a
Ana SayfaTevessül17. Hazreti Ömer’in Peygamberimizin amcası Hazreti Abbas’a tevessül etmesi

17. Hazreti Ömer’in Peygamberimizin amcası Hazreti Abbas’a tevessül etmesi

Tevessül caiz midir değil midir sorusunu ilk önce Kur’an’a sorduk; Kur’an on ayetiyle bize “Caizdir.” cevabını verdi. Sonra aynı soruyu Peygamberimiz (a.s.m.)’a sorduk; Peygamberimiz (a.s.m.) sekiz hadis-i şerifleriyle aynı cevabı verdi ve “Caizdir.” dedi.

Şimdi aynı soruyu ashâb-ı kirama soracağız. Zira tevessül caizse sahabelerin bunu uygulamış olması gerekir. Onların uygulaması da bizler için bir hüccettir.

Bazıları, “Eğer tevessül caiz olsaydı sahabeler bunu uygulardı. Hâlbuki sahabeler tevessül etmemiştir.” diyerek delilsiz ve mesnetsiz konuşmaktadır. İşte eserimizin bu bölümü delilsiz konuşan bu kimselere tam bir cevap olacaktır.

Sahabelerin tevessül ettiğine dair ilk örneğimizi İmam Buhârî Hazretleri eserinin “İstiska” bölümünde rivayet etmiştir. Enes b. Malik Hazretlerinin beyanına göre, Hazreti Ömer (r.a.) döneminde, kuraklık yüzünden Müslümanlar kıtlık tehlikesiyle karşı karşıya kaldılar.

Hazreti Ömer (r.a.) Peygamberimiz (a.s.m.)’ın amcası olan Hazreti Abbas’a tevessül ederek şöyle dedi:

اَللَّهُمَّ اِنَّا كُنَّا نَتَوَسَّلُ اِلَبْكَ بِنَبِيِّنَا فَتَسْقِينَا وَاِنَّا نَتَوَسَّلُ اِلَبْكَ بِعَمِّ نَبِيِّنَا فَاسْقِنَا

“Ey Allah’ımız! Şüphesiz biz sana daha önce Peygamberimiz ile tevessül ederdik, sen de bize yağmur yağdırırdın. Şimdi ise Peygamberimizin amcasıyla sana tevessül ediyoruz, o hâlde bize yağmur yağdır.”

Ravi Hazreti Enes der ki:  يُسْقَوْنَ  “Onlara yağmur yağdırıldı.”

Hazreti Ömer’in duasına bir daha dikkat edelim: “Ey Allah’ımız! Şüphesiz biz sana daha önce Peygamberimiz ile tevessül ederdik, sen de bize yağmur yağdırırdın. Şimdi ise Peygamberimizin amcasıyla sana tevessül ediyoruz, o hâlde bize yağmur yağdır.”

— Hani sahabeler tevessül etmemişti? Bundan daha açık tevessül olur mu?

Bu hadisenin vukuu hususunda hiçbir ihtilaf yoktur. Hatta tevessülü inkâr edenler dahi bu hadiseyi kabul ederler.

Şimdi merak ediyor ve diyorsunuz ki: Onlar bu hadiseyi kabul ediyorsa tevessülü nasıl inkâr ediyorlar?

Şimdi sorunuza cevap verelim:

Onlar diyor ki: Hadiste geçen  اِنَّا نَتَوَسَّلُ اِلَبْكَ بِعَمِّ نَبِيِّنَا  “Biz sana Peygamberimizin amcasıyla tevessül ediyoruz.” sözü,  بِدُعَاءِ عَمِّ نَبِيِّنَا  “Peygamberimizin amcasının duasıyla tevessül ediyoruz.” manasındadır. Yani onlara göre, burada gizli bir  دُعَاء  kelimesi vardır.

Şimdi onlara soruyoruz:

— Bu ilaveyi nereden çıkarıyorsunuz? Metinde  دُعَاء  kelimesi yok! Metinde olmayan bir kelimeyi metne nasıl ilave ediyor ve “Bu mana kastedilmiştir.” diyorsunuz?

