10. Hem bütün âlemlerin Rabbi itibarıyla Allah’ın kelamıdır…
On İkinci Söz’ün mütalaasına kaldığımız yerden devam ediyoruz:
Hem bütün âlemlerin Rabbi itibarıyla Allah’ın kelamıdır. Hem bütün mevcudatın İlahı unvanıyla Allah’ın fermanıdır. Hem semavat ve arzın Hâlıkı haysiyetiyle bir hitaptır. (12. Söz)
Kur’an’ın, bütün âlemlerin Rabbi itibarıyla Allah’ın kelamı olması, bütün mevcudatın İlahı unvanıyla Allah’ın fermanı olması ve semavat ve arzın Hâlıkı haysiyetiyle bir hitap olması meselesini önceki derslerimizde mütalaa etmiştik. Bu sebeple izahına girişmiyor, metne devam ediyoruz:
Hem rububiyet-i mutlaka cihetinde bir mükâlemedir. (12. Söz)
İlk önce “rububiyet-i mutlaka” kavramını izah etmeye çalışalım, sonra da “Kur’an’ın rububiyet-i mutlaka cihetinde bir mükâleme olması” meselesini tahlil edelim:
Rububiyet: Cenab-ı Hakk’ın mahlukatı yaratması, beslemesi, onları büyütmesi, terbiye etmesi, idare etmesi, yaşatması, öldürmesi ve onlarda fiilî sıfatlarıyla tasarrufta bulunmasıdır.
Rububiyet-i mutlaka ise bu rububiyetin sınırsız ve sonsuz olmasıdır. Buradaki “mutlaka” ifadesi sınırsızlığı ifade etmek içindir. Bu kavramın zıttı “mukayyede”dir yani sınırlı oluştur.
Cenab-ı Hakkın rububiyetinin bütün kâinatı ihata etmesine ve hiçbir mahlukun bu rububiyetin dışında kalmamasına dikkat çekmek için “rububiyet-i mutlaka” denilmiştir. Yani bu rububiyet, kayıtsız ve şartsız bir rububiyettir.
Rububiyet kavramına girmişken bir de “kemal-i rububiyet” olarak ifade edilen rububiyetin kemalinden dem vuralım. Bu sayede rububiyetin manası biraz daha açılacaktır:
Rububiyetin kemali, yukarıda zikredilen fiillerin ve icraatların akılları hayrette bırakacak tarzda mükemmelen icra edilmesidir. Hiçbir varlığın unutulmaması, birbiriyle karıştırılmaması, tam vaktinde tasarrufta bulunulması ve hiçbir kusur ve eksiğin görünmemesidir. Mesela:
– Her sineğe kanat takılması ve hiçbir sineğin kanatsız bırakılmaması rububiyetin kemalindendir.
– Hiçbir mahlukun aç bırakılmaması rububiyetin kemalindendir.
– Bir anda milyarlarca varlığın mükemmelen yaratılması rububiyetin kemalindendir.
– Her varlığa farklı vazifeler gördürülmesi ve farklı şekillerde terbiye edilmesi rububiyetin kemalindendir.
– Her mahluka farklı bir elbise, farklı bir silah, farklı bir suret ve farklı cihazlar verilmesi rububiyetin kemalindendir.
– Milyarlarca yıldızın birbirine çarptırılmadan gezdirilmesi rububiyetin kemalindendir.
– Hayatların ve ölümlerin mükemmelliği rububiyetin kemalindendir.
Kısacası: Mahlukat üzerinde yapılan bütün mükemmel ve kusursuz tasarruflar rububiyetin kemalindendir.
Rububiyet kavramını bu şekilde tahlil ettikten sonra, şimdi sıra geldi “Kur’an’ın rububiyet-i mutlaka cihetinde bir mükâleme olması” meselesine. Burada iki vecih var:
1. Rububiyet yani terbiye, maddi ve manevi olarak iki şekildedir. Bir balığa yüzmesini ve bir kuşa uçmasını öğretmek maddi bir terbiye iken, bir kula hidayet vermek ve onun yüzünü ahirete ve baki işlere çevirmek manevi bir terbiyedir.
Rububiyetin bu manasıyla, bütün peygamberlerin gönderilmesi ve kitapların indirilmesi manevi bir terbiye olup, rububiyetin manevi kısmına dâhildir.
İşte Kur’an, bu manevi rububiyet cihetinde Allah’ın kelamıdır. Yani Allahu Teâlâ onun ile insanları hidayete davet etmiş, kendisini bildirmiş, emir ve yasaklarını öğretmiş ve bu emir ve yasakları dinleyenleri insan-ı kâmil makamına çıkararak onları terbiye etmiştir. Bu, Cenab-ı Hakk’ın manevi rububiyetidir. Kur’an da bu rububiyet cihetinden bir mükâlemedir.
2. “Kur’an’ın rububiyet-i mutlaka cihetinde bir mükâleme olması” şu manaya da gelebilir: Kur’an’da bütün mahlukattan bahsedilmekte ve onlara vazifeleri öğretildiği haber verilmektedir. Yani yıldızların terbiyesinden tutun bulut ve yağmurların terbiyesine; kuşların terbiyesinden tutun karınca ve bal arısının terbiyesine kadar, her varlığa vazifeleri öğretildiği ve onların bu vazifelerde çalıştırıldığı bildirilmiştir.
İşte Kur’an, şu âlemdeki rububiyeti mutlakayı gösteren ve ders veren İlahî bir kitaptır. Bu bakımdan Kur’an, Cenab-ı Hakkın rububiyet-i mutlakası cihetinden bir mükâlemesi sayılabilir.
Yazar: Sinan Yılmaz