22. “Yargılama olmadan ceza olmaz.” diyenlere cevap
Kabir hayatını inkâr edenler diyor ki:
— Kıyamet bir yargılama günüdür. Yargılama olmadan ceza olmaz. Kabirde ise yargılama söz konusu değildir. O hâlde kabirde azap olmamalıdır.
Onların bu sözüne cevaben deriz ki: Kur’an’da Hazreti Nuh’un kavmi, Hazreti Hud’un kavmi, Hazreti Salih’in kavmi ve diğer peygamber kavimlerinin başına gelen dünyevi azaplar anlatılmaktadır. Mesela Hazreti Nuh’un kavmi denizde boğulmuş; Hazreti Hud’un kavmi bir rüzgârla helak edilmiş; Hazreti Salih’in kavmi ise şiddetli bir gürültüyle cezalandırılmıştır.
Yine Kur’an’da zalim kavimlerin topluca helakinden başka, fertlerin helakinden de bahsedilir. Mesela Kârun anlatılır ve “Onu ve sarayını yerin dibine geçirdik.” denilir. Firavun anlatılır, “Onu denizde boğduk.” denilir. Nemrud anlatılır, “Onu hüsrana uğrattık.” denilir.
Her zalim kavmin ve ferdin helak edilişinde de şu ifade kullanır: İşte biz zalimleri böyle cezalandırırız!
Bu ayetlerden anlıyoruz ki cezalandırmak için ille de hesaba çekmeye gerek yoktur. Zira bu kavimler hesaba çekilmeden helak edilmişler ve cezalandırılmışlardır.
Dilerseniz, hesaba çekilmeden helak edilişe dair birkaç örnek daha verelim:
A’raf suresi 152. ayet-i kerimede şöyle buyrulmuş:
إِنَّ الَّذِينَ اتَّخَذُوا الْعِجْلَ سَيَنَالُهُمْ غَضَبٌ مِنْ رَبِّهِمْ وَذِلَّةٌ فِي الْحَياةِ الدُّنْيَا وَكَذَلِكَ نَجْزِي الْمُفْتَرِينَ
“Şüphesiz buzağıyı tanrı edinenlere Rablerinden bir gazap ve dünya hayatında iken bir zillet erişecektir. İşte biz iftiracıları böyle cezalandırırız.” (A’raf 152)
Yunus suresi 13. ayet-i kerimede şöyle buyrulmuş:
وَلَقَدْ أَهْلَكْنَا الْقُرُونَ مِنْ قَبْلِكُمْ لَمَّا ظَلَمُوا وَجَاءتْهُمْ رُسُلُهُمْ بِالْبَيِّنَاتِ وَمَا كَانُوا لِيُؤْمِنُوا كَذَلِكَ نَجْزِي الْقَوْمَ الْمُجْرِمِينَ
“Andolsun ki sizden önceki devirlerin birçok kavmini zulmettikleri için helak ettik. Peygamberleri kendilerine apaçık deliller getirdikleri hâlde onlar iman etmemişlerdi. İşte günahkârlar topluluğunu biz böyle cezalandırırız.” (Yunus 13)
Taha suresi 127. ayet-i kerimede şöyle buyrulmuş:
وَكَذَلِكَ نَجْزِي مَنْ أَسْرَفَ وَلَمْ يُؤْمِن بِآيَاتِ رَبِّهِ وَلَعَذَابُ الْآخِرَةِ أَشَدُّ وَأَبْقَى
“İşte haddi aşanları ve Rabbinin ayetlerine inanmayanları biz böyle cezalandırırız. Şüphesiz ahiret azabı (dünya azabından) daha şiddetli ve daha devamlıdır.” (Taha 127)
Sebe suresi 16 ve 17. ayetlerde şöyle buyrulmuş:
فَأَعْرَضُوا فَأَرْسَلْنَا عَلَيْهِمْ سَيْلَ الْعَرِمِ وَبَدَّلْنَاهُم بِجَنَّتَيْهِمْ جَنَّتَيْنِ ذَوَاتَى أُكُلٍ خَمْطٍ وَأَثْلٍ وَشَيْءٍ مِنْ سِدْرٍ قَلِيلٍ ذَلِكَ جَزَيْنَاهُمْ بِمَا كَفَرُوا وَهَلْ نُجَازِي إِلاَّ الْكَفُورَ
“Fakat onlar yüz çevirdiler. Biz de üzerlerine Arim selini salıverdik ve o güzelim iki bahçelerini buruk yemişli, ılgınlık ve içinde biraz da sidir ağacı bulunan iki harap bahçeye çevirdik. İşte böylece, küfretmiş olmalarından ötürü onları cezalandırdık. Biz kâfirlerden başkasını cezalandırır mıyız?” (Sebe 16-17)
Bu ayetler gibi Kur’an’da daha onlarca ayet-i kerime var. Bu ayetler gösteriyor ki Allahu Teâlâ zalimleri sadece ahirette değil, bu dünyada iken de cezalandırıyor. Öyleyse kabirde niçin cezalandırmasın?
