a
Ana SayfaKader13. “Senin kavminden artık kimse asla iman etmeyecektir.” ayetinin tahlili

13. “Senin kavminden artık kimse asla iman etmeyecektir.” ayetinin tahlili

Kaderi inkâr edenler, “Allah geleceği bilmez. Kur’an’da kader diye bir şey yoktur.” diyorlar. Biz de her başlıkta, kaderin varlığını ispat eden ayetleri göstererek onların bu sözlerini çürütüyoruz.

Dersimize yine şu bilgiyi hatırlatarak başlayalım:

Kader: Allah’ın ezelî ilmiyle, istikbalde olacak şeyleri bilmesi ve bu bilgiyi bir defterde kaydetmesidir.

“Kader yoktur.” demek, “Allah geleceği bilmez.” demektir. “Kur’an’da kader yoktur.” demek de “Kur’an’da Allah’ın geleceği bildiğiyle ilgili hiçbir ayet yoktur.” demektir.

Önceki derslerimizde kaderin varlığına dair beş ayet-i kerimeyi tahlil etmiştik. Bu dersimizde altında delil olarak Hûd suresinin 36 ve 37. ayetlerini tahlil edeceğiz. Bu ayet-i kerimelerde şöyle buyrulmuş:

وَأُوحِيَ إِلَى نُوحٍ أَنَّهُ لَنْ يُؤْمِنَ مِنْ قَوْمِكَ إِلاَّ مَنْ قَدْ آمَنَ فَلاَ تَبْتَئِسْ بِمَا كَانُوا يَفْعَلُونَ وَاصْنَعِ الْفُلْكَ بِأَعْيُنِنَا وَوَحْيِنَا وَلاَ تُخَاطِبْنِي فِي الَّذِينَ ظَلَمُوا إِنَّهُمْ مُغْرَقُونَ

“Nuh’a vahyolundu ki: Senin kavminden -daha önce iman etmiş olanlar müstesna- artık kimse asla iman etmeyecektir. Zalimler hakkında benimle konuşma, onlar suda boğulacaklardır.” (Hûd 36-37)

Şimdi mezkûr ayet-i kerimelerin meselemize bakan cihetini tahlil edelim:

Allahu Teâlâ Hazreti Nuh’a, kavminden daha önce iman edenler müstesna, diğerlerinin iman etmeyeceğini ve onların suda boğulacağını haber vermiş. Bu sebeple de Hazreti Nuh’un onlar için dua etmesini yasaklamış ve bir gemi yapmasını emretmiş.

Hazreti Nuh (a.s.) bu gemiyi bir rivayete göre iki yılda, diğer bir rivayete göre de dört yılda tamamlamış. Bu zaman diliminde -Allahu Teâlâ’nın haber verdiği gibi- onun kavminden hiç kimse iman etmemiş ve neticede hepsi suda boğulmuş.

Kıssanın detayını tefsir kitaplarına havale ediyor ve şimdi, “İnsan için bir kader yoktur. Allah insanın yapacağını ancak insan yaptıktan sonra bilir.” diyenlere şu soruları sormak istiyoruz:

1. Eğer Allahu Teâlâ kullarının akıbetini bilmiyorsa, Hazreti Nuh’un kavminin iman etmeyeceğini ve suda boğulacaklarını nasıl bildi? Yoksa -haşa- tahmin mi etti?

2. Ya da Allahu Teâlâ onların cüz’î iradelerini ellerinden aldı ve iman etmelerine mâni oldu da onlar gemi yapımında geçen iki yıllık sürede iman edemediler mi? Eğer böyleyse, onlar ahirette şöyle demezler mi:

— Ey Allah’ımız! Eğer sen bizi zorla kâfir yapmasaydın ve irademizi elimizden almasaydın Hazreti Nuh gemiyi yaparken biz iman ederdik. Biz suçlu değiliz; bizi küfürde kalmaya mecbur eden sen suçlusun…

3. Eğer onların cüz’î iradelerinin ellerinden alınıp küfre zorlandığını kabul ediyorsanız yine yanılıyorsunuz. Çünkü peygamberlerin gönderilmesinin bir sebebi, insanların, “Bize uyarıcı ve müjdeleyici gelmedi. Eğer gelseydi biz iman edenlerden olurduk.” (Maide 19) dememeleri içindir. Yani peygamberler, Allah’ın aleyhinde insanların bir hücceti kalmasın ve mazeret sunmasınlar diye gönderilmiştir. (Nisa 165)

Bu hüccetin kalmaması, Allah’ın insanların iradesini ellerinden almama şartına bağlıdır.

Sonuç olarak deriz ki: Allah Teâlâ Hazreti Nuh’a, kavminin iman etmeyeceğini ve suda boğulacağını, bu hadisenin vukuundan iki sene önce -diğer bir rivayete göre dört sene önce- haber vermiş ve haber verdiği gibi de tahakkuk etmiştir. İşte bu ayet gelecekten haber vermek nevinden olup, Allah’ın, kullarının geleceğini bildiğini açıkça ispat etmektedir.

Ebû Leheb’in küfür üzere öleceğini haber veren Tebbet suresine: “Bu sure Ebû Leheb öldükten sonra indirilmiştir.” diye itiraz edenler, Hûd suresinin mezkûr ayetine nasıl itiraz edecekler merak ediyoruz. Hem de bu sefer Allahu Teâlâ bir kişinin değil, -önceden iman edenler müstesna- kavminin bütün fertlerinin küfür üzere öleceğini haber vermiş ve haber verdiği gibi de çıkmış.

Şimdi, önümüzde üç yol var, birini tercih edeceğiz:

1. Allahu Teâlâ Hazreti Nuh’un kavminin iman etmeyeceğini ezelî ilmi ile biliyordu ve bunu Hazreti Nuh’a vahyetti.

2. Allahu Teâlâ -haşa yüz bin defa haşa- bir tahminde bulundu ve bu tahmini tuttu.

3. Allahu Teâlâ -haşa yüz bin defa haşa- onların iradelerini ellerinden aldı ve bilmecburiye onları küfürde bıraktı. Sonra da onları hem suda boğarak hem de ahirette azap ederek onlara zulmetti.

Ey Allah’ın ezelî ilmini inkâr eden gafiller! Biz birinci şıkkı kabul ediyor ve diğer iki şıktan Rabbimizi yüz binler defa tenzih ediyoruz. Ya siz, hangi şıkkı kabul ediyorsunuz?

Yazar: Sinan Yılmaz

Paylaş:
Bu Makaleyi Değerlendirin