissini veren bid’aları icad etmek dalalettir, ateştir. (11. Lem’a)

Yazar: Sinan Yılmaz

Paylaş:
Bu Makaleyi Değerlendirin