1. Kâinatın tılsım-ı muğlakı
Rabbimizin ihsanı ve keremiyle Yedinci Söz’ün mütalaasına başlıyoruz. Mütalaada şu usulü takip edeceğiz: Yedinci Söz’ü baştan başlayarak okuyacak, manası açık olan cümlelerin tefekkürünü sizlere havale edecek ve manası kapalı cümlelerin izahını yapacağız. Cenab-ı Hak mütalaasını yapacağımız hakikatleri kalbimize işletsin ve amele dökme hususunda bizlere inayet etsin. Âmin.
YEDİNCİ SÖZ
Şu kâinatın tılsım-ı muğlakını açan اٰمَنْتُ بِاللّٰهِ وَ بِالْيَوْمِ الْاٰخِرِ , ruh-u beşer için saadet kapısını fetheden ne kadar kıymettar iki tılsım-ı müşkülküşa olduğunu… (7. Söz)
(Tılsım-ı muğlak: Kapalı ve kilitli sır / Tılsım-ı müşkülküşa: Anlaşılması ve çözülmesi zor olan sır, gizem)
Kâinatın tılsım-ı muğlâkı şu ve benzeri sorulardır:
1. Bu kâinat niçin yaratıldı?
2. İnsanlar ve diğer mahlukat nereden geldiler, nereye gidiyorlar ve necidirler?
3. İnsanın vazifesi nedir ve bu âleme niçin gelmiştir?
4. Âlemdeki bu tahavvülatın ve bunca fiilin manası ve hikmeti nedir?
5. Niçin bu kadar çok varlık var?
6. Bu varlıklara yapılan onca masrafın sebebi nedir?
7. Niçin hepsi farklı renklere boyanmış, farklı şekillerde yaratılmış ve farklı cihazlarla teçhiz edilmiş?
8. Niçin bütün mahlukat insana hizmet ediyor?
9. Hayatın manası ve hikmeti, ölümün sırrı ve hakikati nedir?
10. Bizler ölünce nereye gideceğiz?
İşte bu ve bunlar gibi onlarca soru kâinatın tılsım-ı muğlakıdır ki felsefe ve fen bu sorulara cevap bulmaktan âcizdir. Bu sorulara ancak Allah’a ve ahirete iman ile cevap bulunabilir.
Demek, Allah’a ve ahirete iman, şu kâinatın tılsım-ı muğlakını açan ve ruh-u beşer için saadet kapısını fetheden iki tılsım-ı müşkülküşâdır.
Cümleyi bir daha okuyarak metne devam edelim:
Şu kâinatın tılsım-ı muğlakını açan اٰمَنْتُ بِاللّٰهِ وَ بِالْيَوْمِ الْاٰخِرِ , ruh-u beşer için saadet kapısını fetheden ne kadar kıymettar iki tılsım-ı müşkülküşa olduğunu ve sabır ile hâlıkına tevekkül ve iltica ve şükür ile rezzakından sual ve dua ne kadar nâfi ve tiryak gibi iki ilaç olduğunu ve Kur’an’ı dinlemek, hükmüne inkıyad etmek, namazı kılmak, kebairi terk etmek ebedü’l-âbâd yolculuğunda ne kadar mühim, değerli, revnaktar bir bilet, bir zâd-ı ahiret, bir nur-u kabir olduğunu anlamak istersen şu temsilî hikâyeciğe bak, dinle… (7. Söz)
(Hâlık: Yaratıcı / Rezzak: Rızık veren (Allah) / Nâfi: Faydalı / Tiryak: Panzehir / İnkıyad: Boyun eğme / Kebair: Büyük günahlar / Ebedü’l-âbâd: Sonsuz zamanlar, ahiret / Revnaktar: Göz alıcı güzellikte / Zâd-ı ahiret: Ahiret azığı)
Yedinci Söz’ün konusunun anlatıldığı giriş cümlesi oldukça uzun bir cümle. Böyle uzun cümleleri ihata edebilmek için metni madde madde bölmeli ve cümleyi parçalamalıyız. Bu cümlede iki tılsımdan, iki ilaçtan; bir bilet, ahiret azığı ve nur-u kabirden bahsedilmektedir.
Tılsımlar: Kâinatın tılsım-ı muğlâkını açıyor ve ruh-u beşer için saadet kapısını fethediyor.
1. Allah’a iman.
2. Ahirete iman.
İlaçlar: Gayet nâfi ve tiryaktır. Bunlar:
1. Sabır ile Allah’a tevekkül ve iltica.
2. Şükür ile Allah’a sual ve dua.
Bilet, ahiret azığı ve nur-u kabir ise şunlardır:
1. Kur’an’ı dinlemek
2. Hükmüne boyun eğmek
3. Namaz kılmak
4. Büyük günahları terk etmek
Temsilî hikâyeciği sonraki derse bırakıp önce bu maddelere çalışalım. Bu maddeleri iyice kavradığınızda sonraki derse geçebilirsiniz.
Yazar: Sinan Yılmaz