a
Ana Sayfa51-100 Arası Sorular58. “İstanbul fetholunacaktır.” hadis-i şerifi

58. “İstanbul fetholunacaktır.” hadis-i şerifi

Soru: İstanbul’un fethiyle ilgili hadis-i şerif kaynaklarda “letuftehanne” diye başlarken, 19. Mektup’ta “setuftehu” diye başlıyor. Bu farklılık neden? Başka bir kaynakta bu şekilde geçiyor mu?

El-Cevap: İlk önce iki kelam arasındaki mana farkını tahlil edelim:

لَتُفْتَحَنَّ  lafzındaki  لَ  harfi kendinden önceki gizli bir yemine işaret eder. Sondaki  نَّ  ise tekit nûnu olup manayı kuvvetlendirmek için gelmiştir. Kelam bu hâliyle şu manaya gelir: Andolsun ki muhakkak fetholunacak…

سَتُفْتَحُ  lafzında ise böyle bir kasem ve tekit yoktur. Baştaki  سَ  harfi gelecek zaman eki olup, kelimeye “-ecek, -acak” manası katar. Kelam bu hâliyle şu manaya gelir: Fetholunacak…

Şuna da ilave edelim: Bişr el-Ganevî Hazretleri bu hadisin tek sahabe ravisi olup, ondan bu hadisi nakleden kişi oğlu Abdullah’tır. Hatta Hazreti Abdullah şöyle der:

— Mesleme b. Abdilmelik beni çağırdı ve bana bu hadisi sordu. Ben de ona naklettim. O, aynı sene Konstantiniyye’yi fethetmek üzere sefere çıktı. (Müsned, IV, 335)

Hadis-i şerifi Hazreti Abdullah’tan Velid b. Mugire, ondan da Zeyd b. Hubab Hazretleri rivayet etmiştir. Hadis-i şerif, İmam Buhârî’nin et-Târihu’l-Kebîr ve et-Târihu’s-Sagîr’inde; Ahmed İbni Hanbel’in Müsned’inde ve daha birçok kaynakta geçmektedir.

Bu kadar izahla iktifa edip şimdi sorunuza gelelim:

Hadis-i şerif şu şekilde rivayet edilmiştir:

لَتُفْتَحَنَّ القُسطنطينيةُ، ولنِعْمَ الأميرُ أميرُها، ولنِعْمَ الجيشُ ذلك الجيشُ

Üstad Hazretlerinin rivayeti olan  سَتُفْتَحُ القُسطنطينيةُ  şeklini hadis kitaplarında bulamadık. (Belki vardır, biz bulamadık.) Bu durumda, Üstad Hazretlerinin rivayetini hadis-i bi’l-mana olarak kabul etmek gerekir. Zaten Üstadımız bu hususu şöyle tembih ediyor:

— İhtar: Şu risalede çok ehâdis-i şerife nakletmişim. Yanımda kütüb-ü hadisiye bulunmuyor. Yazdığım hadislerin lafzında yanlışım varsa ya tashih edilsin veyahut “hadis-i bi’l-manadır” denilsin. Çünkü kavl-i râcih odur ki: Nakl-i hadis-i bilmânâ caizdir. Yani hadisin yalnız manasını alıp lafzını kendi zikreder. Madem öyledir; lafzında yanlışım varsa hadis-i bilmana nazarıyla bakılsın. (19. Mektup)

Bizler de böyle yapıyor ve Üstadımızın rivayetine hadis-i bi’l-mana nazarıyla bakıyoruz.

 Yazar: Sinan Yılmaz

Paylaş:
Bu Makaleyi Değerlendirin