9. Hâmisen: Mistar-ı kader üstünde kalem-i kudretiyle yazılan mektubat-ı Rabbâniyeyi…
On Birinci Söz’ün mütalaasına kaldığımız yerden devam ediyoruz:
Hâmisen: Mistar-ı kader üstünde kalem-i kudretiyle yazılan mektubat-ı Rabbâniyeyi mütalaa makamında, tefekkür ve istihsan vazifesine başladılar. (11. Söz)
“Mistar-ı kader” tabiri mecaz bir ifadedir.
Mistar: Yazı yazarken satırları doğru gösterebilmek için, lazım olan çizgileri çizmeye yarayan alettir.
Mistar-ı kader: Kader defterinin çizgileri manasında mecaz bir ifadedir.
Bu çizgiler üstünde, kudret kalemi işlemiş ve her bir mahluk âdeta Rabbanî bir kitap hükmüne getirilmiştir. Bu Rabbanî kitaplarda da Cenab-ı Hakk’ın esmâ-i hüsnası ve sıfat-ı ulyâsı yazılmıştır.
Bu makamda insanın vazifesi şudur:
– Rabbanî kitaplar hükmündeki mahlukatı -Allah hesabına- mütalaa etmek,
– Bu mütalaa neticesinde, o kitaplarda yazılmış olan esmâ-i hüsnayı ve sıfat-ı ulyâyı tefekkür etmek,
– Bu tefekkür ile de istihsan vazifesini eda etmek.
İstihsan: Beğenmek ve güzel bulmak demektir.
İstihsan vazifesi: Her biri birer mektubat-ı Rabbanî ve kaside-i İlahî hükmünde olan mahlukatı beğenmek ve o mektuplarda yazılı olan esmâ-i hüsna ve sıfat-ı ulyâyı güzel bulmaktır. Yani bir çiçeğe mana-yı harfî ile bakarak “Ne güzel yapılmış!” demek ve o çiçekte tecelli eden esmâ-i İlahînin güzelliğini ikrar ve tasdik etmektir.
Yazar: Sinan Yılmaz