1. Feyz-i Kur’an’dan istifade edilen bu risalenin çözümünün anahtarı…

Rabbimizin izni ve inayetiyle Arabî Katre’nin mütalaasına başlıyoruz. Mütalaa usulümüz şu: İlk önce ibareyi kırık meal usulüyle tercüme edip sonra manayı toplayacağız. Daha sonra da manayı mütalaa edeceğiz. İnayet ve tevfik Allah’tandır.

قطرة

KATRE

من بحر التوحيد

TEVHİD DENİZİNDEN

مفتاح حلِّ هذه الرسالة  bu risalenin çözümünün anahtarı  المستفادةِ من فيض القرآن  feyz-i Kur’an’dan istifade edilen  إنما يُحْصَلُ  ancak elde edilir  بعد مطالعتها بتمامها  onun tamamıyla mütalaasından sonra  مرةً  bir kere  بدقة  dikkat ile.

Feyz-i Kur’an’dan istifade edilen bu risalenin çözümünün anahtarı ancak dikkat ile bir kere tamamıyla mütalaasından sonra elde edilir.

İzah: Bu cümle çok önemlidir, çünkü Risale-i Nurları hangi usulle okumamız gerektiğini ders vernektedir. Üzerine biraz mütalaa yapalım:

Şimdi size bir soru soracağım. Üstadımızın ifadesine bakarak bana cevap vermeye çalışın:

— Saraya bir anahtarla girilir. Ben de Katre Risalesi sarayına girmek istiyorum. Peki, bu sarayın anahtarı nasıl elde edilir?

Üstadımız diyor ki: Anahtarı ancak dikkat ile bir kere tamamıyla mütalaasından sonra elde edilir.

Bu ifadeye göre, anahtarı ele geçirmek için şunlar lazımmış:

1. Mütalaa lazımmış.

2. Bir kısmını değil tamamını mütalaa etmek lazımmış.

3. Bu mütalaayı da çok dikkatli yapmak lazımmış.

Üstadımız böyle diyor ve dikkat ile mütalaa etmemizi nasihat ediyor.

Bir de şu noktaya dikkat çekeyim:

Üstadımız, “Anahtar elde edilir.” diyor; “Damına çıkılır, her yeri ihata edilir.” demiyor. Yani dikkat ve teenni ile baştan sona mütalaa ettiğimizde sadece anahtarı ele geçiriyoruz. Belki damına çıkmak için on defa mütalaa etmek lazım…

Hâl böyle iken, bir kısım kardeşimiz diyor ki: Mütalaaya gerek yok. Hatta anlamaya çalışmana bile gerek yok. Her gün 30-40 sayfa okusan yeter. Anlamasan da olur…

Ben bu kardeşlerimi şu kimseye benzetiyorum: Önünde altın dolu bir sandık var. Onun ise bu sandıktan bütün istifadesi sadece birkaç altın. Yıllarca bu sandığı beklemiş ancak cebine birkaç altından fazlasını koyamamış…

Kardeşlerim, Risale-i Nur böyle bir hazine sandığıdır. İçinde altın -belki pırlanta- hükmünde hadsiz hakikat vardır. Ancak bir kısım Nurcu kardeşimiz -maalesef- bu hazine sandığından sadece birkaç altın kadar istifade ediyor. Kendisi istifade edemediği gibi, nasihatleriyle ve sözleriyle pek çok kişinin de istifadesine mâni oluyor. Bununla da -farkında olmadan- Risale-i Nur’a büyük bir set çekiyor.

Yazar: Sinan Yılmaz