Kabir hayatını inkâr edenler diyor ki: Kıyamet bir yargılama günüdür. Yargılama olmadan ceza olmaz.
— Onlar, yargılama olmadan cezanın olduğunu beyan eden bu ayetleri hiç görmüyorlar mı?
— Yoksa onların başlarına gelen bu acı azaplar ceza değil midir?
Hem şunu hiç düşünmüyorlar mı: Yargılama ve hesap yani amel defterlerinin açılması, mizanın kurulması, insanın hesaba çekilmesi gibi hâller, Allah’ın, kulunun hâlini ve durumunu bilmesi için değildir. Bütün bunlar kulun durumunu kendisine göstermek içindir. Yoksa Allahu Teâlâ nihayetsiz ilmiyle zaten kullarının hâlini ve akıbetini bilmektedir.
Yoksa onlar, “Kıyamet bir yargılama günüdür. Yargılanma olmadan ceza olmaz.” derken, Allah’ın, kullarının hâlini bilmediğini mi düşünüyorlar? Yani onlara göre, Allah kimin salih kimin zalim, kimin cennet ehli kimin cehennem ehli olduğunu bilmiyor da bu bilgiye hesaptan sonra mı vakıf olacak? Ve vakıf olduktan sonra mı ceza verecek?
Onlar Allah hakkında ne kötü bir zanda bulunuyorlar! Onlara soruyoruz:
— “Yargılama olmadan ceza olmaz.” ne demek?
— Bu söz hem Allah’ın ezelî ilmine hem de Kur’an’ın onlarca yerinde geçen, “İşte biz onları böylece cezalandırdık.” ifadesine zıt değil midir?
— Kabirde azap etmek için niçin ilk önce yargılama gereksin?
— Dünyada yargılamadan ve hesaba çekmeden ceza veriliyor da kabirde niçin verilmesin?
— Allahu Teâlâ kulunun günahlarını bilmiyor mu ki yargılama olmadan ona ceza veremesin?
Yine onlara deriz ki:
— Değil peygamber kavimlerinin ve zalimlerin helak edilişi, bizim dahi başımıza gelen musibetler işlemiş olduğumuz günahlardan dolayı değil midir?
— Meydana gelen depremler, yangınlar, kazalar ve diğer musibetler, hep insanların zulümleri ve isyanları sebebiyle değil midir?
Bu hakikate işareten Rum suresinin 41. ayet-i kerimesinde şöyle buyrulmuş:
ظَهَرَ الْفَسَادُ فِي الْبَرِّ وَالْبَحْرِ بِمَا كَسَبَتْ أَيْدِي النَّاسِ لِيُذِيقَهُم بَعْضَ الَّذِي عَمِلُوا لَعَلَّهُمْ يَرْجِعُونَ
“İnsanların elleriyle işledikleri günahlardan dolayı karada ve denizde fesat çıktı. Allah, yaptıklarının bir kısmının cezasını onlara tattıracak. Umulur ki onlar dönerler.” (Rum 41)
— Bu ayet ve daha onlarca ayet, yargılama olmadan cezanın verileceğini göstermiyor mu?
Herhâlde yaptığımız bu izahlarla onların: “Kıyamet bir yargılama günüdür. Yargılama olmadan ceza olmaz.” sözünün ne büyük bir safsata olduğu anlaşılmıştır.
Demek onlar hiç Kur’an okumamışlar; zalimlerin daha dünyada iken -yargılama olmadan- nasıl cezalandırıldığını görmemişler. Elhamdülillah, biz kör gözlerine Kur’an’ın güneş gibi ayetlerini soktuk. Belki gözleri açılır da hidayet bulurlar!
Yazar: Sinan Yılmaz