a
Ana SayfaKader10. Hazreti Hızır’ın kıssası kaderin varlığını ispat eder

10. Hazreti Hızır’ın kıssası kaderin varlığını ispat eder

Her dersimizin başında şu meseleyi hatırlatmak istiyorum:

Kader: Allah’ın ezelî ilmiyle, istikbalde olacak şeyleri bilmesi ve bu bilgiyi bir defterde kaydetmesidir.

“Kader yoktur.” demek, “Allah geleceği bilmez.” demektir. “Kur’an’da kader yoktur.” demek de “Kur’an’da Allah’ın geleceği bildiğiyle ilgili hiçbir ayet yoktur.” demektir.

Önceki derslerimizde kaderin varlığına dair iki ayet-i kerimeyi tahlil etmiştik. Bu dersimizde üçüncü delil olarak Kehf suresinden bir bölümü tahlil edeceğiz.

Kehf suresinde Hazreti Musa ile Hazreti Hızır’ın seyahati anlatılmaktadır. Bizler bu seyahatin detayını ilgili sureye havale ediyor ve sadece meselemize bakan bölümüne dikkat çekiyoruz. Şöyle ki:

Kehf suresinin 71. ayetinde, Hazreti Musa ile Hazreti Hızır’ın bir gemiye binmesinden ve Hazreti Hızır’ın gemiyi delmesinden bahsedilir. Buna dayanamayan Hazreti Musa: “Gemiyi içindekileri boğmak için mi deldin? Doğrusu çok kötü bir iş yaptın.” der.

Hazreti Hızır gemiyi delmesindeki hikmeti 79. ayet-i kerimede şöyle izah eder: “Gemi denizde çalışan yoksullara aitti. Onu kusurlu kılmak istedim. Zira arkalarında, her sağlam gemiye zorla el koyan bir hükümdar vardı.”

Yani Hazreti Hızır’ın gemiyi delmesinin sebebi, zorba hükümdarın gemiyi gasp etmemesi içindi. Tam da ayetin haber verdiği gibi, zorba hükümdar gemiye el koymaya niyet eder, ancak geminin delik olduğunu görünce bundan vazgeçer. Daha sonra da geminin sahibi olan yoksullar gemiyi tamir ederek çalışmalarına devam ederler.

Hazreti Musa ve Hazreti Hızır gemiden inerek seyahatlerine devam ederler. Surenin 74. ayetinde, Hazreti Hızır’ın bir çocuğu öldürdüğü zikredilir. Buna dayanamayan Hazreti Musa: “Cana karşılık olmaksızın masum bir kimseyi mi öldürdün? Doğrusu çok fena bir şey yaptın.” der.

Hazreti Hızır çocuğu öldürmesindeki hikmeti 80 ve 81. ayetlerde izah eder ki o hikmet, çocuk büyürse anne-babasını azgınlığa sürükleyecek olması ve Allah’ın o anne-babaya o çocuktan daha temiz ve daha merhametli bir evlat vermeyi istemesidir.

Kıssayı kısaca bu şekilde özetledikten sonra, şimdi, “Kader yoktur. Allah geleceği bilmez.” diyenlere şu soruları sormak istiyoruz:

1. Kıssayı dinlediniz, zaten detayını da biliyordunuz. Bu kıssayı bilmenize rağmen nasıl oluyor da “Allah geleceği bilmez.” diyorsunuz? Bu cehalet değil, olsa olsa bir hıyanettir!

2. Hazreti Hızır gemiyi delmiş ve buna sebep olarak da zorba hükümdarın gemiyi gasp edecek olmasını göstermiş. Demek Hazreti Hızır hükümdarın gemileri gasp edeceğini biliyordu.

Bakın, değil Allah, bir kul bile -Allah’ın bildirmesiyle- geleceğe muttali olabiliyor.

— Eğer Allahu Teâlâ, hükümdarın -cüz’î iradesini kullanarak- gelecekte yapacağı gasbı bilmeseydi -yani geleceğe muttali olmasaydı- bu olayı Hazreti Hızır’a bildirebilir miydi?

3. Peki, ya Hazreti Hızır’ın çocuğu öldürmesine ne diyeceksiniz? Hazreti Hızır buna sebep olarak, çocuğun eğer yaşarsa, anne-babasını azgınlığa ve küfre sürükleyecek olmasını göstermiş.

— Hazreti Hızır bunu nereden biliyordu?

Tek cevap: Allah’ın bildirmesiyle bildiğidir.

— Peki, Allah bunu nasıl biliyordu?

Cevap bize göre çok basit: Zamandan münezzeh olan ezelî ilmiyle biliyordu. Bu bilginin kaza edilmemesi için çocuğun öldürülmesine hükmetmiştir.

Peki sizler, ey Allah’ın ezelî ilmini inkâr edenler!

— Size göre, Hazreti Hızır çocuğun akıbetini nasıl bildi? Yoksa tahmin mi etti? Ve çocuğu bu tahmin üzerine mi öldürdü?

4. Allah’ın geleceği bildiğini ve hikmet tahtında bazı olayların olmaması için tedbir aldığını gösteren bu ayetlerden sonra, hâlâ “Allah geleceği bilmez.” iddiasında ısrar mı edeceksiniz? Akıllarınız bu kadar kör ve kalpleriniz bu kadar ölmüş mü ki hâlâ bu batıl fikirde ısrar ediyorsunuz?

Yazar: Sinan Yılmaz

Paylaş:
Bu Makaleyi Değerlendirin