2. Beşinci Söz’ün temsilî hikâyeciği
Beşinci Söz’ün mütalaasına kaldığımız yerden devam ediyoruz. Şimdi, temsilî hikâyeciğin tamamını acele etmeden, düşüne düşüne okuyalım. Daha sonra da üzerinde mütalaa yapalım. (Osmanlıca kelimelerin manasını bilmeyenler olabilir düşüncesiyle metni bölerek ve kelimeleri altına yazarak ilerledik. Kelimelerin manasını sayfanın altına yazsaydık, manaya alttan bakmak ve sonra başı tekrar kaldırıp metinde odaklanmak zor olurdu. Bu sebeple alttaki usulü takip ettik.)
Seferberlikte bir taburda biri muallem, vazifeperver; diğeri acemi, nefisperver iki asker beraber bulunuyordu. Vazifeperver nefer, talime ve cihada dikkat eder, erzak ve tayinatını hiç düşünmezdi. Çünkü anlamış ki onu beslemek ve cihazatını vermek, hasta olsa tedavi etmek, hatta inde’l-hâce lokmayı ağzına koymaya kadar devletin vazifesidir. Ve onun asıl vazifesi, talim ve cihattır. Fakat bazı erzak ve cihazat işlerinde işler. Kazan kaynatır, karavanayı yıkar, getirir.
(Muallem: Eğitimli, talim görmüş / Vazifeperver: Vazifesini seven, işine düşkün / Nefisperver: Nefsini seven / İnde’l-hâce: İhtiyaç anında)
Ona sorulsa: Ne yapıyorsun?
“Devletin angaryasını çekiyorum.” der. Demiyor: Nafakam için çalışıyorum.
Diğer şikemperver ve acemi nefer ise talime ve harbe dikkat etmezdi. “O, devlet işidir. Bana ne?” derdi. Daim nafakasını düşünüp onun peşine dolaşır; taburu terk eder, çarşıya gider, alışveriş ederdi.
(Şikemperver: Boğazına düşkün, obur)
Bir gün, muallem arkadaşı ona dedi:
— Birader, asıl vazifen, talim ve muharebedir. Sen onun için buraya getirilmişsin. Padişaha itimat et. O seni aç bırakmaz. O, onun vazifesidir. Hem sen âciz ve fakirsin; her yerde kendini beslettiremezsin. Hem mücahede ve seferberlik zamanıdır. Hem sana asidir der, ceza verirler. Evet, iki vazife peşimizde görünüyor. Biri padişahın vazifesidir. Bazen biz onun angaryasını çekeriz ki bizi beslemektir. Diğeri bizim vazifemizdir. Padişah bize teshilat ile yardım eder ki talim ve harptir.
Acaba o serseri nefer, o mücahid mualleme kulak vermezse ne kadar tehlikede kalır anlarsın. (5. Söz)
(Mücahede: Cihad etme, çarpışma / Teshilat: Kolaylaştırmalar)
Bu sözde olduğu gibi, temsil ile anlatılan hakikatleri anlayabilmek için, temsili çok iyi kavramak ve her noktasını anlamak gerekir. Temsili tam manasıyla anlamak için de tablo oluşturmak etkili bir yoldur. Kuvvetli bir hafızası olmadığı için, sonunu okurken başını unutanlar bu tür metinler için tablo hazırlamalı ya da okuduğu sayfadaki cümleleri kalemiyle çizerek birbiriyle ilişkilendirmelidir. Bizler sizlere kolaylık olması için bu sözde geçen hikâyeyi şu şekilde tabloya döküyoruz:
SEFERBERLİK VAKTİ |
|
MUALLEM VE VAZİFEPERVER ASKER |
ACEMİ VE NEFİSPERVER ASKER |
Talime ve cihada dikkat eder. |
Talime ve harbe dikkat etmez. |
Erzak ve tayinatını hiç düşünmez. |
Daima nafakasını düşünüp onun peşine dolaşır. |
Vazifesinin talim ve cihat olduğunu bilir. |
Vazifesinin talim ve cihat olduğunu bilmez. |
Bazı erzak ve cihazat işlerinde işler |
Taburu terk eder, çarşıya gider, alışveriş eder. |
“Devletin angaryasını çekiyorum.” der. Demiyor: “Nafakam için çalışıyorum.” |
X |
VAZİFEPERVERİN NEFİSPERVERE NASİHATLERİ |
|
1. Asıl vazifen talim ve muharebedir. Sen onun için buraya getirilmişsin |
|
2. Padişaha itimat et. O seni aç bırakmaz. |
|
3. Sen âciz ve fakirsin; her yerde kendini beslettiremezsin. |
|
4. Mücahede ve seferberlik zamanıdır. Sana asidir der, ceza verirler. |
|
5. Peşimizde iki vazife görünüyor. Biri padişahın vazifesidir ki bizi beslemektir. Diğeri bizim vazifemizdir ki talim ve harptir. |
Temsilin izahına geçmeden önce tabloya iyice çalışmalı ve bu maddeleri ezberlemeliyiz. Temsilin izahını sonraki derste yapacağız. Maddeleri ezberledikten sonra sonraki derse geçebilirsiniz.