21. Sekizincisi: Şu âlemdeki mevcudatın her biri kendine mahsus bir dil ile Hâlıkının vahdaniyetine…
On Birinci Söz’ün mütalaasına kaldığımız yerden devam ediyoruz:
Sekizincisi: Şu âlemdeki mevcudatın her biri kendine mahsus bir dil ile Hâlıkının vahdaniyetine ve Sâniinin rububiyetine dair manevi sözlerini fehmetmektir. (11. Söz)
Dilerseniz gelin, bir ağaca kulak verelim. Bakalım, Hâlıkının vahdaniyetine ve Sâniinin rububiyetine dair neler söylüyor?
Diyor ki:
— Meyveyi yaratabilmek için nihayetsiz kudret sahibi olmak gerekir. Ben ise nihayetsiz âcizim.
— Yine meyveyi yaratabilmek için nihayetsiz ilim sahibi olmak gerekir. Ben ise nihayetsiz cahilim.
— Hem benim iradem de yok; meyvenin varlığını yokluğuna tercih edemem. Hâlbuki meyveyi yaratabilmek için irade sahibi olmak ve meyvenin varlığını yokluğuna tercih edebilmek gerekir.
— Yine bende zerre miskal hikmet yok. Aklım, şuurum yok ki hikmetim olsun. Hâlbuki meyvede nihayetsiz bir hikmetin izi gözükmektedir.
— Daha bunlar gibi, meyveyi yaratabilmek için onlarca sıfata sahip olmak gerekir. Ben de ise bu sıfatların binde biri yoktur. İşte bu hâlim ispat eder ki meyveyi yaratan ben değilim. Ben sadece bir sebebim ve fail-i hakiki olan Allah’ın kudretine bir perdeyim. Dallarımı âdeta rahmetinin eli yapan ve rahmetinin hediyelerini dallarıma takan Allah’tır. Ben aczimin lisan-ı hâliyle Bismillah diyor ve bu mucizane fiilin faili olmadığımı ilan ediyorum…
Ağaç bunlar gibi daha birçok söz söylüyor; işitmesini biline, Allah’ın varlığını ve rububiyetini haykırıyor. Ağaç gibi, her bir mahluk dahi kendine mahsus bir lisanla konuşuyor; Cenab-ı Hakk’ın birliğinden ve O’nun rububiyetinden dem vuruyor.
Herhâlde mahlukatın bu konuşmasını, Yedinci Şua’dan daha bedi izah eden bir eser yoktur. Üstad Hazretleri Âyetü’l-kübra isimli eserinde, gökyüzünden başlamış ve denizlerin dibindeki balıklara kadar her bir mahluk ile bizzat konuşmuş, onların manevi sözlerini dinlemiş ve bizim gibi manevi konuşmalara karşı sağır olanlar için o konuşmaları tercüme etmiş. Dileyen mezkûr eseri okuyarak mahlukatın manevi konuşmalarını dinleyebilir.
O hâlde diyebiliriz ki: Sekizinci vazife olan, şu âlemdeki mevcudatın manevi sözlerini fehmetmek vazifesini eda edebilmek için, ilk önce Yedinci Şua eserini dikkatle mütalaa etmeye ihtiyacımız var. Göreceksiniz, bu eseri mütalaa ettiğinizde bir çiçek ile saatlerce konuşabilecek ve onun manevi sözlerini saatlerce dinleyebileceksiniz.
Yazar: Sinan Yılmaz