a
Ana SayfaTevessül15. Peygamberimiz (a.s.m.)’ın, “Sana dua edenlerin hürmetine ve bu yürüyüşüm hürmetine senden istiyorum.” demesi

15. Peygamberimiz (a.s.m.)’ın, “Sana dua edenlerin hürmetine ve bu yürüyüşüm hürmetine senden istiyorum.” demesi

Tevessülün caiz olduğuna dair göstereceğimiz yedinci hadis-i şerifi Ebû Said el-Hudrî Hazretleri rivayet etmiştir. Bu hadis-i şerifi, İbni Mâce “Mesâcid”de, Ahmed İbni Hanbel “Müsned”de, İbni Huzeyme “Et-Tevhid” de, İbnü’s-Sünnî “A’melü’l-yevmi ve’l-leyl”de, İmam Begavî “Müsned”inde ve İmam Beyhakî “ed-Deavetü’l-Kebir”de zikretmiştir. Bu hadis-i şerifi hadis hafızlarından bir topluluk hasen kabul etmiştir. Sözü uzatmamak için bu hadis hafızlarının isimlerini saymıyoruz.

Bu hadis-i şerifte Peygamber Efendimiz (a.s.m.) şöyle buyurmuştur:

مَن خَرَجَ من بيتِه إلى الصَّلاةِ فقال اللهمَّ إنِّي أسأَلُك بحَقِّ السائِلينَ عليك وأسأَلُك بحَقِّ مَمْشايَ هذا فإنِّي لم أخرُجْ أشرًا ولا بَطَرًا ولا رياءً ولا سُمعةً وخَرَجتُ اتقاءَ سَخَطِك وابتغاءَ مرضاتِك فأسأَلُك أنْ تُعيذني من النارِ وأنْ تَغفِرَ لي ذنوبي إنَّه لا يَغفِرُ إلَّا أنتَ أقبَلَ اللهُ عليه بوجهِه واستغْفَرَ له سَبعونَ أَلْفَ مَلَكٍ

“Her kim evinden namaza çıkarken şöyle dese: ‘Ey Allah’ım! Senden isteyenlerin senin üzerindeki hakları hürmetine ve bu yürüyüşümün hakkı için senden istiyorum. Çünkü ben kötülük, kibir, riya ve gösteriş için çıkmadım. Senin gazabından sığınmak ve senin rızanı ummak için çıktım. O hâlde senden beni ateşten korumanı ve benim günahlarımı bağışlamanı istiyorum. Çünkü günahları ancak sen affedersin.’ Kim böyle derse Allahu Teâlâ ona cemaliyle yönelir ve yetmiş bin melek onun için istiğfar ederler.”

Bizim bu hadis-i şerifte üzerinde duracağımız bölüm şurası:

 اللهم اِنِّى اَسْأَلُكَ بِحَقِّ السَّائِلِينَ عَلَيْكَ وَ اَسْأَلُكَ بِحَقِّ  مَشْيَايَ

“Ey Allah’ım! Senden isteyenlerin senin üzerindeki hakları hürmetine ve bu yürüyüşümün hakkı için senden istiyorum…”

Şunu hemen ifade edelim ki: Hiçbir varlığın Allah üzerinde bir hakkı olamaz, ancak Allah’ın bizim üzerimizde hakları olabilir. Hadis-i şerifte geçen haktan murad hürmettir. Yani “Sana dua edenlerin hürmetine ve bu yürüyüşüm hürmetine senden istiyorum.” demektir.

Şimdi, tevessülü inkâr edenlere şunu sormak istiyoruz:

— Hadis-i şerifte geçen, “Dua edenlerin hürmetine istiyorum.” sözü tevessül değil midir?

Bu elbette bir tevessüldür!

Bu duada iki çeşit tevessül vardır:

Birincisi: “Yürüyüşümün hürmetine istiyorum.” denilerek, namaza giderken atılan adımlarla yani kişinin kendi ameliyle tevessül edilmiştir.

İkincisi: “Dua edenlerin hürmetine istiyorum.” denilerek dua edenlerle tevessül edilmiş, onların halisane duaları ve samimane yönelişleri duanın kabulüne vesile kılınmıştır.

Demek tevessülü bize bizzat Peygamber Efendimiz (a.s.m.) öğretmektedir. Herhâlde tevessül caiz midir değil midir meselesini Peygamberimiz (a.s.m.) bizden çok daha iyi bilir.

Tevessül caiz olmasaydı Peygamberimiz (a.s.m.) bizlere bu duayı öğretmezdi. Madem öğretmiş, o hâlde tevessül caizdir.

Şunu da ilave edelim: Sakın ola, “Bu hadis uydurmadır.” falan demeyin. Çünkü bu hadis-i şerifi İbni Mâce, Ahmed İbni Hanbel, İbni Huzeyme, İbnü’s-Sünnî, İmam Begavî, İmam Beyhakî nakletmiş ve hadis hafızlarından bir topluluk bu hadisi hasen kabul etmiştir.

— Onların sözleri yanında sizin sözünüzün ne kıymeti var?

— Aklı ve insafı olan, hiç sizin sözünüzü onların sözüne tercih eder mi?

Biz asla tercih etmeyiz, elhamdülillah.

Yazar: Sinan Yılmaz

Paylaş:
Bu Makaleyi Değerlendirin