1. İktisat ve kanaate, israf ve tebzire dairdir. Şu ayet-i kerime…
Cenab-ı Hakk’ın ihsanı ve inayetiyle İktisat Risalesi’nin mütalaasına başlıyoruz. Bu risale çok önemli bir risaledir. Zira bu asrın en büyük belalarından biri israf ve savurganlıktır. Bu hastalık ehl-i imanı da kuşatmış, yediden yetmişe herkese bulaşmıştır.
Mütalaasını yapacağımız bu risale -Allah’ın izniyle- bu derdimize dermandır. Cenab-ı Mevla bu risaleyi hakkıyla anlamayı, anladığımızla amel etmeyi ve yaralarımıza merhem sürmeyi nasip etsin. Âmin.
ON DOKUZUNCU LEM’A
İKTİSAT RİSALESİ
“İktisat ve kanaate, israf ve tebzire dairdir.”
İktisat: Haddi aşmama ve aşırı gitmemedir. Meselemize bakan manasıyla: Tasarruf etme, gelir ve gideri idareli kullanma ve tutumlu olmadır.
Kanaat: Elindekinden hoşnut olup fazlasını istememek, kısmetine ve kendisine verilene razı olmaktır.
İsraf: Haddi aşmaktır. Meselemize bakan manasıyla: Gereksiz yere ve lüzumundan fazla harcama ve savurganlıktır.
Tebzir: İsraf manasındadır. İmam Taberî bu lafzı, “Allah’ın verdiği malı isyan sayılan yerlere harcamak” şeklinde açıklar. İmam Mâverdî ise israfı “harcamanın niceliği”, tebziri ise “niteliği” ile ilgili görür.
Buna göre, doğru yerlere de olsa haddinden fazla harcamak israf, miktarı ne olursa olsun yanlış yerlere harcamak ise tebzirdir.
بِسْمِ اللّٰهِ الرَّحْمٰنِ الرَّحِيمِ
كُلُوا وَ اشْرَبُوا وَ لَا تُسْرِفُوا
“Şu ayet-i kerime, iktisada kat’î emir ve israftan nehy-i sarih suretinde gayet mühim bir ders-i hikmet veriyor. Şu meselede yedi nükte var.”
(Nehy-i sarih: Açık bir şekilde yasaklama / Ders-i hikmet: Hikmet dersi)
Ayet-i kerime diyor ki: “Yiyiniz, içiniz ama israf etmeyiniz.” Bu cihetle, iktisadı emrediyor ve israfı nehyediyor.
Şu noktaya dikkat çekmek istiyorum: Bizler -Elhamdülillah- Müslüman’ız; Kur’an’a iman etmişiz. İman ettiğimiz kitap diyor ki: İsraf etmeyin!..
Bir Müslüman -bahusus ibadetlerini eda eden ve haramlardan sakınmaya çalışan bir Müslüman- nasıl olur da israf eder ve Kur’an’ın bu emrine karşı gelir?..
Rabbimiz “İsraf etmeyin.” diyor; biz ise lisan-ı hâlimizle “Her israfı ederiz, istediğimiz gibi yaşarız.” diyoruz.
Kardeşlerim, Allah’ın emrine böyle muhalefet eder ve israfı kendimize şiar edinirsek ahirette hâlimiz ne olur ve Allah bize nasıl muamele eder; varın siz düşünün!..
Şunu da nefsime sormak istiyorum:
Allahu Teâlâ, اِنَّهُ لَا يُحِبُّ الْمُسْرِفِينَ “Şüphesiz Allah israf edenleri sevmez.” buyurmuş.
— Peki, Allah sevmediği kula merhamet eder mi?
— Sevmediğine lütfeder mi?
— Sevmediğini cennete koyar mı?
— Sevmediğinin günahlarını affeder mi?..
İnsan sadece “Allah’ın israf edenleri sevmediğini” düşünse israftan -yılandan kaçar gibi- kaçar.
Üstad Hazretleri, bu meseleye dair yedi nükte beyan edecek. Rabbim bu nükteleri, kanaatten kaçan ve israfı seven damarımıza şifa eylesin.
Bu dersle İktisat Risalesi’ne giriş yaptık. Sonraki dersimizde Birinci Nükteyi mütalaaya başlayacağız. İnayet ve tevfik Allah’tandır.
Yazar: Sinan Yılmaz