a
Ana SayfaKader14. “Hiçbir musibet yoktur ki biz onu yaratmadan önce bir kitapta yazılı bulunmasın.” ayetinin tahlili

14. “Hiçbir musibet yoktur ki biz onu yaratmadan önce bir kitapta yazılı bulunmasın.” ayetinin tahlili

“Kur’an’da kader yoktur.” diyenlere cevap vermeye devam ediyoruz. Dersimize yine şu bilgiyi hatırlatarak başlayalım:

Kader: Allah’ın ezelî ilmiyle, istikbalde olacak şeyleri bilmesi ve bu bilgiyi bir defterde kaydetmesidir.

“Kader yoktur.” demek, “Allah geleceği bilmez.” demektir. “Kur’an’da kader yoktur.” demek de “Kur’an’da Allah’ın geleceği bildiğiyle ilgili hiçbir ayet yoktur.” demektir.

Önceki derslerimizde kaderin varlığına dair altı ayet-i kerimeyi tahlil etmiştik. Bu dersimizde yedinci delil olarak Hadid suresinin 22. ayetini tahlil edeceğiz. Bu ayet-i kerimede şöyle buyrulmuş:

مَا أَصَابَ مِنْ مُصِيبَةٍ فِي الْأَرْضِ وَلاَ فِي أَنْفُسِكُمْ إِلاَّ فِي كِتَابٍ مِنْ قَبْلِ أَنْ نَبْرَأَهَا إِنَّ ذَلِكَ عَلَى اللَّهِ يَسِيرٌ

“Yeryüzünde ve nefislerinizde başınıza gelen hiçbir musibet yoktur ki biz onu yaratmadan önce bir kitapta yazılı bulunmasın. Şüphesiz bu, Allah’a çok kolaydır.” (Hadid 22)

Ayetin bu açık beyanına karşı şunu merak ediyoruz:

— “Allah geleceği bilmez.” diyenler bu ayet-i kerimeyi hiç mi görmüyorlar?

— Allah’ın geleceği bildiğine dair bundan daha açık bir ifade olabilir mi?

— Yoksa Allah’ın geleceği bildiğine inanmak için, gayb perdesinin kaldırılmasını ve levh-i mahfuzu görmeyi mi şart koşuyorlar?

Ayet-i kerimede, yeryüzünde ve nefislerimizde başımıza gelen her musibetin daha yaratılmadan önce bir kitapta kaydedilmiş olduğu açıkça belirtilmiş ve bunun Allah’a çok kolay olduğu zikredilmiş. Şimdi, başımıza gelecek bir musibet üzerine biraz tefekkür edelim:

Mesela bundan on yıl sonra bize bir arabanın çarpacağını farz edelim… Kur’an diyor ki: Bu musibet daha başınıza gelmeden önce bir kitapta yazılmıştır.

Şimdi şunu bir düşünelim: Bu musibet başımıza gelmeden önce bir kitapta yazılı olduğuna göre, demek Rabbimiz:

– On sene sonra bu musibet saatinde bizim nerede olacağımızı biliyor.

– Bize çarpacak arabayı biliyor.

– Nasıl çarpacağını biliyor.

– Ve bu musibetle ilgili diğer bütün detayları biliyor ve hepsini bir kitapta kaydetmiş.

Eğer Allah geleceği bilmeseydi bu yazıyı yazabilir miydi?

Şimdi bu mülahazalar üzerinden, “Kader yoktur. Allah geleceği bilmez.” diyenlere şu soruları sormak istiyoruz:

1. Ayet-i kerimede, yeryüzündeki ve nefislerimizdeki bütün musibetlerin daha yaratılmadan önce bir kitapta kaydedildiği beyan buyrulmuş. Bu, Allah’ın gaybı ve geleceği bildiğini ispat etmez mi?

2. Eğer Allah geleceği bilmiyorsa, vukua gelecek musibetleri bu deftere (levh-i mahfuza) nasıl kaydetmiş?

3. “Allah geleceği bilmez.” diyen sizler, “Yeryüzünde ve nefislerinizde başınıza gelen hiçbir musibet yoktur ki biz onu yaratmadan önce bir kitapta yazılı bulunmasın.” ayetini nasıl izah ediyorsunuz?

4. Ayetin sonunda, “Şüphesiz bu, Allah’a çok kolaydır.” buyrulmuş. Allah’a kolay olan şey bize göre, ezelî ilmi ile olacak her şeyi bilmesidir. Siz ise bu ezelî ilmi inkâr ediyorsunuz. O hâlde size göre, Allah’a çok kolay olan şey nedir?

5. Ayet-i kerimenin tefsirini yapan bütün müfessirler, ayette geçen “her şeyin kendisinde yazılı olduğu kitabı” levh-i mahfuz olarak tefsir etmişler. Levh-i mahfuza inanmayan sizler, bu kitabı neyle tefsir ediyorsunuz?

6. Ayetin bu kadar açık beyanına karşı, hâlâ “Allah’ın geleceği bilmediği” safsatasında ısrar mı edeceksiniz?

Yazar: Sinan Yılmaz

Paylaş:
Bu Makaleyi Değerlendirin