a
Ana SayfaKader16. “Mescid-i Haram’a inşallah gireceksiniz.” ayetinin tahlili

16. “Mescid-i Haram’a inşallah gireceksiniz.” ayetinin tahlili

Ehl-i bid’a “Kader yoktur. Allah geleceği bilmez.” diyor. Biz de onlara cevap vermeye devam ediyoruz. Dersimize yine şu bilgiyi hatırlatarak başlayalım:

Kader: Allah’ın ezelî ilmiyle, istikbalde olacak şeyleri bilmesi ve bu bilgiyi bir defterde kaydetmesidir.

“Kader yoktur.” demek, “Allah geleceği bilmez.” demektir. “Kur’an’da kader yoktur.” demek de “Kur’an’da Allah’ın geleceği bildiğiyle ilgili hiçbir ayet yoktur.” demektir.

Önceki derslerimizde kaderin varlığına dair sekiz ayet-i kerimeyi tahlil etmiştik. Bu dersimizde dokuzuncu delil olarak Fetih suresinin 27. ayetini tahlil edeceğiz. Bu ayet-i kerimede şöyle buyrulmuş:

لَتَدْخُلُنَّ الْمَسْجِدَ الْحَرَامَ إِنْ شَاءَ اللَّهُ آمِنِينَ مُحَلِّقِينَ رُؤُوسَكُمْ وَمُقَصِّرِينَ لاَ تَخَافُونَ

“Siz güven içinde, başlarınızı tıraş etmiş ve saçlarınızı kısaltmış olarak korkmadan Mescid-i Haram’a inşallah gireceksiniz.” (Fetih 27)

Bu ayetin meselemize bakan cihetine geçmeden önce, dilerseniz, ayetin iniş sebebi üzerinde biraz duralım:

Mekke’den Medine’ye hicret eden müminler o zamandan beri Mekke’ye gidemiyor ve Mekke’nin özlemini çekiyordu. Peygamber Efendimiz (a.s.m.) bir gece bir rüya gördü. Rüyasında müminler güven içinde Mescid-i Haram’a girip Kâbe’yi tavaf ediyordu. Bunun üzerine Peygamberimiz (a.s.m.) müminleri bu haberle müjdeledi.

Bu hadise üzerine de Allahu Teâlâ Fetih suresinin 27. ayetini indirdi. Gerçekten de bir süre sonra Mekke’nin fethiyle Müslümanlar aynı ayette bildirildiği gibi güven içinde Mescid-i Haram’a girdiler.

Şunu da unutmamak ve ayete öyle bakmak gerekir: Baharın başında baharı müjdelemek kolaydır. Zor olan, kışın ortasında baharı müjdelemektir. Kur’an’ın verdiği haberler, kış ortasında baharı müjdelemek gibidir. Zira bu ayetin indiği dönemde Müslümanlar gayet zayıf ve azdı. Hicrete mecbur bırakılarak vatanlarını ve mallarını terk etmişlerdi. Medine’den Mekke’ye Kâbe’yi ziyaret için gelmişler ama Mekke müşrikleri buna bile müsaade etmediğinden üzülerek Medine’ye geri dönmüşlerdi.

İşte böyle bir hengâmda Kur’an, Kâbe’ye güvenle gireceklerini ve İslam’ın diğer dinlere üstün geleceğini haber vermiş ve verdiği haber tam doğru çıkmıştır.

Şimdi, mezkûr ayetin meselemize bakan cihetini tahlil edelim:

Kaderi inkâr edenler diyor ki: “Allah geleceği bilmez. Gelecek ancak yaşandıktan sonra bilinir.” Yani onlara göre, Allah da bizim gibi zamanla kayıtlıdır.

Madem onlar böyle inanıyorlar, o hâlde şimdi şu sorularımıza cevap versinler:

1. Allah geleceği bilmiyorsa Mekke’nin fethedileceğini nasıl haber verdi?

2. Yoksa -haşa- Allah bir tahminde bulundu da tahmini mi tuttu?

3. Allah’ın gelecekten verdiği bu haberi duyduktan sonra, hâlâ “Allah geleceği bilmez.” iddianıza devam mı edeceksiniz? Yoksa tövbe edip tekrar imana mı gireceksiniz?

4. Yoksa, “Allah bazı şeyleri bilir ama çoğunu bilmez.” mi diyorsunuz? Eğer böyle diyorsanız, bu taksimi neye göre yapıyorsunuz?

Yazar: Sinan Yılmaz

Paylaş:
Bu Makaleyi Değerlendirin