10. Sonra o şecerenin semeresi olan insandan bir tanesini şecere-i İslamiyet’e çekirdek…
Habbe mütalaasına devam ediyoruz:
“Sonra o şecerenin semeresi olan insandan bir tanesini şecere-i İslamiyet’e çekirdek ittihaz etmiştir.”
(Şecere: Ağaç / Semere: Meyve / Şecere-i İslamiyet: İslamiyet ağacı)
İnsanı şu şecere-i kâinatın en müntehap meyvesi yapan Allahu Teâlâ, insandan bir ferd-i feridi şecere-i İslamiyet’in çekirdeği yapmıştır. O ferd-i ferid Hazreti Muhammed (a.s.m.)’dır. İslam ona vahyolmuş, kelam-ı İlâhiyi o tebliğ etmiş ve İslamiyet onun söz ve ef’alinden vücud bulmuştur.
Bu cihetle, İslamiyet’e bir şecere-i mübareke gözüyle bakılsa, Hazreti Muhammed (a.s.m.) o şecerenin çekirdeği olur.
“Demek o çekirdek, âlem-i İslâmiyet’in hem banisidir hem esasıdır hem güneşidir.
(Bani: Bina eden)
Banisidir; âlem-i İslam’ı o bina etmiş ve inayet-i Rabbânî ile o tesis etmiştir. Esasıdır; İslamiyet’in özünü oluşturan ana öge ve yapı taşı odur. İslam’ın bütün ahkâmı onda cem olmuş ve din-i hakkın esası olmuştur. Güneşidir; âlem-i İslam’ı aydınlatmış, ümmetine ışık tutmuş ve hidayet yolunu göstermiştir.
Güneş teşbihinden gönlüme şu mana geldi:
Bir kimse: “Görmek için güneşe ihtiyacım yok, gözüm bana yeter.” dese, gecenin karanlığında kalır. Değil yolunu, önünü dahi göremez. Hatta gözüne bir diken batar, kör olur gider.
Aynen bunun gibi, bir kimse: “Benim sünnet-i Resulullah’a ihtiyacım yok. İslamiyet’i Kur’an’dan anladığım gibi yaşarım.” dese, o da dalaletin karanlığında kalır. Değil hidayet yolunda yürümek, o yola adım dahi atamaz.
“Fakat o çekirdeğin çekirdeği kalptir.”
Önceki cümlede Efendimiz (a.s.m.)’dan bahsedildiği için, “o çekirdeğin çekirdeği” ifadesiyle Peygamberimizin kastedildiği zannedilebilir. Bu zan yanlıştır. “o çekirdeğin çekirdeği” ifadesiyle Efendimiz (a.s.m.) değil, insan kastedilmemiştir. Arabî Habbe’deki orijinal metin şöyledir:
وأن في الإنسان حبةً لو كان الإنسان ثمرةً لكانت تلك الحبة نواتَه ألَا وهي القلب
“İnsanda bir çekirdek vardır. Eğer insan bir meyve olsaydı bu çekirdek onun çekirdeği olurdu. Dikkat edin! O kalptir.” (Arabî Habbe)
Bu ifadeden anlıyoruz ki “o çekirdeğin çekirdeği” ifadesiyle insan kastedilmiş. Bundan da şöyle bir manaya ulaşılır:
Nasıl ki ağaç çekirdeğine göre şekillenir. Zakkum çekirdeğinden zakkum ağacı, tuba çekirdeğinden tuba ağacı çıkar.
Aynen bunun gibi, insanın hayat-ı maneviyesi de kalp çekirdeğinin mahiyetine göre şekillenir. Kimi çekirdekten nebiler, veliler ve ehlullah çıkar; kimi çekirdekten ise Nemrutlar, Firavunlar ve Karunlar…
Yazar: Sinan Yılmaz