Hâlbuki bu mana kastedilemez. Niçin kastedilemeyeceğini şöyle maddeleyelim:

Birincisi: İbni Hacer Hazretleri diyor ki: Zübeyr İbni Bekkâr “el-Ensab” isimli eserinde, Hazreti Ömer’in tevessülünden sonra Hazreti Abbas’ın dua ediş şeklini şöyle nakleder:

— Ey Allah’ım! Her bela mutlaka bir günah sebebiyle inmiştir ve ancak tövbeyle kaldırılır. Bu topluluk, benim senin Peygamberine yakınlığımdan dolayı benimle sana yönelmiştir. İşte bu günahkâr ellerimiz ve perçemlerimiz tövbe ile sana uzanmıştır. Bize yağmur gönder!

Şimdi duanın şu kısmına bir daha dikkat edin: “Bu topluluk, benim senin Peygamberine yakınlığımdan dolayı benimle sana yönelmiştir.”

Demek, olay Hazreti Abbas’tan dua istemek değil, onun zatıyla ve Peygamberimize olan yakınlığıyla Allah’a tevessül etmektir.

İkincisi: İmam Kevserî’nin “Makâlât” isimli eserindeki şu beyanı, hadisenin dua istemek değil, Hazreti Abbas’a tevessül etmek olduğunu ispat eder. O der ki:

— Metinde “Peygamberimizin amcasıyla sana tevessül ediyoruz.” denilirken, buna gereksiz olarak bir muzaf ekleyip “Peygamberimizin amcasının duasıyla istiyoruz.” manasına çevirmek herhangi bir delile dayanmadan konuşmak ve hakikati örtbas etmektir. “Peygamberimizin amcasıyla” tarzındaki tevessül, Hazreti Abbas’ın Peygamberimize olan yakınlığı ve onun yanındaki konumuyla tevessül manasına gelir. Böylelikle bu tevessül aynı zamanda Peygamberimiz ile tevessül demektir.

Üçüncüsü: İmam Şekvânî’nin “ed-Dürrü’n-Nadîd” isimle eserindeki şu beyanı, hadisenin dua istemek değil, Hazreti Abbas’a tevessül etmek olduğunu ispat eder. O der ki:

— Peygamber Efendimiz (a.s.m.) hayatta iken ona tevessül olmuştur. Vefatından sonra ondan başkasıyla tevessül, sahabenin sükûti icmaı ile sabit olmuştur. Çünkü sahabenin hiçbiri Hazreti Ömer’in Hazreti Abbas’a tevessülünü yadırgamamıştır.

Daha açık bir ifadeyle İmam Şevkânî diyor ki: Peygamberimiz (a.s.m.)’ın vefatından sonra ondan başkasıyla tevessül yapılacağına sahabenin icmaı vardır. Çünkü Hazreti Ömer’in Hazreti Abbas’a tevessül etmesini hiçbir sahabe yadırgamamıştır.

Demek, olay Hazreti Abbas’tan dua istemek değil, onunla Allah’a tevessül etmektir.

Dördüncüsü: Hazreti Ömer Hazreti Abbas hakkında: “Başınıza gelen bu kuraklık musibeti için Hazreti Abbas’a tevessül edin.” demiştir.

Aynî’nin “Umdetü’l-Karî”de naklettiğine göre, “Başınıza gelen bu kuraklık musibeti için Hazreti Abbas’a tevessül edin.” ifadesi “Ondan dua isteyin.” manasına gelemez. Çünkü Hazreti Ömer bu cümleyi Hazreti Abbas’tan dua etmesini istedikten sonra halka söylemiştir. Bu durumda, “Ona tevessül edin.” emri “Ondan dua isteyin.” manasında olamaz.

Yine büyük muhaddis İbni Hacer ve İbni Ruşeyd, “Hazreti Abbas’a tevessül edin.” ifadesinin “Ondan dua isteyin.” manasına gelemeyeceğini beyan etmişlerdir. (Fethu’l-Barî)

Bütün bu izahlardan sonra, tevessülü inkâr edenlere şu soruları sormak istiyoruz:

1. Metinde  دُعَاء  kelimesi yoktur. Bu lafzı nereden çıkarıyorsunuz?

2. İmam Kevserî: “Böyle bir ilave bir delile dayanmadan konuşmak ve hakikati örtbas etmektir.” diyor. Yani İmam Kevserî sizi delilsiz konuşmakla ve hakikati örtbas etmekle vasfediyor, buna ne dersiniz?

