a
Ana SayfaKader5. Kader değişir mi?

5. Kader değişir mi?

Bu ders kader hakkındaki beşinci dersimiz. “Kader değişir mi?” meselesini anlayabilmek için ikinci ve üçüncü derslerin mutlaka okunması lazım. İlk önce, o derslerde işlenen ezeliyet bahsi ve ilmin maluma tabi olması kaidesi bilinmeli, daha sonra bu ders okunmalıdır. Bu ihtardan sonra konumuza geçebiliriz:

“Kader değişir mi?” sorusu birçok insanın cevabını vermekte zorlandığı bir sorudur. Zira “Kader değişir.” dese, kader Allah’ın ilminin bir ünvanı olduğundan, kaderin değişmesi demek, Allah’ın ilminde bir artma veya eksilme manasına gelir; bu da mümkün değildir.

Mesela Allah kişinin öleceğini bilirken ve öyle takdir etmişken, o kimse ölmese yani kaderi değişse, bu durumda Allah’ın ilminde bir değişiklik olmuş; Allah’ın bildiği bir şey gerçekleşmemiş ve bilmediği bir şey gerçekleşmiş olur. Bu da Allah’ın ilim sıfatında bir artma ve eksilmeyi netice verir. Bunun ise Allah hakkında düşünülmesi caiz değildir.

Demek kaderin değişmesi, Allah’ın bildiği şeyin kaza edilmemesi ve bilmediği bir şeyin meydana gelmesi manasına gelir ki bu mümkün değildir.

O hâlde kaderin değişmeyeceğine, Allah’ın bilgisine muhalif bir şeyin olmayacağına itikad etmemiz gerekir. Nitekim bu meseleyi “ezeliyet” bahsinde incelemiştik.

Kaderin değişmeyeceğini kabul ettiğimizde, bu sefer de şöyle bir mesele ortaya çıkıyor:

Peygamber Efendimiz (a.s.m.) sadaka vermenin ömrü uzatacağını, sadakanın belayı defedeceğini ve akraba ziyaretinin rızıkta berekete sebep olacağını hadisleriyle bildirmiştir.

Bu hadisleri de tek başına mütalaa ettiğimizde sanki şöyle bir netice çıkıyor: Mesela Allahu Teâlâ kuluna 60 senelik bir ömür takdir etti ve kulunun bu kadar yaşayacağını ezelî ilmiyle biliyordu. Ancak bu kul sadaka verdi ve Allah’ın takdirinden fazla olarak 10 sene daha yaşadı.

Ya da Allah ona bir musibetin geleceğini ezelî ilmiyle biliyordu, ancak o kişi sadaka verdi ve bu sadaka o musibetin gelmesini önledi.

Neticede sanki Allah’ın bilgisine ters bir durum ortaya çıktı. Allah onun öleceğini veya ona musibetin geleceğini bilirken, ölüm ve musibet ona gelmedi yani kaderi değişmiş oldu.

O hâlde bu iki meseleyi bir arada mütalaa etmemiz gerekiyor. Yani kaderin değişmeyeceği, çünkü kaderin Allah’ın nihayetsiz ilminin bir ünvanı olduğu ve Allah’ın ilminde artma ve eksilme söz konusu olmayacağı hakikatiyle; sadakanın ömrü uzatması, belaları defetmesi gibi kaderde değişiklik olabileceğini ifade eden hadisleri bir arada mütalaa etmemiz gerekiyor.

Bu kısa izahtan sonra, şimdi “Kader değişir mi?” sorumuzun cevabına geçelim:

Allahu Teâlâ’nın iki farklı kader defteri vardır. Bunlardan birisi “levh-i mahv-ı isbat”, diğeri “levh-i mahv-ı âzam”dır.

Levh-i mahv-ı ispat denilen kader defteri Cenab-ı Hakk’ın yazar-bozar bir tahtasıdır. Bu defterde yazılan her şey bazı şartlara bağlanmıştır ki bu şartlar yerine getirilmezse yazı kaza edilmez ve değişir.

Mesela levh-i mahv-ı isbat defterinde, falan kulun 60 sene yaşayacağı yazılmıştır. Ancak bu yazı kulun sadaka verme şartına bağlanmıştır. Eğer o kul sadaka verirse bu kadar yaşar, vermezse daha az yaşar.

Ya da levh-i mahv-ı isbattaki yazı şöyledir: “Falanca kul kalp ameliyatı olursa 70 sene yaşayacak, olmazsa 60 sene yaşayacak.” Bu kul hangi şartı yerine getirirse o şartın neticesi kaza edilip diğer yazı silinmektedir.

İşte sadakanın ömrü uzatması, belayı önlemesi gibi değişiklikler kaderin bu defterinde olmaktadır. Allahu Teâlâ kuluna bu defterde bir bela yazmış ve bu belanın gelmesini sadaka vermemesi şartına bağlamıştır. O kul sadaka verdiğinde belanın şartı meydana gelmediğinden yazı silinir ve musibetin gelmesi o kul hakkında kaza edilmez.

Nitekim Ra’d suresinin 39. ayetinde Allahu Teâlâ şöyle buyurmuştur:

يَمْحُو اللَّهُ مَا يَشَاءُ وَيُثْبِتُ وَعِنْدَهُ أُمُّ الْكِتَابِ

“Allah dilediği şeyi mahveder, dilediğini sabit kılar. Kitabın aslı O’nun katındadır.” (Ra’d 39)

Bu ayette belirtilen, “Allah’ın dilediği şeyi mahvetmesi” yani yaratmamasıyla yapılan değişiklik bu levhada olmaktadır. Demek bu ayet-i kerime bizlere, değişen kader levhası olan “levh-i mahv-ı ispat”tan haber vermektedir.

Kaderin bu levhasında değişiklik olurken ve bu defterdeki yazıların meydana gelmesi bazı şartlara bağlanmışken, kaderin diğer defteri olan “levh-i mahv-ı âzam”da hiçbir değişiklik olmamaktadır. Yani misalimizdeki kulun sadaka verip vermeyeceği, kalp ameliyatı olup olmayacağı, akraba ziyareti yapıp yapmayacağı gibi hususlar Allah’ın ezelî ilmiyle bilindiğinden dolayı, Allahu Teâlâ değişmeyecek son neticeyi bu deftere yazmıştır. Bu defter Allah’ın nihayetsiz ilminin bir tecelligâhıdır.

Ancak burada “ilmin maluma tabi olması” kaidesini ve Allah’ın zaman ve mekândan münezzeh olduğunu ifade eden ezeliyet sıfatını unutmamak gerekir. Yani Allah’ın bu bilgisi bizi bir işe zorlamamakta, bilakis biz irademizle neyi yapacaksak Allah onu bilmektedir. Bu meseleyi ikinci ve üçüncü derslerimizde işlemiştik. Dileyenler bu dersleri bir daha okuyabilirler.

Yazar: Sinan Yılmaz

Paylaş:
Bu Makaleyi Değerlendirin