1. Tesbihatın tercümesi
من شمس التوحيد
Tevhid güneşinden
لمعات
Lemaat
وهو النصُّ العربيُّ bu Arapça metin للكلمةِ الثانيةِ والعشرين Yirmi İkinci Söz içindir.
Bu Arapça metin Yirmi İkinci Söz içindir.
İzah: Bu Lemaat Risalesi mana olarak Yirmi İkinci Söz ile aynıdır. Bu risale, Yirmi İkinci Söz’ün Arapçası; Yirmi İkinci Söz de Lemaat’ın Türkçesidir.
بسم الله الرحمن الرحيم
سبحانك seni tesbih ederiz يا من ey o zat تسبح tesbih ediyor بحمدك hamdine mültebis olarak هذه الكائناتُ السيالة şu akıp giden kâinat بتسبيحات tesbihatıyla لسانِ محمد عليه الصلاة والسلام Muhammed (a.s.m.)’ın lisanının.
Ey şu akıp giden kâinatın -hamdine mültebis olarak- Muhammed (a.s.m.)’ın lisanının tesbihatıyla kendisini tesbih ettiği zat! Seni tesbih ederiz.
إذ هو الذي zira o zat (a.s.m.) ki تتموج dalgalanıyor أصديةُ تسبيحاته لك sana olan tesbihatının yankıları على أمواج الاجيال nesillerin dalgaları üzerinde وأفواج الاعصار ve asırların bölükleri (üzerinde) بمرّ الفصول والعُصور والادوار mevsimlerin, asırların ve devirlerin geçmesiyle.
Zira o zat (a.s.m.) ki: Sana olan tesbihatının yankıları, nesillerin dalgaları ve asırların bölükleri üzerinde; mevsimlerin, asırların ve devirlerin geçmesiyle dalgalanıyor.
اللهم ey Allah’ımız فأبِّد ebedileştir على صفحات الكائنات kâinatın sayfaları üzerinde وعلى أوراق الاوقات ve vakitlerin yaprakları üzerinde أصديةَ تسبیحاته عليه الصلاة والسلام onun (a.s.m.) tesbihatının yankılarını الى يوم القيامة والعرصات kıyamet gününe ve mahşer meydanına kadar.
Ey Allah’ımız! Kâinatın sayfaları ve vakitlerin yaprakları üzerinde, onun (a.s.m.) tesbihatının yankılarını, kıyamet gününe ve mahşer meydanına kadar ebedileştir.
سبحانك seni tesbih ederiz يا من ey o zat تسبح tesbih ediyor بحمدك hamdine mültebis olarak الارضُ yeryüzü ساجدةً secde ederek تحت عرشِ عظمةِ قدرتك azamet-i kudretinin arşı altında بلسان محمدها Muhammed’inin lisanıyla عليه أفضلُ صلواتك salavatlarının en faziletlisi onun üzerine olsun وأجملُ تسليماتك ve selamlamalarının en güzeli.
Ey yeryüzünün, azamet-i kudretinin arşı altında secde ederek, hamdine mültebis bir hâlde, Muhammed’inin lisanıyla kendisini tesbih ettiği zat! Seni tesbih ederiz. Salavatlarının en faziletlisi ve selamlamalarının en güzeli onun (Hz. Muhammed’in) üzerine olsun.
اذ هو zira o الناطق والمترجم nâtık ve mütercimdir لتسبيحات الارض لك arzın sana olan tesbihatı için بألسنة احوالها hâllerinin dilleriyle.
Zira o (a.s.m.), hâllerinin dilleriyle arzın sana olan tesbihatının nâtıkı ve mütercimidir.
وبرسالته ve onun risaletiyle استقرت الارضُ yeryüzü istikrar bulmuştur في مستقرها karar kılma yerinde في مدارها yörüngesinde.
Ve onun risaletiyle yeryüzü, karar kılma yerinde yani yörüngesinde istikrar bulmuştur.
اللهم ey Allah’ımız فأنطق الارضَ yeryüzünü konuştur بأقطارها bölgeleriyle birlikte الى نهاية عمرها ömrünün sonuna kadar بتسبيحات لسانه عليه الصلاة والسلام onun lisanının tesbihatıyla, selat ve selam onun üzerine olsun.
Ey Allah’ımız! Yeryüzünü ömrünün sonuna kadar, bölgeleriyle birlikte, onun (a.s.m.) lisanının tesbihatıyla konuştur.
سبحانك seni tesbih ederiz يا من ey o zat تسبح tesbih ediyor بحمدك hamdine mültebis olarak جميعُ المؤمنين والمؤمنات bütün mümin erkekler ve mümin kadınlar في جميع الأمكنة والاوقات bütün mekân ve zamanlarda بلسان محمدهم Muhammed’lerinin lisanıyla عليه أكمل الصلوات وأتم التسليمات salavatların en mükemmeli ve selamlamaların en tamamı onun üzerine olsun.
Ey bütün mümin erkeklerin ve mümin kadınların, hamdine mültebis bir hâlde, bütün mekân ve zamanlarda, Muhammed’lerinin lisanıyla kendisini tesbih ettiği zat! Seni tesbih ederiz. Salavatların en ekmeli ve selamlamaların en tamamı onun (a.s.m.) üzerine olsun.
اذ هو الذي zira o zat ki تتظاهر görünüyor أنوارُ تسبيحاته tesbihatının nurları لك sana olan من افواه اهل الايمان ehl-i imanın ağızlarından.
Zira o zat ki: Sana olan tesbihatının nurları, ehl-i imanın ağızlarından görünüyor.
اللهم ey Allah’ımız فأنطق بني آدم benî Âdemi konuştur إلى آخر عُمْرِ البشر beşerin ömrünün sonuna kadar بتسبيحات محمدك لك Muhammed’inin sana olan tesbihatıyla.
Ey Allah’ımız! Benî Âdemi, beşerin ömrünün sonuna kadar, Muhammed’inin sana olan tesbihatıyla konuştur.
عليه صلاتُك وسلامك salâtın ve selamın onun üzerine olsun كما يليق بحرمته onun hürmetine layık olduğu gibi وبرحمتك وارحمنا وارحم أمتَه آمين ve rahmetinle bize ve onun ümmetine merhamet eyle. Âmin.
Salâtın ve selamın, onun hürmetine layık olduğu gibi (hürmetine yaraşır bir şekilde) onun üzerine olsun. Ve rahmetinle bize ve onun ümmetine merhamet eyle. Âmin.
Yazar: Sinan Yılmaz