3. İmam Şevkânî: “Tevessülde sahabenin sükûti icmaı vardır.” diyor ve Hazreti Ömer’in Hazreti Abbas’a tevessül etmesini ve sahabenin itiraz etmemesini buna delil yapıyor. Sahabenin sükûtu sizin için bir delil değil midir?

4. Bizzat Hazreti Ömer sahabelere: “Hazreti Abbas’la tevessül edin.” diye emrediyor. Eğer tevessül şirk olsaydı Hazreti Ömer bunu emreder miydi? Hadi -haşa- emretti, buna karşı sahabeler hiç sükût eder miydi?

5. Bütün bu izahlardan sonra hâlâ tevessülü inkâr edecek ve rivayetin metninde olmayan bir kelimeyi metne ilave edecek misiniz?

Bu sorularımızın cevaplarını sizden istiyor ve şimdi meselenin başka bir cihetine geçiyoruz:

Tevessülü inkâr edenlerin bir kısmı, tevessülü ispat eden deliller karşısında söyleyecek bir söz ve dayanacak bir delil bulamadıklarından tevessülü kabul etmeye mecbur oldular. Ancak bu sefer de şöyle demeye başladılar:

— Canlıya tevessül caizdir, ölüye tevessül caiz değildir. Hazreti Ömer’in Hazreti Abbas’a tevessül etmesi sadece diriye tevessül edilebileceğine ve ölüye tevessül edilemeyeceğine delildir. Çünkü ölüye tevessül caiz olsaydı Hazreti Ömer Hazreti Abbas’a değil, Peygamber Efendimiz (a.s.m.)’a tevessül ederdi.

Onlar böyle diyorlar. Gerçi bu da bir şey. Hiç değilse hayatta olana tevessülün caiz olduğunu kabul etmişler. Şimdi bize kulak verirlerse ölüye tevessülün de caiz olduğuna inanırlar.

İbni Abdilberr, Hazreti Ömer’in Hazreti Abbas’a tevessülünü şöyle açıklar:

— Yeryüzü Hazreti Ömer’in devrinde, hicretin on yedinci senesinde şiddetli bir kuraklığa maruz kalmış ve kıtlık olmuştu. Bunun üzerine, Hazreti Ka’b şöyle dedi: “Ey müminlerin emiri! İsrailoğulları’nın başına böyle bir musibet geldiğinde peygamberlerinin yakını ile yağmur isterlerdi.” Bu söz üzerine Hazreti Ömer: “İşte Resulullah’ın amcası, babasının benzeri -yani kardeşi- ve Haşimoğulları’nın seyyidi.” diyerek Hazreti Abbas’a gitti ve onu vesile edindi.

Gördüğünüz gibi, olayın gelişimi budur. Hazreti Ka’b’ın mezkûr sözü üzerine Hazreti Ömer Hazreti Abbas’a gitmiştir. Ayrıca bu hadiseden İmam Kevserî Hazretleri şu hükmü çıkarır:

— Hazreti Ömer’in Resulullah (a.s.m.)’ın zatı ile tevessülü terk edip Hazreti Abbas’ın zatı ile tevessül etmesi, daha faziletli biri olduğu hâlde ondan daha az faziletli biriyle tevessül etmenin caiz olduğunu göstermektedir.

Demek bu hadise, ölüye tevessülün caiz olmadığını göstermez; bilakis daha az faziletli olanla tevessül edilebileceğini gösterir. Zaten bundan sonraki başlıkta, sahabelerin Peygamberimiz (a.s.m.)’a ölümünden sonra tevessül ettiğinin örneğini vereceğiz.

Buraya kadar konuştuklarımızı kısaca toplayacak olursak: Hazreti Enes’in rivayetiyle, Hazreti Ömer Peygamberimiz (a.s.m.)’ın amcasına yağmur için tevessül etmiş ve ashâb-ı kiramdan hiçbiri buna itiraz etmemiştir. Bu, sahabelerin tevessülü kabul ettiğine dair sükûti bir icmadır.

Yazar: Sinan Yılmaz

Paylaş:
Bu Makaleyi Değerlendirin